Adana ÇAtı Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları
Önce Bölgeye uygulanacak çalışma için Adana ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI Alanında uzman ustalarımız keşif yaparak proje hazırlarlar.Adana ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI ustalarımız Analiz yapılan bölgeye gerekli duyulan malzemeyi saptarlar.
Adana ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI çalışma yapılacak alanlarda nelere ve İhtiyaç duyulduğu müşteriye paylaşılır,Adana Kiremit çattı ustalarımız Tarafından Uygulamaya konulur.
Öncelik olarak İstanbul geneline tüm bölgelerine Türkiye Geneline Adana ilinde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI uygulamaları Adana ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI sistemleri profesyonel Adana çatı ustalarımız tarafında güven ve kalite ilkelerini siz değerli müşterilerinine en ekonomik fiyatlar ile sunmaktadır.Adana Kiremit Çatı Ustalarımız Türkiye genelinede hizmet vermektedirler.BİZE ULAŞIN
Adana, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık altıncı şehri. 2015 yılı verilerine göre, 2.183.167 nüfusa sahiptir. Şehir merkezi,Akdeniz’den 30 km içeride Seyhan Nehri’nin üzerinde bulunmaktadır. Akdeniz sahil şeridinde ise Karataş ve Yumurtalık (Ayas) ismi ile iki adet sahil ilçesi bulunmaktadır. Yine Akdeniz üzerinde bulunan Ceyhan ilçesinde ise ticari amaçlı liman bulunmaktadır.
Doğudan batıya 100 kilometre boyunca uzanan Adana-Mersin Büyükşehir Bölgesi, 3,45 milyon nüfusa sahiptir. Türkiye’deki altıncı büyük metropolitan alan olup ülkenin önde gelen bir ticaret ve kültür merkezidir.
Maden zengini 4. bölge olan Adana; krom, demir, manganez, kurşun ve çinko yatakları açısından önem taşımaktadır.
Adana’nın merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova’nın merkezinde bulunur. Yaklaşık 5,62 milyon insana ev sahipliği yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarıma oldukça elverişli, geniş ve düz bir arazidir.
İçindekiler
[gizle]
- 1Etimoloji
- 2Tarihçe
- 2.1Antik geçmiş
- 2.2Orta Çağ
- 2.3Cumhuriyet dönemi
- 3Coğrafya
- 3.1İklim
- 4Nüfus
- 5Ekonomi
- 5.1Ticaret
- 5.2Tarım
- 5.3Hayvancılık
- 5.4Madencilik
- 6Kültür
- 6.1Turizm
- 6.2Mimari
- 6.3Sanat
- 6.4Mutfak
- 7Spor
- 8Yönetim
- 8.1Yerel yönetim
- 8.2Büyükşehir Belediyesi
- 8.3İlçeler
- 8.4Mahalleler
- 9Eğitim
- 10Altyapı
- 10.1Ulaşım
- 10.2Sağlık
- 11Kardeş şehirler
- 12Galeri
- 13Kaynakça
- 14Dış bağlantılar
Etimoloji[değiştir | kaynağı değiştir]
Birçok kaynağa göre Adana ismi Hitit İmparatorluğu egemenliğindeki Kizzuvatna krallığının Adanya URU adlı şehrinin isminden türemiştir.[3] Başka iddialar ise ismin; Mısır’dan gelip Yunan şehri Argos’a yerleşen mitolojik Yunan kabilesi Danaoi ya da efsanevi karakter Danaus’la ilgili olduğu şeklindedir. Danaja adındaki bir ülkeyle bağlantılı olan erken Mısır metinleri Thutmosis II (MÖ 1437) ve Amenophis III (MÖ 1390-1352)’dan kalan yazıtlardır.[4] Miken Uygarlığı’nın çöküşünden (MÖ 1200) sonra Ege’deki bazı mültecilerKilikya sahillerine gitmişlerdir. Dananayim ya da Danuna sakinleri; Ramesses III hükümdarlığı sırasında MÖ 1191 yılında Mısır’a saldıran bir grup denizci olarak tanımlanır.[5]Denyen ise Adana şehrinin sakinleri olarak bilinir. Ayrıca söz konusu ismin PIE dilinde da-nu (nehir) Dana-na-vo (nehir kenarında yaşayan insanlar) (İskitli göçmenler) ve Rigveda (Danavas)’da yaşayan iblisler ile bir bağlantısı olması mümkündür.[6]
Homeros’un İlyada’sında şehir Adana olarak anılır. Helenistik dönemde Kilikya’daki Antiohya (Yunanca: Ἀντιόχεια τῆς Κιλικίας) ya da Antiochia ad Sarum (Yunanca: Ἀντιόχεια ἡ πρὸς Σάρον; “Sarus üzerindeki Antiohya”) olarak da bilinirdi. The Helsinki Atlas editörleri Adana’yı geçici olarak Quwê olarak tanımlamışlardır (çünkü çivi yazısı kitabelerinde o şekilde belirtilmiştir). İsim bazı kaynaklarda aynı zamanda Coa olarak da gösterilir ve Kitab-ı Mukaddes’te belirtilen Kral Süleyman’ın atlarını temin ettiği yer olduğu yönünde yaklaşımlar bulunmaktadır.[7] Şehrin Ermenice ismi Ատանա Atana ya da Ադանա Adana ‘dır.
Bir antik Grek-Roman efsanesi’ne göre Adana ismi kökenini; Seyhan Nehri (Sarus) yakınlarında bir yere gelip Adana’yı kuran Uranus’un iki oğlu Adanus ve Sarus’tan almaktadır. Şehrin ismine ilişkin daha eski bir efsaneye göre ise Akad, Sümer, Babil, Asur ve Hitit mitolojileri tarafından ormanın yakınlarında yaşadığına inanılan ve Tesup veya Ishkur olarak da bilinen gök gürültüsü tanrısı Adad’ın ismi bu bölgeye verilmiştir. Bu savı kanıtlayan Hititlilerin isimleri ve el yazmaları o bölgede bulunmuştur. Bu teori Gökgürültüsü Tanrısı’nın çok fazla yağmur getirmesi ve bu yağmurun bölgeye büyük bir bolluk sağlamasından beridir devam eder. Bu tanrı yörenin sakinleri tarafından sevilir ve saygı duyulurdu. Onun şerefine, söz konusu bölge “Uru Adaniyya;” diğer bir deyişle “Adana Bölgesi” olarak anılmaya başlanmıştır.
Ali Cevad’ın ‘Memalik-i Osmaniye Coğrafya Lügatı’na göre ise Adana’da yaşayan İslamlar, Adana ismini, Harun Reşid’in vali nasb ettiği Ebu Süleym Ezeni’ye nisbet etmektedir. Aynı kitaptaki bilgilere göre yerleşik Rumlar, Adanus Sarus adlı iki kardeşin adını öne çıkarırlar.[8]
Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana’nın tarihçesi 3.000 yıl kadar öncesine dayanmaktadır; bölgedeki arkeolojik bulgular Paleolitik Çağ’a değin uzanan insan yerleşkelerini gün yüzüne çıkarmıştır. Arkeologların taş bir duvar ve bir şehir merkezi buldukları Tepebağ HöyüğüNeolitik Çağ’da inşa edilmiştir ve Çukurova bölgesindeki en eski şehir olarak düşünülmektedir. Adana isminde bir yer Sümerdestanlarından biri olan Gılgamış Destanı’nda söz edilmektedir; ancak bu çalışmanın coğrafyası sözü geçen yerin konumunu belirlemek için çok muğlaktır.
Hattuşaş (Boğazkale)’de bulunan Hitit Kava yazıtlarına göre Kizzuwatna, MÖ 1335 dolaylarında Hititlilerin koruması altında Adana’yı yöneten ilk krallıktı. Aynı zamanda şehir Uru Adaniya ve sakinleri ise Danuna olarak anılırdı. MÖ 1191-1189’a rastlayan yıllarda Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüyle başlayan batı kaynaklı akınlar ovanın denetiminin çok sayıda küçük çaplı krallıklara geçmesine neden olmuştur, akabininde de Asurlular, MÖ 9. yüzyıl; Persler, MÖ 6. yüzyılda MÖ 333’te Büyük İskender; Selevkoslar; Kilikya korsanları; Romalı devletadamı Pompey; ve Kilikya Ermeni Krallığı (Kilikya Krallığı) bölgenin denetiminde söz sahibi olmuşlardır.
Adana’nın tarihçesi özü itibarıyla Tarsus’un tarihçesiyle bir bağlantısı vardır; Seyhan Nehri’ne komşu olan bu iki şehrin konumu nehir tarafından değiştirildiğinden bu şehirler sıklıkla aynı kent olarak anılır ve ismi de asırların seyrine göre değişmiştir. Romalılar döneminde Adana’nın göreceli olarak az bir önem arz etmekteydi ve bu sıralarda bölgeninmetropolü konumunda Tarsus bulunmaktaydı. Gnaeus Pompeius Magnus devrinde ise şehir Kilikya korsanları için bir hapishane olarak kullanılmıştır. Birkaç yüzyıl sonra şehirde doğuya giden Roma askeri yolu üzerinde yerel bir istasyon kurulmuştur. MS 395’te Roma İmparatorluğu’nun kesin çöküşünün ardından bölge Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası haline gelmiş ve muhtemelen Julianus’un hükümdarlığı zamanında gelişmişti. Büyük köprülerin, yolların, hükümet binalarının, sulama ve fidanlıkların inşasıyla beraber Adana ve Kilikya bölgenin en önemli ve gelişkin ticaret merkezi haline gelmiştir. Özellikle Kilikyalılar devrinde Ayas (bugünkü adıyla Yumurtalık) ve Kozan (eski adıyla Sis) bölgedeki diğer büyük şehir ve yönetim merkezleriydi.
Adana tarih boyunca sırasıyla Luvi Krallığı (MÖ 1900), Arzava Krallığı (MÖ 1500-1333), Hitit İmparatorluğu (MÖ 1900-1200), Asurlular (713-663 BC), Pers İmparatorluğu (MÖ 550-333), Helen Antik Yunan Uygarlığı (MÖ 333-323), Selevkos İmparatorluğu (MÖ 312-133), Kilikya Prensliği (178-112), Romalılar (MÖ 112 -395), Bizans İmparatorluğu (395-638; 964-1071), Abbasiler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Memlükler, Ramazanoğlu Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye’nin egemenliği altına girmiştir.
Antik geçmiş[değiştir | kaynağı değiştir]
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin deltasında verimli sulak arazide kurulu Adana’nın tarihi, coğrafi konumu nedeni ile M.Ö. 6000 yıllarına dek uzanmaktadır. Adana, Antik Kilikya Bölgesi’nin en önemli şehirlerinden birisidir. Hititler’den Osmanlı’ya, gelmiş geçmiş birçok medeniyetlerin beşiğidir. Yaygın görüşe göre Adana, adını Yunan mitolojisine göre Gök tanrısı Uranus’un oğlu Adanus ‘dan almıştır. Ancak bu konuda başka muhtelif görüşler de ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Adana’ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. Boğazköy metinleri olarak bilinen M.Ö. 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, Adana havalisinden Uru Adania yani Adana bölgesi olarak bahsedilmektedir. Bu konuda sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile Adana isminin en az 3640 yıllık bir geçmişi vardır. Bir başka rivayete göre eski çağlarda Seyhan nehri kıyılarının bol miktarda söğüt ağacı ile kaplı olması ve bu ağacın Mezopotamya kavimlerince And ağacı olarak tanınması da kente Adana isminin verilmesinde etkili olmuştur. Yine başka bir görüşe göre, ormanlık yörelerde yaşadığına inanılan Fırtına tanrısı Adad (Tesup) adının, ormanları bol Toroslar ile Seyhan nehri bölgesinin oluşturduğu Adana yöresine isim olarak verilmiş olduğuna inanılmaktadır. Fenikeliler de bölgeye efendi anlamına gelen tarım ve bitki tanrısı Adonis’in adını vermişlerdir.
Tarihi araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, Adana, Yontma Taş Devri’nden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Kilikya’nın en eski yerleşim merkezlerinden biri Tepebağ Höyüğü ilk çağlardan kalmadır. Höyükte rastlanan surlarla çevrili kent çekirdeği burada Neolitik çağda yaşayan kent dönemine ışık tutmaktadır.
Kilikya yöresinde yapılan arkeolojik araştırmalar neticesinde on değişik uygarlık ile devlet, krallık, beylik ve padişahlık gibi çok çeşitli siyasi güçlerin ortaya çıktığı görülmüştür. Kilikya’yı egemenlikleri altına alan medeniyetler şu şekilde sıralanabilir: Luvi Krallığı, Kizzuvatna Krallığı, Hitit Krallığı, Kue (Ove) Krallığı, geç Hitit Krallığı, Asur Krallığı, Syennesis Krallığı, Pers İmparatorluğu, Helenistik Dönem, Selevkos Krallığı, Otonom Dönem, Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Ramazanoğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu.
Orta Çağ’da da Adana eski önemini korumaya devam etmiş, bu durum İpek Yolu’nun buradan geçmesiyle daha da artmıştır. Bu dönemde buraya egemen olan uygarlıklar ise bunlardır: Doğu Roma İmparatorluğu devri (395 – 638), Selçuklular Devri (1071 – 1097). Bu dönemde çeşitli uygarlıklar Kilikya bölgesine egemen olmak için savaşlar yapmışlardır.
Orta Çağ[değiştir | kaynağı değiştir]
7. yüzyılın ortalarında şehir Araplar tarafından ele geçirilmiştir. Arap kökenli bir kaynağa göre şehrin ismi Yazene’nin torunu Ezene’den gelmektedir.
Bizans 964’te Adana’yı yeniden ele geçirmiştir. 1071’de Alp Arslan’ın Malazgirt Meydan Muharebesi zaferinin ardından Selçuklular Bizans İmparatorluğu’nun büyük bir kısmını hakimiyeti altına almıştır. 1071 yılından bir süre önce Adana’ya ulaşıp şehri ele geçirmişlerdir; ve 1097’de Birinci Haçlı Seferi önderi Tancred Adana’yı ele geçirene kadar şehri ellerinde tutmuşlardır.
1132 yılında I. Levon komutası altındaki Kilikya Ermeni Krallığı tarafından ele geçirilmiştir. 1137’de ise bölgeye Bizans kuvvetlerince el konulmuştur fakat Ermeniler 1170 dolaylarında şehri yeniden hakimiyetleri altına almışlardır. 1268’de şehrin büyük bir bölümünü yıkan şiddetli bir deprem meydana gelmiştir. Deprem sonrasında Adana yeniden inşa edilip 1359’a kadar Kilikya Ermeni Krallığı’nın bir bölümü olarak kalmıştır ancak yapılan bir barış antlaşması sonucu şehir III. Konstantin tarafından Mısır’ın Memlük Sultanı’na devredilmiştir. Memlüklülerin şehre girmesiyle beraber birçok Türk ailesinin Adana’ya yerleşmesine olanak sağlanmıştır. Memlükler tarafından getirilen RamazanoğullarıOsmanlılar Adana’yı ele geçirene dek şehirde hüküm sürmüş Türk ailelerinden birisidir.
Cumhuriyet dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Adana ve çevresi Fransa tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı esnasında gösterdiği diplomatik başarı sonucu yapılan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile Fransa, Adana ve çevresinden çekilmek zorunda kaldı (5 Ocak 1922).
II. Dünya Savaşı sırasında (30 Ocak 1943) İngiltere Başbakanı Winston Churchill ve İsmet İnönü, Adana’ya 23 kilometre uzaklıktaki Yenice’de bir araya gelmiştir. Toplantıda Churchill, Türkiye’nin müttefikler yanında II. Dünya Savaşı’na katılmasını istemiş, ancak İnönü bunu reddetmiştir. Tarihte bu zirve Adana Buluşması olarak bilinir.
1955 yılında Demokrat Parti hükumetinin ABD ile yaptığı anlaşma gereği olarak, Adana’nın 10 km doğusundaki İncirlik Beldesinde NATO Hava Üssü kuruldu. Soğuk savaş yıllarında, 1991 Körfez Savaşı’nda ve 2003 Irak Savaşı’nda etkin olarak kullanılmıştır.
1956 yılında Seyhan Barajı ve Hidroelektrik Santrali hizmete açıldı.
1998 yılında 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Ceyhan Depremi olarak bilinen depremde çoğu Ceyhan’da olmak üzere toplam 145 kişi yaşamını kaybetti.
Adana, 1986 yılında çıkarılan 3306 sayılı kanun[9] ile büyükşehir unvanı kazandı. Başlangıçta iki ilçe (Seyhan ve Yüreğir) Adana Büyükşehir Belediyesi’nin sınırlarına dahil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 30 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[10] Bu sınırlar içinde kalan 5 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi.[10] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[11]
Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana, Anadolu yarımadasının güneyinde ve Akdeniz kıyısında yer alan 36°30-38°25 kuzey enlemleri ile 34°48-36°41 doğu boylamları arasında ve Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Adana, tarihte Batılılar tarafından daha çok Kilikya olarak bilinen Çukurova’ya bir giriş kapısı olarak hizmet eden Akdeniz’in kuzeydoğu kenarında bulunmaktadır. Bu geniş düzlük Toros Dağları’nın güneydoğusu boyunca uzanır.
Adana’dan Çukurova’nın batısındaki Tarsus’a giden yol Toros Dağları eteklerindeki tepelerden geçer. Sıcaklık, her yükseltiyle beraber düşer, çünkü yol yaklaşık olarak 4000 m’lik bir rakıma ulaşır ve kayalıklı bir geçit olan Gülek Boğazı’ndan geçer ve İç Anadolu düzlüklerine doğru devam eder.
Şehrin kuzeyini hidroelektrik santrali ve 1956 yılında yapımı tamamlanan Seyhan haznesi kuşatır. Baraj hidroelektrik kuvveti için yapılmış olup alçak Çukurova düzlüğünü sulamak amaçlıdır. Ovaya dökülen şehrin iki sulama kanalı, şehir merkezi boyunca doğudan batıya doğru geçer. Yüreğir Ovasını sulama amaçlı yapılan başka bir kanal da bulunmaktadır.
Adana kuzeyinde Kayseri, doğusunda Osmaniye, kuzeydoğusunda Kahramanmaraş güneydoğusunda Hatay, kuzeybatısında Niğde ve batısında Mersin illeri ve güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Güneyi 160 km’yi bulan Akdeniz kıyılarıyla sınırlanan ilin yüzölçümü 14.125 km²’dir. Şehir merkezinin denizden yüksekliği 23 metredir.
Adana, Orta Toroslar’ın bir bölümü ile Amanos Dağları tarafından çevrilidir. Toroslar -batıdan doğuya- Uzunyayla’ya kadar uzanır. Bu dağlarda 3000 metreyi geçen yüksekliklerin yanı sıra sert yamaçlara ve derin vadilere rastlanır. Toroslar’ın bu bölümünde İç Anadolu’yu güneye bağlayan en önemli geçit olan Gülek Boğazı bulunur.
Toros ve Amanoslar ile Akdeniz arasında kalan alana ise Çukurova denir. Misis Dağları pek yüksek olmayan görünümleri ile Çukurova’yı ikiye böler. Güneyde kalan bölüme “Aşağı Ova” kuzeyde kalan bölüme ise “Yukarı Ova” denir.
İl sınırları dahilinde irili ufaklı birçok akarsu bulunmasına rağmen Seyhan ve Ceyhan nehirleri Adana’nın en önemli akarsularıdır.
İklim[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana, tipik Akdeniz iklimine sahiptir. Kışları ılık ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. En yüksek sıcaklık 12 Haziran 2012’de nemle birlikte 53,0 °C, nemsiz 46 °C olarak ölçülmüştür. En düşük sıcaklıksa 28 Ocak 2012’de −6 °C olarak kayıtlara geçmiştir.
[gizle] Adana iklimi | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Aylar | Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık | Yıl |
En yüksek sıcaklık rekoru, °C | 26,5 | 26,7 | 32,0 | 37,5 | 40,6 | 41,3 | 44,0 | 45,6 | 43,2 | 39,4 | 33,3 | 30,8 | 45,6 |
Ortalama en yüksek sıcaklık, °C | 14,9 | 16,2 | 19,5 | 23,8 | 28,2 | 31,7 | 33,8 | 34,6 | 33,1 | 29,0 | 22,5 | 16,8 | 25,3 |
Ortalama sıcaklık, °C | 9,6 | 10,5 | 13,5 | 17,5 | 21,7 | 25,6 | 28,1 | 28,5 | 25,9 | 21,3 | 15,5 | 11,2 | 19,0 |
Ortalama en düşük sıcaklık, °C | 5,5 | 6,1 | 8,5 | 12,1 | 15,9 | 20,0 | 23,2 | 23,5 | 20,4 | 15,9 | 10,7 | 7,1 | 14,0 |
En düşük sıcaklık rekoru, °C | −8,1 | −6,4 | −3,6 | −1,3 | 5,6 | 11,2 | 11,5 | 14,8 | 9,3 | 4,8 | −4,3 | −4,4 | −8,1 |
Ortalama yağış, mm | 109,8 | 84,8 | 67,8 | 54,7 | 47,6 | 19,8 | 7,0 | 5,3 | 17,6 | 40,6 | 72,7 | 126,7 | 654,4 |
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü[12] |
Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana’da şehir nüfusu 1927-1997 | ||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Yıl | 1927 | 1935 | 1940 | 1945 | 1950 | 1955 | 1960 | 1965 | 1970 | 1975 | 1980 | 1985 | 1990 | 1997 | ||||||
Nüfus | 72.577 | 76.473 | 88.100 | 100.367 | 117.642 | 192.800 | 231.548 | 289.219 | 347.454 | 475.384 | 574.515 | 763.769 | 916.150 | 1.037.924 | ||||||
Adana’da şehir nüfusu 2000-2011 | ||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Yıl | 2000 | 2007 | 2008 | 2009 | 2010 | 2011 | ||||||||||||||
Nüfus | 1.130.710 | 1.366.027 | 1.525.115 | 1.563.545 | 1.591.518 | 1.617.284 | ||||||||||||||
Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1893 yılında yapılan nüfus sayımı sonucuna göre Adana merkezin nüfusu 70.702 kişidir. Bunun %82’sini Türkler, %14’ünü Ermeniler, %2’sini Rumlar ve %2’sini Katolik oluşturmaktaydı.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından gelen yardımlar ve başlayan endüstriyel yatırımlar ile büyüme sürecine giren Adana’nın merkez nüfusu, 2009 yılı TÜİK verilerine göre 1.563.545[13] kişiye ulaşmıştır. Adana nüfusunun %87’si şehirlerde, %13’ü ise köylerde yaşamaktadır.[14]
Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana, ilk sanayileşen şehirlerden biri olmuştur. Seyhan Barajı’nın inşasıyla ve tarım tekniklerindeki gelişimlerle beraber 1950’li yıllarda tarımsal verimde büyük gelişmeler yaşanmıştır.
Adana; pamuk, buğday, soya fasulyesi, arpa, üzüm ve narenciyenin büyük miktarlarda üretildiği Çukurova tarım bölgesinin pazarlama ve dağıtım merkezidir. Türkiye yetilen mısır ve soya fasulyesinin yarısını Adana’da üretilmektedir. Türkiye’deki yerfıstığının %34’ü ve portakalın %29’u Adana’da yetiştirilmektedir.[15] Bölgedeki çiftçilik ve tarım kaynaklı şirketlerin çoğu genel müdürlüklerini Adana’da açmıştır.
Tekstil ve deri sanayi Adana’nın üretiminin %29’unu oluşturan[16] büyük sanayi kollarıdır ve bitkisel yağ ile işlenmiş yiyecek üreten tesisler de sayıca fazladır. 2008 itibarıyla Adana’da Türkiye’de en üst sıralarda yer alan 500 sanayi firmasının 11’ine ev sahipliği yapar.[17] Otomotiv sanayide Adana’nın en büyük firması olan Temsa’nın 2.500’den fazla çalışana sahip olup yıllık 4.000 otobüs üretmektedir. Marsan-Adana, Türkiye’deki en büyük margarin ve bitkisel yağ fabrikasıdır.[18] Advansa Sasa, 2.650 kişiye istihdam sağlamakta olup Avrupa’nın en büyük polyester üreticisidir.[19] Adana Organize Sanayi Bölgesi’nin 1,225 hektar alan üzerine kuruludur ve küçük-orta ölçekli 300 civarı tesise ev sahipliği yapmaktadır.
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi, fuarlara, iş konferanslarına ev sahipliği yapar ve şu anda Çukurova’daki işletmeler için temel buluşma noktasıdır.[20] Akademi yönelik 2000 kişilik Kültür ve Kongre Merkezi, 2010 yılında Çukurova Üniversitesi kampüsüne açılmıştır.[21] Adana HiltonSA, Seyhan ve Sürmeli otelleri şehrin 5 yıldızlı otelleridir. Sheraton ve Türkmen Otel’i nehrin doğu yakasında, Ramada Otel ise şehrin merkezindedir.[22]
Adana’da medya ulusal ve yerel acenteler aracılığıyla yürütülmektedir. 1918’de yayınlanmaya başlanan Yeni Adana, Adana’nın en eski gazetelerinden olup hâlâ yayın hayatına devam etmektedir.[23] Ekspres, Toros ve Bölge gazeteleri hem Adana’da hem de Çukurova’da hizmet veren diğer yerel gazetelerdir. Çukurova TV, Adana’daki en büyük yayın şirketidir. Kanal A, Akdeniz TV ve Kent TV diğer büyük yayın şirketleridir. Birçok ulusal gazetenin bölgesel yayımcılık merkezi Adana’da bulunmaktadır. Hürriyet gazetesinin ekiHürriyet Çukurova 48.000 tiraja sahip en popüler bölgesel gazetedir.
Ticaret[değiştir | kaynağı değiştir]
Güney Türkiye’deki önde gelen ticari merkezlerden biri olan şehir birçok şirketin ve kamu kuruluşunun bölgesel müdürlüklerine ev sahipliği yapmaktadır. TÜYAP Sergisi ve Kongre Merkezi fuarlar ve iş konferanslarına ev sahipliği yapmakla birlikte şu anda Çukurova’daki iş meseleleri konusunda ana buluşma noktasıdır.[24] Akademiye yönelik 2000 koltuklu Alper Akınoğlu Kongre Merkezi 2012 yılında Çukurova Üniversitesi kampüsüne açılması beklenmektedir.[25]
Adana Ticaret Odası (ATO) 1894 yılında pamuk ticaretine rehberlik etmek ve düzenlemek için kurulmuş olup Türkiye’deki ilk ticaret odalarından biridir. Günümüzde bu ticaret odası 25,000’den fazla şirket üyesi, ve buna ek olarak iş hisseleri ve onlar adına destekçilere sahiptir.[26] Adana Ticaret Borsası, 1913’te kurulmuş olup tarım ürünlerinin çiftlik hayvanlarının ticaretini güvenli ve açık bir biçimde düzenlemekle sorumludur. Borsanın şu anda 1350 üyesi vardır ve Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nun karşısında bulunmaktadır. 24 Nisan 2014 tarihinde CumhurBaşkanı Abdullah Gül’ün, Adana-Ceyhan istikameti, D 400 karayolu üzeri 11. km’de, temelini attıkları 72.000 M2’lik alanda yaptıkları yeni yerlerine 18 ay sonra taşınacaklardır.[27]
Turizm endüstrisi Seyhan Nehri’nin her iki yakasına ve şehir merkezine inşa edilmekte olan birçok otelle beraber gelişmektedir. Ceyhan ve Yumurtalık ilçelerinin sahil bölgelerinin Enerji merkezli Sanayi Bölgeleri olarak kabul edilmesi Adana’yı otel inşası konusunda cazip bir noktaya taşımıştır. 4200 misafir kapasiteli 29 otel iki yıl içinde ikiye katlanacaktır; otel yataklarının toplam sayısı 8400’e yükselmektedir.[28] Şu anda şehrin 5 yıldızlı otelleri olan Hilton, Sheraton,Seyhan, Sürmeli, şehrin batı ucundaki Anemon otelleri şu anda inşa halinde olan Türkmen, şehir merkezindeki Ramada ve Divan otelleri tarafından tamamlanacaktır.[29]
Tarım[değiştir | kaynağı değiştir]
Alüvyonların getirdiği verimli toprakları nedeniyle senelerdir bir cazibe merkezi olan, ülkenin en verimli ovalarından Çukurova’da buğday, ayçiçeği, zeytin, nar, mısır, narenciye (portakal, turunç, mandalina ve limon), muz, kivi, baklagiller, şekerkamışı, patates, domates, biber, marul, lahana, soğan, pirinç, soya, pamuk, üzüm, yerfıstığı, bakla, börülce, fasulye, hıyar, badem, karpuz, kavun, yenidünya gibi birçok ürün üretilmektedir.Ama bu ürünlerin en önemlisi pamuktur. Üretim klasik sulama sistemlerinden, yağmurlama (damla sulama) teknolojisine geçilmektedir.
Hayvancılık[değiştir | kaynağı değiştir]
Tarım ile birlikte hayvancılık da coğrafi koşulların imkan vermesiye Adana ekonomisine ülke ekonomisinin ortalamasının üstünde katkı sağlamaktadır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yanı sıra, Akdeniz’e kıyısı bulunan Adana’nın ilçeleri Yumurtalık ve Karataş’ta deniz mahsülleri üretimi de önemli bir yer tutmaktadır.
Adana ili genelinde hayvan mevcudu ilin coğrafi durumu, iklim şartları ve tarımsal karakterine göre değişiklik göstermektedir. Ova kısımlarında tüm alanlar ekime ayrıldığından daha çok ahır hayvancılığı yapılmaktadır. Şehir merkezine yakın yerlerde besi hayvancılığı ve tavukçuluk, dağlık ve ormanlık yerlerde ise koyun ve keçi beslenmektedir.
Adana’dan komşu il ve ülkelere her zaman hayvan sevkiyatı yapılmaktadır. Bunun yanında %80 oranında Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden canlı hayvan ve ürünlerinin girişi yapılmaktadır. Özellikle kurban bayramı döneminde bu oranın arttığı görülmektedir. Kaçak girişlerin engellenememesi sağlıklı değerlere ulaşılmasını zorlaştırmaktadır.[30]
Madencilik[değiştir | kaynağı değiştir]
Metalik madenler içinde krom, demir ve manganez, kurşun, çinko, enerji hammaddelerinden kömür ve endüstriyel hammadde kaynaklarından kuvars ve kuvarsit, kil, barit,kireçtaşı ve kum agregası ve pomza bu zenginliklerin başında gelmektedir.
Krom madenciliğinde Türkiye genelinde 4. bölgeyi oluşturan Adana ili, komşu olduğu Mersin ve Hatay limanlan sayesinde önemli ihraç potansiyeline sahiptir.
Bugüne kadar maden ürünleri içinde Adana’ya en fazla döviz kazandıran kromitin son yıllarda düşen fiyatları sebebiyle şu anda durma noktasında görünmesine rağmen, yakın gelecekte kromit madenciliğinde bir canlanma beklenmektedir.
İl içindeki ikinci derecede öneme sahip demir ve manganez de özellikle İsdemir için üretilmektedir. Son yıllarda yanlış politikalar yüzünden ithal cevhere yönelen İsdemir’in yerli cevhere gereken önemi vermesi kaçınılmaz olup, bu sektörde canlanma olacağı beklenmektedir.
Tufanbeyli ilçe sınırları içinde yer alan ve termik santral kurmaya uygun 300 milyon tondan daha büyük bir rezerve sahip ortalama 1100-1300 kcal/kg’lık linyit yatakları ihale aşamasındadır. Adana ili için yine önemli miktarda kuvars kumu ve kuvarsit yatakları bulunmuş olup, Mersin’deki Anadolu Cam Sanayi, İzocam gibi sanayi kuruluşlarına uzun süreli potansiyel yaratmaktadır.
Aynı şekilde kırmataş teknolojisine uygun çok fazla kireçtaşı ve beton agreası bulunan Adana’da çok iyi kalitede olmasa da ihtiyaçları fazlasıyla karşılayacak kil yatakları da mevcuttur. Adana il sınırları içinde Türkiye rezervinin %7,4’ünü oluşturan pomza yatakları da geleceğe yönelik önemli bir hammaddedir.
Sonuç olarak 21. yüzyıla girerken Adana madencilik sektöründe de iddialı olabilecek ve ülke ekonomisine katkılar sağlayacak potansiyele sahiptir. Enerji açığını kapatmak amacıyla çevre dostu domestik yakıt üretimine elverişli kaliteli kömür ithalatı da Adana il sınırları içerisindeki Toros Gübre ve Kimya Sanayi limanından gerçekleştirilmektedir.[31]
Kültür[değiştir | kaynağı değiştir]
Turizm[değiştir | kaynağı değiştir]
2009 yılında Adana’yı ziyaret eden yabancı turist sayısı 81.736 dır.[32] Bunun %50’sini Almanlar, %23’ünü KKTC vatandaşları, %4’ünü Hollandalılar ve %3’ünü İngilizler teşkil eder. Gelen turistlerin 80.702’si Şakirpaşa Havaalanı’ndan, 1.034’ü Botaş Limanı’ndan giriş yapmıştır.
Şehirde turistik mekanlardan bazıları:
- Şehir merkezi
- Taşköprü (Justinianus Roma Köprüsü)
- Adana Arkeoloji Müzesi
- Adana Etnografya Müzesi
- Adana Atatürk Evi Müzesi
- Adana Sinema Müzesi
- Bebekli Kilise (İtalyan Katolik Kilisesi)
- Adana Bedesteni
- Büyük Saat
- Yağ Camii
- Adana Ulu Camii
- Tarihi Kazancılar Çarşısı
- Akkapı Şeyh Cemil Nardalı Konağı
- Adana çevresi
- Çiftehan Kaplıcaları
- Karatepe-Aslantaş Milli Parkı
- Aladağlar Milli Parkı
- Yumurtalık Lagünü Milli Parkı
- Akyayan Gölü
- Anavarza Antik Kenti ve Anavarza Kalesi
- Comona (Şar) Antik Kenti
- Misis Antik Kenti (Mopsuestia)
- Misis Mozaik Müzesi
- Magarsus Antik Kenti
- Akören Kilisesi ve Antik Kenti
- Ceyhan-Sirkeli Höyüğü Muvattali Kabartması ve Antik Kenti
- Yılankale
- Toprakkale
- Kozan (Sis) Kalesi ve Manastırı
- Kurtkulağı Kervansarayı
- Acısu Kaplıcaları ve Haruniye Termal Suyu
- Akçatekir, Bürücek, Aladağlar, Horzum, Fındıklı, Hamidiye, Asar, Asmacık, Armutoluk, Belemedik, Meydan, Çamlıyayla ve Kızıldağ yaylaları
- Ağyatan Kuş Cenneti ve Tuzla Gölü
- Oteller
Adana her ne kadar Türkiye’nin gelişmiş şehirlerinden biri olsa da otel bakımından fakir şehirlerinden biridir. Fakat, son zamanlarda çok fazla otel yapımı ve inşaatı dikkat çekmektedir.[33]
Mevcut oteller:
– Divan Otel(5*)
- Büyük Sürmeli Otel (5*)
- HiltonSA (5*)
- Anemon Hotels (5*)
- Seyhan Oteli (5*)
- Adana Sheraton Otel & Convention Center (5*)
- Adana Ramada Otel (4*)
- Grand Adanus Otel (4*)
- Mavi Sürmeli Otel (4*)
- Erten Otel (4*)
- Türkmen Hotel (İnşaat halinde) (5*)
- İbis Otel (3*)
- Yol-İş Holiday Oteli (3*)
- Adana Park Otel (3*)
- Premier Otel(4*)
- Adanava Otel(4*)
- Çukurova Park Otel (4*)
- İnci Otel (4*)
- Park Royal otel (4*)
- Masel Otel (4*)
- Sedef Oteli (4*)
- Ekinci Garden Hotel (4*)
- Akdeniz Hotel (3*)
- Hotel Bosnalı (tarihi bina)
- Müzeler
- Adana Arkeoloji Müzesi
- Adana Etnografya Müzesi
- Adana Atatürk Müzesi
- Misis Mozaik Müzesi
- Anavarza Antik Kenti ve Anavarza Kalesi (Kozan)
- Şar (Comana) Antik Kenti (Tufanbeyli)
- Misis Antik Kenti
- Magarsus Antik Kenti (Karataş)
- Ayas (Aigaiai) Antik Kenti
- Akören Antik Kenti (Aladağ)
- Sirkeli Höyüğü ve Muvattali Kabartması
- Tarihî yerler
- Toprakkale (Misis)
- Yılan Kale (Ceyhan)
- Dumlu Kalesi (Ceyhan)
- Tarihi Tepebağ Evleri (Adana)
- Ramazanoğlu Konağı (Adana)
- Kurtkulağı Kervansarayı (Ceyhan)
- Hayriye Hanım Konağı (Reşatbey, Adana)
- Çarşı Türk Hamamı (Adana)
- Büyüksaat Kulesi ve Adana Bedesteni
- Taşköprü (Justinianus Roma Köprüsü) (Adana)
- Kozan Kalesi ve Manastırı
- Ulu Camii (Adana)
- Hasan Ağa Camii (Adana)
- Yağ Camii (Eski Kilise) (Adana)
- Bebekli Kilise/Aziz Pavlus Kilises (Adana)
- Yeşil Mescid (Adana)
- Lokman Hekim KÖPRÜSÜ (MİSİS)
- Yaylalar
- Aladağ Meydan Yaylası
- Aladağ Ağcakise, Başpınar Bıcı ve Kosurga Yaylaları
- Feke İnderesi Köyü Yaylası
- Karaisalı Kızıldağ Yaylası
- Kozan-Horzum Yaylası ve Çulluuşağı Yaylaları
- Kozan Göller Yaylası
- Pozantı- Akçatekir Yaylası
- Pozantı-Eskikonacık yaylası
- Pozantı-Armutoluğu Yaylası
- Pozantı Fındıklı Köyü Yaylası
- Pozantı Belemedik Yaylası
- Pozantı Asar Yaylası
- Saimbeyli Çatak Yaylası
- Tufanbeyli Kürebeli Yaylası
- Tufanbeyli Obruk Yaylası
Mimari[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana mimarisinin altın çağı 15. yüzyılın sonları ve Ramazanoğulları’nın Adana’yı başkenti olarak seçtiği 16. yüzyıldır. Şehir o dönemde birçok yeni mahallelerin kurulmasıyla beraber süratle büyür. Adana’nın tarihi açıdan dönüm noktası sayılabilecek birçok yapısı bu dönemde inşa edildiği için Memlüklü ve Selçuklu mimarisi Adana’nın mimarlık tarihinde önemli bir yer tutar. Roma-Bizans Devri’nde kalan tek eser Taşköprü olup birkaç kamu binası Osmanlı hükümdarlığı sırasında şehre inşa edilmiştir.
Tepebağ’ın tarihi mahallesindeki ilk imar çalışmaları neolitik çağa uzanır. Seyhan Nehri’nin karşısındaki tepede bulunan Tepebağ’ın surlarla çevrilmesinin ardından Taşköprü’nün uzağında kalmıştır. Varlıklı bir Ermeni mahallesi Osmanlı döneminde ortaya çıkmıştır ve Tepebağ şehrin Ermeni mimarisini tarihi evleri ve taşokullarıyla yansıtır. Günümüzde Tepebağ bir arkeolojik parka çevrilmekte olup, arkeolojik kazıların yanında 18. yüzyıldan kalma evler ve kamu binaları restore edilip butik otellere, kafelere ve restoranlara dönüştürülmektedir.
Şehrin içinden geçen Seyhan nehri üzerindeki köprülerden en dikkat çekeni 4. yüzyıldan kalma bir Roma köprüsü olanTaşköprü’dür.[34] 2007 yılına kadar motorlu araçlara açık olan bu köprü dünyadaki en eski köprü unvanına sahipken günümüzde sadece yaya ve bisiklet trafiğine açıktır. Berlin-Bağdat Demiryolu Projesinin bir ayağı olan Demirköprü, 1912’de inşa edilen bir tren köprüsüdür. Şehir merkezinin güneyinde bulunan Regülatör köprü ise nehir suyu için bir regülatör olarak kullanılan bir köprüdür. Aynı zamanda yayalara tahsis edilen üç köprü de bulunmaktadır, bunlar; Seyhan ve Mustafakemalpaşa köprüleri, metro köprüsü ve O-50 otoyolunun köprüsüdür.
1882 yılında Adana valisi tarafından inşa edilen Büyük Saat, 32 metre yüksekliğiyle Türkiye’deki en uzun saat kulesidir. Fransız işgali sırasında hasar görmüştür ama 1935’te yeniden inşa edilmiştir ve şehrin armasında sergilenmektedir. Kazancılar Çarşısı, Büyük Saat civarında kurulmuştur.
Ramazanoğlu Konağı, 1495 yılında Halil Bey’in hükümdarlığı sırasında inşa edilmiştir. Üç katlı olan konak hem taş hem de tuğlayla örülmüştür ve Türkiye’deki en eski ev örneklerinden biri olarak kabul edilir. Ramazanoğlu ailesinin yaşadığı yer Harem bölümüdür. Kalıntıları günümüze ulaşamayan Selamlık bölümü ise devlet işlerinin görüşüldüğü yerdi.
Çarşı Hamam, 1529’da Ramazanoğlu Piri Paşa tarafından inşa edilmiştir ve Adana’daki en büyük hamamdır. Beş kubbesi bulunan hamamın iç bölümleri mermerle kaplanmıştır. Hamamın inşa edildiği yıllarda değirmen çarkları ve kanallar aracılığıyla hamama su taşınırdı.[35]
Irmak Hamam, Seyhan Belediye Binası’nın yanında bulunur ve antik Roma hamamlarının kalıntıları üzerine Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1494’te inşa edilmiştir]. Suyu nehirden geldiği için bu ismi almıştır. Şehirdeki diğer tarihi hamamlar ise Mestenzade Hamamı ve Yeni Hamam’dır.
- Camiler
Sabancı Merkez Camii tarihi bir geçmişe sahip olmamasına rağmen Adana’da en çok ziyaret edilen camidir, bunu sebebi de Orta Doğu’daki en büyük camilerden biri olmasıdır. Osmanlı Mimarisi’ne sadık kalınarak inşa edilen cami 1998 yılında hizmete açılmıştır ve 28,500 kişiye kadar kapasitesi vardır. Caminin altı minaresi bulunmakla beraber bunların dördünün yüksekliği 99 metredir. Kubbesi 32 metre çapındadır ve ibadet alanından 54 metre yüksektedir. Seyhan Köprüsü’nün köşesinde ve Seyhan Nehri’nın batı kanadında bulunmaktadır. Bu sayede geniş bir alandan görülebilmektedir.[36]
1541 yılında Ramazanoğlu devrinde külliye biçiminde inşa edilen Adana Ulu Camii ise medresesi ve türbesiyle Adana’nın en çok ilgi gören ortaçağ mimarisine sahip bir yapısıdır. Pencerelerinin etrafında göze çarpan süsleme sanatlarının yanı sıra camide siyah ve beyaz mermer taşlarına rastlanır. Bunlar iç mekanda kullanılan 16. yüzyıl İznik çiniciliği ile ünlüdür. Minarelerde ise kullanılan dik şemalarla Memlüklerin etkisi görülmektedir.
St. James’in Kilisesi 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye Yağ Camii çevrilmiştir.[37] İleriki zamanlarda 1525’te Piri Mehmet Paşa tarafından camiye bir minare ve 1558’de de bir medrese eklenmiştir. Camide Selçuklu mimarisi görülmekle beraber cami sarı taştan yapılmış bir kapıya sahiptir.
Abdülrezzak Antaki tarafından 1724 yılında inşa edilen Yeni Camii günümüzde bazı kesimlerce hâlâ Antaki Cami olarak anılmaktadır. Camide memlük mimarisinin etkisi görülmektedir. Cami dikdörtgen biçiminde yapılmıştır ve güney cephesindeki duvarlarda taş işlemeciliği bulunmaktadır.[38]
Alemdar Mescidi, Şeyh Zülfi Mescidi, Kızıldağ Ramazanoğlu Camii, Hasan Ağa Camii (Çivi kullanılmadan inşa edilmiş 16. Yüzyıl mimarisi) tarihi değere sahip diğer camiilerdeir.
- Kiliseler
19. yüzyılda şehrin dört kilisesi vardı:: 2 Ermeni, 1 Yunan ve 1 Latin. Bebekli Kilise 1870 yılında inşa edilmiş olup 1915’e kadar bir Ermeni Kilisesi olarak kullanıldı. Günümüzde ise şehrin Romalı Katolik kesimine hizmet vermektedir. Şehir merkezinde 5 Ocak Meydanı’nda bulunmaktadır. Abidinpaşa Caddesi’nde ise daha büyük bir Ermeni Kilisesi bulunurdu.[39] Cumhuriyet dönemi sırasında kilise yıkılıp yerine Merkez Bankası kurulmuştur. Latin Kilisesi de 1845 yılında Kuruköprü alanında inşa edilmiştir ve 1924’de müzeye çevrilmiştir.
- Parklar ve bahçeler
Adana, büyük bir kısmı koruma altına alınmış birçok park ve bahçeye ev sahipliği yapmaktadır.[40] Şehrin sahip olduğu ılıman iklim sayesinde, park ve bahçeler kış bakımına ihtiyaç duymaksızın tüm yıl açık kalabilmektedir.
Seyhan Nehri’nin her iki yakasında bulunan gezi patikaları, şehrin tamamından Seyhan Havzası’nın en güney ucuna kadar sürmektedir. Gezi patikaları daha sonra, Seyhan Havzası’nın güney kıyıları boyunca devam eden Adnan Menderes Bulvarı’yla kesişmekte ve bulvarın geniş kaldırımları, havzanın batı ucundaki patikaya kadar uzanmaktadır. Eski ve yeni baraj arasında bulunmakta olan Dilberler Sekisi nehrin batı yakası boyunca uzanmakta olup patikanın en manzaralı bölümüdür. Eski barajın patikası üzerinden Seyhan nehri’ni geçen ve sulama kanalının batı yakası boyunca devam eden gezi patikaları doğu yönünden şehrin batı ucuna kadar uzanmaktadır. Bu patika yolunun bazı kısımları henüz tamamlanmamıştır. Şehir içerisinde birkaç parkı bağlayan yaklaşık 30 km lik patika yolu bulunmaktadır.
Merkez Park, Seyhan Nehri’nin her iki yakasında ve Sabancı Camii’nin hemen kuzeyinde bulunan 33 hektarlık şehir parkıdır. Açık bir alanda çok sayıda ağaç ve bitki türlerine ev sahipliği yapan parkın manzarası büyük ilgi çekmektedir. 2,100 koltuklu amfitiyatro, bir Çin üsulü bahçe ve iki kafesiyle şehrin merkezi eğlence alanıdır. Ayrıca Parkta pek çok kürekçinin cazibe merkezi konumunda bulunan Kürekçilik Kulübü vardır.
Atatürk Park, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş 4.7 hektarlık bir şehir parkıdır. Merkezi olarak ticari bölgede bulunmaktadır. Söz konusu parka bir Atatürk büstü vardır ayrıca halka açık törenlere ev sahipliği yapmaktadır.
Süleyman Demirel Parkı, Çukurova Üniversitesi araştırmacılarının özel çalışmaları için oluşturulmuş odunsu bitkilerin canlı koleksyonunu bünyesinde barındıran büyük bir botanik bahçedir. Bu ağaç parkı ayrıca eğitim amaçlı ya da şehir sakinleri tarafından eğlence amaçlı kullanmaktadır. Parkta 512 tür bitki vardır.[41]
İnönü Botanik Parkı, Adana Adalet Sarayı’nın bitişinde bulunmakta olup birçok türde Çukurova çiçekleri burada sergilenmektedir.
Çobandede Parkı, Seyhan Havzası’nın batı kıyısındaki 16.5 hektarlık bir parktır. Bir tepede bulunmakta olup Havza ve çevresinin manzarasına sahiptir. Ayrıca parkta Karslı Köyü’nün ilerigelenlerinden Çoban Dede’nin mezarı bulunmaktadır. Birçok insan onun mezarını ibadet etme ve ona dua etmek için ziyaret etmektedir.
Yaşar Kemal Korusu, Seyhan Nehri’nin doğu yakasında Dilberler Sekisi’nin karşısında bulunan bir yürüyüş alanıdır. Aslen Çukurovalı olan ünlü yazar Yaşar Kemal adına yaptırılmıştır.
Çatalan Korusu, Çatalan ve Seyhan Havzaları arasında eğlence alanıdır.
- Dilberler Sekisi
Seyhan Nehri’nin batı yakasında (Seyhan) bulunan seki, yürüyüş parkuru ve semte verilen genel ad.
Dilberler Sekisi, alüvyal tabanlı vadi üzerindeki Seyhan Nehri’nin, yeniden canlanarak yatağını kazması neticesinde oluşan yüksekte kalmış eski vadi tabanıdır. Türkiye’de çeşitli zamanlarda epirojenez görüldüğü için vadiler boyunca taraçalar da görülür. Taraçalar biriktirme şekilleri olmakla birlikte oluşumlarında akarsu aşındırması da etkili olmuştur.
Dilberler Sekisi, Seyhan nehri ‘nin zamanla yüzeyi aşındırarak şekil verdiği ve teraslar oluşturduğu doğal bir yapıdır. Nehir kenarında bulunan bu bölge zamanla Çam, okaliptüs, salkım söğüt, palmiye ve rengarenk çiçeklerle yeşillendirilmiş ve nehir yakınında şelalenin bulunduğu yaklaşık 1.5 milyon metrekarelik Seyhan Vadisi bir rekreasyon alanı oluşturulmuştur. Sekide, yosun kokusuyla karışık Seyhan’ın kokusunu hissederek sabah yürüyüşleri ve akşam gezileri yapılabilmektedir. Ayrıca köprünün kolonlarında kim olduğu bilinmeyen Graffiti sanatçıları tarafından yapılan imzalar bulunmaktadır.
Nehir kenarında, Seyhan Barajı ile Eski Baraj arasındaki yaklaşık 5 kilometrelik Dilberler Sekisi yürüyüş ve gezinti parkuru bulunur. Buradan, Gençlik Köprüsü ile Seyhan nehrinin diğer yakasındaki Yaşar Kemal Korusu’na bisikletle ya da yürüyerek geçmek mümkündür. Seki sayesinde kentin göbeğinde kentten apayrı, yeşil ve doğayla başbaşa zaman geçirilebilmektedir.
Sanat[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana’daki ilk şehir tiyatrosu Osmanlı yıllarında, 1880 yılında, Ziya Paşa tarafından kurulan Adana Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Adana Şehir Tiyatroları’dır. Devlet Tiyatroları Adana Sahnesi ise 1981 yılından beri sanatseverlere çeşitli temsiller sunmaktadır. Klasik müzikseverler için kentteki en önemli kurum 1992’de kurulan Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’dır. Orkestra her cuma akşamı ve her cumartesi sabahı Büyükşehir Belediyesi Konser Salonunda klasik müzik konserleri düzenlemektedir.
Ayrıca bkz.:Adana’daki tiyatrolar
- Altın Koza Film Festivali
Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi.[42] Türk Film Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin en önemli kültür–sanat etkinliklerinden biri oldu.[43]
Şenlik, ilk kez düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Altın Koza’yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahip olan ilk Altın Koza’lı sanatçılar oldu.
1973 yılına kadar Şenlik beş kez sinemaseverlerle buluştu. Ancak Altın Koza, ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle onsekiz yıl sürecek bir suskunluğa gömüldü. 1992 yılında Adana Belediyesi, Adanalılar ve sanat dünyasından gelen “Altın Koza yeniden canlansın” talebini sonuçsuz bırakmayarak Şenliği, Türk sanat dünyasına yeniden armağan etti. Altın Koza, bu süreçte Adana kültür-sanat yaşamındaki boşluğu doldurması gerektiğini düşünerek sinema şenliğini bir kültür-sanat festivaline dönüştürdü.
Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali, 1992’de düzenlediği Ulusal Uzun Film Yarışması’nın yanı sıra Türk Sineması’nın geleceğine de sahip çıktı. Festival, Öğrenci Filmleri Yarışması’nı da programına ekledi ve Türkiye’de ilk kez bu alanda yarışma düzenleyen Festival oldu. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali ayrıca resim, tiyatro, müzik, fotoğraf ve düşünsel çalışmaları Adanalı sanatseverlerin beğenisine sundu.
1998’de Adana depremine duyarsız kalamayan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi o yıl Altın Koza bütçesini depremzedeler için kullanarak Festivali düzenlememe kararı aldı. 1999’da ise Marmara depremi nedeniyle ülkede ulusal yas ilan edilmesi sonucu Festival gerçekleştirilemedi. Festival bütçesi o yıl da Marmara depreminden zarar gören depremzedelere aktarıldı.
1999 yılı itibarıyla Altın Koza yıla yayılan kültür sanat etkinlikleriyle devam etti. 7 yıllık aradan sonra 12. Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali 2005 yılında 31 Mayıs–05 Haziran tarihleri arasında yapıldı. 2005 yılından bu yana kesintisiz devam eden Festival, programına eklediği ‘Dünya Sineması’ ve ‘Akdeniz Filmleri Seçkisi’ ile uluslararası kimliğe bürünmüş ‘Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ile de bu kimliğini pekiştirmiştir.
Altın Koza Film Festivali, Akdeniz Ülkeleri’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinden filmi, sektörün her alanında görev yapan sinema profesyonelini konuk eden bir sinema platformu haline gelmiştir.
- Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali
1998 yılından itibaren her yıl Sabancı Vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivaliçerçevesinde çok sayıda yabancı ve yerli tiyatro topluluğu oyunlarını sergilemektedir.
Her yıl düzenlenen ve 1 ay süren tek milletlerarası festival olma özelliğine de sahip festival süresince sergilenen oyunları 20.000’e yakın tiyatrosever izlemektedir. Festival programındaki oyunlar 2005 yılına kadar sadece Adana’da sergilenirken, bu oyunların bir bölümü 2005 yılından beri İstanbul’da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde de sahneye konmaktadır.
- Uluslararası Hava Oyunları Festivali
18-19-20 Mayıs 2012 tarihli Adana Uluslararası Hava Oyunları Festivali, çok hafif motorlu hava araçları sınıfında Türkiye’de düzenlenen ilk festivaldir.
- Uluslararası Engelli Gençlik Festivali
Uluslararası Engelli Gençlik Festivali, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen konuklarıyla, Adana’da düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan bir etkinliktir.
- Portakal Çiçeği Karnavalı
11 Nisan 2014 -13 Nisan 2014 tarihleri arasında bu yıl 2. si olmak üzere her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen misafirleri ile Adana’da çok renkli görüntüler sergilenmiş olup, Adana’nın tanıtımına çok büyük katkı sağlamıştır.[44]
Mutfak[değiştir | kaynağı değiştir]
Dünyanın en önemli mutfaklarından biri olarak kabul gören ve geleneksel Türk ve Akdeniz Mutfağının birçok özelliğini içerisinde barındıran Adana mutfak kültüründe; acı, ekşi, narenciye, deniz ürünleri, zeytinyağı ve yeşillikler sıkça kullanılmaktadır. Adana Mutfağı’nda et oldukça önemli bir malzemedir ve mutfak ürünlerinin çoğunda et kullanılmaktadır. Adana Mutfağı’nın en ünlü yemeği tabiki lezzetiyle bağımlılık yapan, dünyaca meşhur Adana kebabıdır. Kebap, genellikle bol salata çeşidinin yanı sıra yanında şalgam ile tüketilir. Son yıllarda Adana Kebabı Adana Ticaret Odası tarafından tescillenmiş ve restoranlarda Adana Kebabı olarak kebap satılmasına çeşitli hijyen ve lezzet standartları getirilmiştir. Adana Mutfağı’nın diğer ünlü yemekleri ise şunlardır:
- Analı Kızlı
- Kabak çintme
- Şalgam suyu
- Karakuş
- Bici Bici (buz ve nişasta ile yapılan tatlı)
- Karsambaç (karlı tatlı)
- Yüksük Çorbası
- Kısır
- Mahluta çorbası
- Sıkma
- Batırık Köftesi
- Adana Kebap
- Şırdan
- Mansaf
- Hamis
- Fatuş
- Aşlama
Spor[değiştir | kaynağı değiştir]
Şehirde iki tane bilinen takım bulunmaktadır. Bunlardan biri Adana Demirspor diğeri Adanaspor’dur. Adanaspor Süper Lig’de, Adana Demirspor ise 1. Lig’de mücadele etmektedir. Her iki takım da maçlarını 1938 yılında hizmete açılan 16.095 seyirci kapasiteli 5 Ocak Fatih Terim Stadyumu’nda oynamaktadır. 2014 yılında yapımına başlanan yeni stadyumun 2016/2017 sezonuna yetişmesi planlanmaktadır. Ayrıca şehrin tek kadın futbol takımı olan Adana İdman Yurdu da Kadınlar 1. Ligi’nde mücadele etmektedir.
Şehrin basketbol kulüplerinden biri olan BOTAŞ, TKBL’de mücadele etmektedir. Takım, Türkiye Ligi Şampiyonu, Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonu ve Türkiye Kupası Şampiyonu olmuştur. Birçok defa Avrupa’da Türkiye’yi temsil etme başarısı gösteren BOTAŞ Avrupa Kupası finalisti olarak Avrupa da final oynayan ilk Türk takımı olmuştur. Ayrıca bir diğer basketbol kulübü olan Ceyhan Belediyesi’de TKBL’de mücadele etmektedir.
Adana’nın bir diğer basketbol kulübü ise Adanaspor’un basketbol şubesidir. Türkiye Basketbol 2.lig’in de mücadele etmektedir.
1938 yılında Adana Belediye başkanı Turhan Cemal Beriker ve Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Rıza Salih Saray’ın girişimleri ile Adana’da bir yüzme havuzunun yapılması için karar verilmiştir. 1939 yılında yapılan Atatürk Yüzme Havuzu’nun açılmasıyla birlikte Adana’nın su sporundaki büyük başarılarıda gelmeye başlamıştır. Özellikle Adana DemirsporKulübü Yüzme ve Sutopu takımı Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük sutopu oyuncusu Muharrem Gülergin’in önderliğinde 17 yıl hiç yenilmeden, 22 yılda tek mağlubiyet alarak toplamda 29 defa Türkiye şampiyonu olmuştur. Bu takım İstanbul ve bütün Türkiye’de “Yenilmez Armada” olarak anılmıştır. Atatürk Yüzme Havuzu’nda yetişen sporcular yüzmenin her branşında ve her mesafede sayısız Türkiye rekorları kırmışlardır. Manş Denizini birçok ülke sporcuları yüzerek geçmiştir. Ancak rekor Adana Demirsporlu Erdal Acet’indir. Manş’ı ilk kez hem de bütün zamanların en iyi derecesi ile geçen Erdal Acet ayrıca 5 kez milletlerarası İstanbul Maratonunu kazanmıştır.
Yönetim[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana şehri, Adana Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki alan olarak tanımlanmaktadır. Bu alan, ilin dışındaki alanlar hariç şehir meclisi etrafındaki 35 km 2‘lik alanı kaplamaktadır.[45]
Şehir, 61 üyeli Adana İl Meclisi’nde 5 metropol ilçeden seçilmiş 33 üye ile temsil edilmektedir.[46] Belediye yönetimmi iki tabakalı yapı tarafından idare edilmektedir; Metrol Belediyesi üst katmanı, ilçe belediyeleri ise alt katmanı oluşturmaktadır. Büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda büyük yol ve parkların yapımı ve bakımı, yerel geçişler ve itfaiye hizmetlerini işletmek vardır.[47]
İlçe belediyeleri ise mahalle sokakları, parkları, çöp toplama işlemleri ve cenaze hizmetlerinden sorumludur. İlçe belediyeleri, en küçük yönetim birimleri olan mahallelere ayrılmaktadır.
Yapımı tamamlanan Adliye binasıyla şehre 2. ağır ceza, 1. çocuk, 4. sulh ceza ile 3. icra mahkemeleri kuruldu. Ayrıca şehirde 31 savcı ve 37 hakim görev yapmaktadır.[48]
Yerel yönetim[değiştir | kaynağı değiştir]
Şehirde 17 Ağustos 2011’de atanan Hüseyin Avni Coş Adana Valisi olarak sürdürdüğü görevini 23 Mayıs 2014’te yeni yapılan atamadan sonra Mustafa Büyük’e devretmiştir.Adana Büyükşehir Belediyesi’nde ise Zihni Aldırmaz 17 Haziran 2010’dan beri sürdürdüğü görevini 30 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından Hüseyin Sözlü’ye devretmiştir.[49]
Adana Belediye Başkanları | |||
---|---|---|---|
İsim | Görev Yılı | ||
Said Efendi | 1868-1870 | ||
Abdülkadir Efendi | 1883-1884 | ||
Ahmet Tevfik Bey | 1884-1886 | ||
Ramazanoğlu Kasım Bey | 1890-1892 | ||
Debbağzade Hacı Ali Efendi | 1892-1895 | ||
Ramazanoğlu Kasım Bey | 1890-1892 | ||
Debbağzade Hacı Ali Efendi | 1892-1895 | ||
İbrahim Rasıh Efendi | 1895-1899 | ||
Debbağzade Hacı Ali Efendi | 1892-1895 | ||
Hacızade Ali Efendi | 1895-1899 | ||
Süphi Paşa | 1899-1903 | ||
Süleyman Vahit Efendi | 1913-1915 | ||
Ramazanoğlu Tevfik Kadri Bey | 1906-1908 / 1918-1919 | ||
Diblanzade Mehmet Fuat Bey | 1919-1922 | ||
Alimünif Bey | 1922-1926 | ||
Turhan Cemal Beriker | 1926-1938 | ||
Kasım Ener | 1939-1946 | ||
Fazlı Meto | 1946-1947 | ||
Hazım Savcı | 1947-1950 | ||
Numan Güreli | 1950-1951 | ||
Zahit Akdağ | 1951-1954 | ||
Ali Bozdanoğlu | 1955-1956 | ||
Galip Avşaroğlu | 1956-1958 | ||
Daniş Arıkoğlu | 1958-1959 | ||
Ali Sepici | 1954-1955 / 1959-1960 / 1963-1968 | ||
Erdoğan Özlüşen | 1968-1973 | ||
Ege Bağatur | 1973 – 1977 | ||
Selahattin Çolak | 1977-1980 | ||
Nuri Korkmaz | 1980-1981 | ||
Ali Mehmet Kelecek | 1981-1984 | ||
Aytaç Durak | 1984-1989 | ||
Selahattin Çolak | 1989-1994 | ||
Aytaç Durak | 1994-2010 | ||
Zihni Aldırmaz (Başkan Vekili) | 2010-2014 | ||
Hüseyin Sözlü | 2014- |
Büyükşehir Belediyesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana Belediyesi, 1871 yılında kurulmasına rağmen şehir Muhtesip sistemi ile 1877’ye kadar Gözlüklü Süleyman Efendi tarafından yönetilmeye devam edilmiştir. İlk modern belediye yönetimi, ikinci kaymakam Kirkor Bezdikyan ve ardılı Sinyor Artin ile başlamıştır. Yollar genişletilmiş ve yollara park taşı döşenmiştir, kanalizasyon ve siper sistemi devreye sokulmuştur, daha da önemlisi ilk belediye düzenlemeleri yürürlüğe girmiştir. Cumhuriyetin kuruluşunun ardından büyük alt yapı projeleri tamamlanmış ve şehrin kuzeyine planlanmış ilk mahalleler inşa edilmiştir. Turhan Cemal Beriker bu dönemde 12 yıl boyunca kaymakam ve vali olarak hizmet vermiştir. 1956’da Seyhan Barajı’nın tamamlanmasıyla şehirde büyük gelişmeler meydana gelmiş hatta şehir, logar sistemlerini kurmak ve yerleşim alanlarını yol ve kamu alanlarına dönüştürmek gibi büyük ölçekli alt yapı projelerini başlatan dönemin başbakanı Adnan Menderes’in ilgisini çekmiştir. 1984’ten günümüze şehir manzarasında, büyük park ve bulvarların yapımı ve Seyhan Nehri’nin ıslahıyla önemli değişikler olmuştur.[50]
Büyükşehir Belediyesi 1989’da kurulmuş ve belediye yönetimi, büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Daha sonra Adana Belediyesi, büyükşehir belediyesi sıfatına sahip olmuş ve yeni iki ilçe belediyesi kurulmuştur; Seyhan ve Yüreğir. Karaisalı 2006’da şehre dahil edilmişti, Çukurova ve Sarıçam ilçeleri sırasıyla Seyhan ve Yüreğir ilçelerinin katılımıyla 2008’de kurulmuştur. 3 Şubat 2012’de, Karataş Belediye Konseyi Adana Büyükşehir Belediyesi’ne bağlanma hareketi kabul edilmiştir, böylelikle geçiş işlemi tamamlandığında Karataş şehrin sekizinci ilçesi olacaktır.[51]
Büyükşehir belediyesi üç organdan oluşmaktadır; Büyükşehir Meclisi, Belediye Başkanı ve Encümen. İlçelerin belediye meclisleri büyükşehir konseyinde ilçelerini temsil etmek için üyelerinin beşte birini seçer. Bu nedenle büyükşehir konseyi, 10’u Seyhan ilçesinden, 8’i Yüreğir’den, 8’i Çukurova’dan, 6’sı Sarıçam’dan ve 2’si Karaisalı’dan ve seçmenler tarafından doğrudan seçilen büyükşehir belediye başkanı olmak üzere 35 encümenden oluşmaktadır.[52] İcra kurulu olan encümen, 5’i büyükşehir encümeni ve diğer 5’i de büyükşehir belediye başkanı tarafından büyükşehir salonuna seçilen yöneticilerden meydana gelmektedir.[53]
Aytaç Durak, Adana eski büyükşehir belediyesi başkanıdır ve beş dönem hizmet verdiği için şu anda en uzun süre koltukta kalmış belediye başkanıdır. Büyükşehir belediyesi bağlı bir encümenin onun hakkında ettiği sözlü bir iddianın ardından Durak 28 Mart 2010’da İç İşleri Bakanlığı tarafından belediye hizmetine son verilmiştir.[54] Encümen üyesi Zihni Aldırmaz, soruşturmalar tamamlanana dek başkan vekili olarak atanmıştır. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığına Hüseyin Sözlü seçilmiştir.
İlçeler[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana’da toplam 15 ilçe bulunmaktadır.
Seyhan Nehri’nin batı kanadında yer alan Seyhan ilçesi şehrin kültür ve iş merkezidir. D-400 devlet yolu (şehir sınırları içerisinde Turhan Cemal Beriker Bulvarı olarak da kabul edilir) şehri kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölen ekonomk bir sınır gibidir. Seyhan’nın D-400 karayolunun kuzeyinde kalan kısmı, şehrin ekonomik olarak gelişmiş yeridir. D-400 boyunca, oteller, kültür merkezleri, ticaret ve iş binaları sıralanmaktadır. D-400’ün güneykısmında kalan şehrin eski merkezi geleneksel ve modern mağazaların şehir sakinlerine sunulduğu pazar alanıdır. Buranın güneyi ise düşük gelirle sakinlerin tercih ettiği bir yerleşim alanıdır.
Çukurova, Seyhan ilçesinin kuzeyinde ve Seyhan Havzası’nın güneyinde bulunan modern bir yerleşim alanıdır. İlçe, şehrin kuzeyindeki 3,000 hektarlık az verimli araziyi değerlendirmek için dağınık şehri bu araziye yönlendirmek amacıyla 1980’lerin ortalarında planlanmıştır. Yeni Adana olarak isimlendirilen proje göl sahili boyunca uzanan villaları ve yeni açılan Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Kenan Evren bulvarları boyunca boy gösteren çok katlı apartman dairelerini bünyesinde barındırmaktadır.[55]
Yüreğir ilçesi, nehrin doğu yakasında bulunmakta olup düşük gelirli birçok yerleşim alanına ve büyük ölçekteki sanayii bölgelerine ev sahipliği yapmaktadır. Nehir üzerinde yapılan yeni köprüler ve ilçe sınırları içerisine metro hattının döşenmesiyle beraber Yüreğir gittikçe önem kazanmaya başlamıştır. Adana Adalet Bakanlığı yeniden ilçeye dönmüş ve Kazım Karabekir mahallesine 47.5 hektarlık sağlık kampüsü yapılması planlanmaktadır.[56] Sinanpaşa, Yavuzlar, Köpürülü ve Kışla mahallelerini modern yerleşim alanlarına dönüştürecek kampsamlı kentsel imar planı ilçede uygulanmaktadır.[57]
Sarıçam ilçesi, Yüreğir’in kuzeydoğusunda bulunmaktadır ve 2008 yılında Adaha şehriyle birleştirilen eski belediyelerden oluşmaktadır. Sarıçam’daki bazı büyük kurum ve kuruluşlar şunlardır: Çukurova Üniversitesi, İncirlik Hava Üssü ve Organize Sanayi Bölgesi.
Karaisalı, Seyhan Havzası’nın kuzeyinde, şehir merkezinin dışında bulunan küçük bir ilçedir. İlçenin büyük çoğunluğu kırsal alanda olup Seyhan nehri boyunca uzanan eğlence alanlarına ve kuzeydeki yüksek alanlarda yazlıklara ev sahipliği yapar.
Mahalleler[değiştir | kaynağı değiştir]
Mahalleler muhtar ve mahalle ihtiyar heyeti tarafından yönetilen ilçe belediyeleri içerisinde yer alan yönetim birimleridir. Mahalle sakinleri tarafından seçilmesine rağmen muhtarın görev yelpazesi kısıtlıdır, bu nedenle yerel hükümetin yöneticisi olarak işlev görür. Muhtar, mahallenin sorunlarını ilçe belediyesine duyurabilir ve şehirdeki kamu kuruşlarının koordinasyonu için kurulmuş şemsiye organizayonu olan Adana Şehir Meclisi’nde koltuk sahibidir.[58] Mahalle yönetiminin ne sosyal hizmetler sağlasa ne de mahallede sorun yaşayan sakinlerle ilgilenmeyi artırmak için fona sahip olsa da, birçok şehir sakini , özellikle de düşük gelirli alanlardaki mahalleleriyle kendilerini kimliklendirmektedir.
Şehirde toplamda 254 mahalle vardır. Seyhan’ın 99 mahallesi vardır, 69’u şehir merkezi içerisinde, 30’u eski belediyeler ve mahalleye dönüştürülen eski köylerdir. Yüreğir’in 99 mahallesi vardır, 38’i şehir merkezinde ve 61’i kırsal kesimdedir. Sarıçam’da 29 mahalle, Çukurova’da 16 mahalle ve Karaisalı ilçesinde 11 mahalle vardır. Bir mahallenin nüfusu, şehir merkezinde veya kırsal kesimde olması durumuna göre 150’den 63,000’e kadar değişiklik göstermektedir.[59] Çukurova ilçesindeki bazı yerler başta olmak üzere baz mahalleler neredeyse bir ilçe kadar büyük olduğu için sakinlerin muhtara ulaşması güçtür.
Tepebağ, Kayalıbağ, Kuruköprü, Ulucami, Sarıyakup ve Alidede, Adana’nın tarihi mahalleleridir. Cumhuriyet döneminde planlanmış mahalleler olan Reşatbey, Cemalpaşa, Kurtuluş ve Çınarlı şehirdeki kültürel hayatın merkezidir. Güzelyalı, Karslılar ve Kurttepe, Seyhan Havzası’na bakan manzaralı mahalleler arasındadır.
Eğitim[değiştir | kaynağı değiştir]
Günümüzde Adana’da 514 okul öncesi eğitim kurumunda 19.644 öğrenci ve 720 ilköğretim okulunda 324.288 öğrenci eğitim görmektedir.[14] Şehirde ayrıca 121 genel ve 100 meslek lisesi bulunmakta olup, bu liselerde toplam 119.000 öğrenci eğitim hayatını sürdürmektedir.
Ayrıca Adana’da önlisans ve lisans düzeyinde üniversite öğrenimi gören kişi sayısı 47.136 kişidir.[kaynak belirtilmeli]
Şehirde bulunan 17 halk kitaplığından her sene 400.000 ila 500.000 kişi faydalanmaktadır.[14]
Adana’da Çukurova Üniversitesi,Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi yükseköğrenim hizmeti vermektedir.
- Üniversiteler
- Çukurova Üniversitesi
- Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
- Kanuni Üniversitesi
Altyapı[değiştir | kaynağı değiştir]
Ulaşım[değiştir | kaynağı değiştir]
- Demiryolu
Adana’ya ilk demiryolu hattı İngilizler tarafından 1886 yılında kurulmuştur. Adana-Mersin arasındaki hatta günümüzde dizel lokomotifli trenlere ilaveten, raybüs ve DMU tipi hızlandırılmış banliyö trenleri çalışmakta olup, Adana-Mersin arasında günde karşılıklı 29’ar tren sefer yapmakta ve seyahat süresi 45 dakikaya inmiştir. Anahat trenleri olarak ise; İstanbul Haydarpaşa’ya İç Anadolu Mavi Treni; Ankara’ya Çukurova Mavi Treni, Kayseri’ye Erciyes Ekspresi ve Elazığ’a da Fırat Ekspresi yolcu taşımaktadır.
- Karayolu
Otoyolla Adana’dan Ankara, Mersin, Gaziantep ve Hatay yönünde ulaşım mümkündür. D-400 Karayolu ve milletlerarası TEM otoyolu ile Adana`ya ulaşılır. Ankara’dan Aksaray, Pozantı üzerinden 472 km, İzmir’den Afyon-Konya-Ereğli üzerinden 873 km, İstanbul’dan Bolu, Ankara, Aksaray-Pozantı rotasıyla 909 km sonra Adana`ya ulaşılabilir. Şehir merkezine uzaklığı 5 km olan otobüs terminalinden Türkiye`nin her yerine otobüs seferleri düzenlenmektedir.
- Havayolu
Şehrin hava ulaşımı, 1937 yılından bu yana Şakirpaşa Havalimanı’ndan sağlanır. İç ve dış hat seferlerinin gerçekleştiği Adana Havalimanı, Türkiye’de yolcu taşınması sıralamasında 7. sırada yer almaktadır. Havalimanı iç hatlardan İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen ile Ankara-Esenboğa, İzmir, Antalya ve Trabzon’a; dış hatlardan KKTC-Lefkoşa ve Almanya’nın bazı şehirlerine doğrudan uçuşlar düzenlenmektedir. 2014 yılında hizmete girmesi planlanan Çukurova Havalimanı’nın inşası devam etmektedir. Şehirde ayrıca askerî gayeli olarak kullanılan İncirlik Havaalanı da bulunmaktadır.
- Denizyolu
Adana il sınırları içerisinde milletlerarası petrol ve yük taşımacılığına açık Botaş Limanı ve Toros Gübre Fabrikaları Limanı bulunmaktadır.
- Şehir içi ulaşım
Şehir ulaşımında, Büyükşehir Belediyesi Otobüsleri ve özel halk otobüsleri, dolmuşlar ve taksiler kullanılmaktadır. Ayrıca 14 km güzergahı ve bunun üzerinde 13 istasyonu bulunan Adana metrosu, 2010 yılında hizmete açılmıştır. 2007’den bu yana Adana Büyükşehir Belediyesi Otobüsleri, özel halk otobüsleri ve Hafif Raylı Sistemi/Metroda Kentkartakıllı bilet kartları kullanılmaktadır. Adana Büyükşehir Belediyesi, 229 otobüsten oluşan bir filoyla şehir içinde hizmet vermektedir.
Sağlık[değiştir | kaynağı değiştir]
Adana’da birçok kamu ve özel hastahane ve poliklinik sağlık hizmetlerini yürütmektedir. Bunların başlıcaları aşağıdaki gibidir.
- Acıbadem Hastahanesi
- Adana Asker Hastahanesi
- Adana Devlet Hastahanesi
- Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi
- Başkent Üniversitesi Kışla Hastahanesi
- Başkent Üniversitesi Seyhan Hastahanesi
- Başkent Üniversitesi Yüreğir Hastahanesi
- BSK Metropark Hastanesi
- Can Hastahanesi
- Çocuk Hastanesi
- Çukurova Devlet Hastahanesi
- Çukurova Göz Hastahanesi
- Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastahanesi
- Galeria Kulak Burun Boğaz Hastahanesi
- Göğüs Hastahanesi
- Kadın Doğum Hastahanesi
- Maya Göz Kliniği
- Metro Hastahanesi
- Numune Eğitim ve Araştırma Hastahanesi
- Ortadoğu Hastahanesi
- Ortopedia Hastanesi
- Özel Adana Hastahanesi
- Seyhan Uygulama ve Eğitim Hastahanesi
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Çatı aktarma
Firmamız Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat , Çatı ve izolasyon uygulamasını İstanbul başta olmak üzere türkiye genelinde Antik çağlardan beri, mimari yapılarda çatı kaplama elemanı olarak kullanılan pişmiş toprak levha. Kiremitlerin hammaddesi kildir.0530 153 78 60 GSM 1 : 0536 692 51 95 Kil verimsiz bir topraktan alınan bir malzemedir. Böylece verimsiz topraklardan kanunlar çerçevesinde alınan kil, tuğla ve kiremit yapımıyla ekonomiye kazandırılır. Dışa bağımlı bir sektör değildir. İmalatında yoğun olarak insan emeğinden yararlanılır. Çok yaygın kullanıldığı için kil ocaklarından binaların yapılışına kadar binlerce insana iş imkânı yaratır.
Tuğla ve kiremitlerin üretim ve kullanım sırasındaki artıkları doğal ve pişmiş malzeme olması nedeniyle hiçbir yan etki yaratmaz. Üretimdeki artıklar mikronize edilerek tekrar üretimde kullanılır.
Tuğla ve kiremitler en önemli özelliklerinden biri yüksek ısı depolamasıyla bina içi regülasyonu sağlamasıdır. Kilin yapısı sayesinde üzerine aldığı ısıyı uzun süre muhafaza ederek sağlığa uygun olarak ısı geçişi sağmaktadır.
Farklı tipleri bulunmaktadır. Bunların çoğu adını ilk üretildiği yerden alır:
- ASLAN PENÇESİ (SON MAHYA)
- ÜÇYOL MAHYA
- DÖRT YOL MAHYA
- HAVALANDIRMA KİREMİTİ
- VENEDİK
- FLORANSA
- İSOFLAT
- CİREMİTTO
- ÇİÇEK MAHYA
- KENAR KİREMİDİ
- YUVARLAK MAHYA
- KÖŞELİ MAHYA
- MARSİLYA
- VALENSİYA
- İLK MAHYA
- OSMANLI (ALATURKA)
- VİLLA
- GRANADA
- TOSKANO
Firmamız Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat , Çatı ve izolasyon uygulamasını İstanbul başta olmak üzere türkiye genelinde sürdürmektedir. Dürüst bir çatı uygulama firması olarak müşterilerimize sunduğumuz kaliteli hizmet sonucunda güven vermeyi prensip edinmişizdir.
Çatı aktarma firması
Çatı Ustası Çatı aktarma Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat Tecrübeli çalışma kadromuz ile ticaret hayatımızda doğruluk , güven ve kaliteli işcilik, parolasıyla yıllardır varlığımızı ve hizmetimizi sürdürmekteyiz. Kaliteli ürünler kullanılarak uygulamalarımıza kesin çözüm bularak sorunlarınızı maliyeti yükseltmeden çözüyoruz, müşteri isteklerini daima ön pilanda tutarak hizmetlerimizi GARANTİ belgesi dahilinde gerçekleştirmekteyiz.
Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat Kalite parolamız ise müşterilerimize hizmet ve referanslarımızdır… Yapmış Olduğumuz Çatı hizmetlerini çatı uygulama firması olarak bu hizmetlerimizi firma garantisi dahilinde yapmaktayız.
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
İstanbul Şhıngle Çatı 0530 153 78 60
İstanbul Şhıngle Çatı 0530 153 78 60
çatı kaplama shingle çatı kaplama,sandviç panel çatı kaplama,onduvilla çatı kaplama,bakır çatı kaplama,kurşun çatı kaplama,keten çatı kaplama,çatı aktarma,çatı aktarma sistemleri,çatı kaplama malzemesi,ısı yalıtımı,su izalasyon,solid polikarbon,oluklu polikarbon,trapez kesitli levhalar,sandviç panel uyumlu polikarbon levha,kilitli sistem polikarbonat levha,çekme akrilik levha Shingle (Şıngıl ), düşük sıcaklıklarda dahi çatlamamaz, kırılma meydana gelmez. Kendinden yapışkanlı şeritli olarak imal edilir. Karın kaymasını önlemek için özel kurulumlara gerek yoktur. Diğer çatı kaplama malzemelerinden farklı olarak, çeşitli renk ve şekillerde sunulması çatının farklı ve güzel renklerde tasarlanmasını sağlamaktadır.
0530 153 78 60
0536 692 51 95
0531 975 55 97
0536 823 03 18
Kar yığınlarının çatıdan topluca kaymasını önler. Şingıl,mahya, saçak ve diğer parçalar ile donatılır. Bu da montajı kolaylaştırır ve kaplamanın kalitesini yükseltir. Shingle oldukça güvenli bir malzemedir.Statik elektriği biriktirmez, kıvılcım yapmaz, mıknatıs etkisini oluşturmaz, yıldırım çekmez Her türlü hava koşuluna, aşındırıcı ortamlara ve kimyasal asitlere karşı dayanıklıdır. Rüzgara karşı dayanımı yüksektir. Yağmur ve fırtınada sessizdir.
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Çatı Ses Yalıtımı uygulama Ustası İstanbul 0530 153 78 60
Çatı Ses Yalıtımı uygulama Ustası İstanbul 0530 153 78 60 SES İZOLASYONU
- Ses dalgalarını indirgemek için, akustik yalıtkanlar.
Bir malzeme her anlamda yalıtkan olmayabilir. Örneğin, elmas mükemmel bir elektrik yalıtkanı iken, çok kötü bir ısı yalıtkanıdır. Sentetik haldeki saf elmas, ısıyı bakırdan daha iyi iletir ve oda sıcaklığında bilinen en iyi ısıl iletkenlik katsayısına sahip katı malzemelerden biridir. Yani oda sıcaklığında bilinen en kötü yalıtkanlardan biridir.
0530 153 78 60
0536 692 51 95
0531 975 55 97
0536 823 03 18
Isı, doğal olarak yüksek sıcaklıktan, düşük sıcaklığa doğru akar ve direncin en az olduğu yol boyunca en fazla ısı akışı oluşur. Yüksek sıcaklık bölgesinin yanından, düşük sıcaklık bölgesine bir sıcaklık gradyeni oluşur. Isıl yalıtım, sıcaklık gradyeni içinden olan ısı akışını düşürerek, sıcaklık gradyenini korur.
Büyük alet/araçların birçoğunda yalıtım yer alır. Örneğin, fırınlarda, soğutucularda, dondurucularda ve su ısıtıcılarında. Çoğu halde, yalıtım çevreye olan ısı kaybını engellemeye yarar. Diğer hallerde ise, çevreden gelen ısıya karşı koruma sağlar.
Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat yaptığı çalışmalarda İstenmeyen ve rahatsızlık hissi uyandıran seslere gürültü denir. Ses yalıtımı; yaşanan ortamı istenmeyen seslerden yalıtarak gürültünün zararlı etkilerinden korunmak, gürültülü alanlardan çevreye yayılan sesi azaltmak ve uygun kullanım koşulları oluşturmak amacı ile yapılan uygulamalardır
SES YALITIMI NERELERDE YAPILMALIDIR
- Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilatyapı inşaat yaptığı çalışmalarda Gürültünün zararlı etkilerinden korunması gereken alanlarda; Kütüphane, okul, hastane, yurt, otel, vb.
- Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat yaptığı çalışmalarda Çevreye yaydıkları gürültünün önlenmesi gereken alanlarda; jeneratör, hidrofor, kalorifer, yüksek ses düzeyine sahip eğlence yerleri vb.
- Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat yaptığı çalışmalarda Kullanım koşulu sese bağlı alanlarda; Sinema, tiyatro, konser ve konferans salonu, TV ve ses kayıt stüdyosu vb. yapılmalıdır.
Ses yalıtımında nelere dikkat edilmelidir ?
NOKTA yapı inşaat yaptığı çalışmalarda Yapıyı planlarken ses yalıtımına çok dikkat edilmelidir. Ayrıca yapıların duvar, döşeme, tavan, cam ve doğrama gibi elemanları belirlenirken ses yalıtım özelliği yüksek olan malzemeler kullanılmalıdır. Ses yalıtım malzemesi kullanılarak alt ve üst kat seslerinin geçişi ile komşu duvarlardan geçen sesler de engellenir.
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Çatı Su yalıtımı Ustası İstanbul 0530 153 78 60
Çatı Su yalıtımı Ustası İstanbul 0530 153 78 60 Su Yalıtımı ve İlgili Malzemeler Yapılarda su yalıtımı, suyun veya nemin yapı içine girmesine veya yapı elemanlarını sürekli bir biçimde etkileyerek teknik ve görsel olarak bozmasına engel olmak amacıyla uygulanır. Bu bozulmalardan en sık karşılaşılanı özellikle bodrum katlarda zemin içerisinde mevcut olan suyun temel duvarlarından veya zemin plağından sızarak bina içerisinden rutubete yol açmasıdır. Su yalıtımını kabaca şu gruplara ayırmak mümkündür:
0530 153 78 60
0536 692 51 95
0531 975 55 97
0536 823 03 18
- Topraktan yükselen neme karşı zemin plağının yatay düzlemde yalıtılması (yalıtım örtüleri, drenaj levhası vs. ile)
- Duvarların topraktan yükselen neme karşı yatay düzlemde yalıtılması (duvar bariyeri vs.)
- Zemin seviyesinin altında kalan duvarlara yatay düzlemde etki eden suyun düşey yöndeki elemanlarla yalıtılması (yalıtım örtüleri, drenaj levhası vs. ile)
- Zemin seviyesinin üstünde düşey yöndeki elemanlarda ve çatılarda yalıtım
İdeal bir su yalıtımında; yapının bulunduğu yerdeki iklim, yer altı su seviyesi ve içeriği, yağış miktarı ve cinsi göz önüne alınarak yeterli kalınlıkta su yalıtım katmanı oluşturulur. Su yalıtımını Türkiye’de yaygın olduğu üzere sadece bitümlü boyalarla veya malzemelerle su yalıtımı yapmak artık uluslararası standartlara göre yeterli bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak EPDM (Etilen Propilen Dien Monomer kauçuk) membran , HDPE (Yüksek Yoğunluklu Polietilen) membran, TPO (TermoPlastik Polietilen) membran uygulamaları gibi çağdaş ve uzun süreli çözümler yaygınlaşmaktadır.
Drenaj levhası ayrıca Grobeton yerine alternatif olarak kullanılarak hem zemin plağının yükselen neme karşı korunmasını, hem de Grobetondan ucuz olması ve hızlı döşenmesi sebebiyle maliyetlerin düşürülmesini sağlar.
- Su Yalıtımı konusunda yürürlükte olan Standartlardan bazıları:
Yalıtım, herhangi bir yalıtım malzemesi kullanılarak, ortamdan dışarı olan enerji akışının indirgenmesidir. Yalıtım malzemelerinin (yalıtkan) çeşitli tipleri vardır:
- Isı akışını indirgemek için, ısıl (termal) yalıtkanlar.
- Elektrik akışını önlemek için, elektrik yalıtkanlar.
- Ses dalgalarını indirgemek için, akustik yalıtkanlar.
Bir malzeme her anlamda yalıtkan olmayabilir. Örneğin, elmas mükemmel bir elektrik yalıtkanı iken, çok kötü bir ısı yalıtkanıdır. Sentetik haldeki saf elmas, ısıyı bakırdan daha iyi iletir ve oda sıcaklığında bilinen en iyi ısıl iletkenlik katsayısına sahip katı malzemelerden biridir. Yani oda sıcaklığında bilinen en kötü yalıtkanlardan biridir.
Isı, doğal olarak yüksek sıcaklıktan, düşük sıcaklığa doğru akar ve direncin en az olduğu yol boyunca en fazla ısı akışı oluşur. Yüksek sıcaklık bölgesinin yanından, düşük sıcaklık bölgesine bir sıcaklık gradyeni oluşur. Isıl yalıtım, sıcaklık gradyeni içinden olan ısı akışını düşürerek, sıcaklık gradyenini korur.
Büyük alet/araçların birçoğunda yalıtım yer alır. Örneğin, fırınlarda, soğutucularda, dondurucularda ve su ısıtıcılarında. Çoğu halde, yalıtım çevreye olan ısı kaybını engellemeye yarar. Diğer hallerde ise, çevreden gelen ısıya karşı koruma sağlar.
Su İzolasyonu
Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat yaptığı çalışmalarda Yapıya suyun girişini engelleyerek yapı ve yapı elemanlarının güvenliğini sağlamak, konforlu ortamlar oluşturmak için kullanılan malzemelerin bileşkesidir. Su yalıtımının başarısı, sistemin düzgün çalışması ile mümkündür.
Ürün Seçimi Nasıl Yapılmalıdır?
- Malzemenin maruz kalacağı etkiler belirlenir
- Donma – çözünme etkisi
- UV Etkisi
- Hidrostatik Basınç Etkisi
- Yağış ve Rüzgar Etkisi (Basınç Farklılığı)
- Sıcaklık Değişimleri Etkisi
- Mekanik Etkiler
- Kimyasal Etkiler
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Çatı Isı Yalıtımı uygulama sistemleri Ustası İstanbul
Çatı Isı Yalıtımı uygulama sistemleri Ustası İstanbul Isı yalıtım malzemesi
Bina ve tesisatlarda kullanılan ısı yalıtım malzemeleri ve standartları şu şekildedir:
- Binalarda kullanılan ısı yalıtım malzemeleri ve ürün standartları:
0530 153 78 60
0536 692 51 95
0531 975 55 97
0536 823 03 18
- Seramik yünü, TS EN 13161
- Cam yünü, TS EN 13162
- Taş yünü, TS EN 13162
- Genleştirilmiş (Expanded) Polistiren (EPS), TS EN 13163
- Ekstrüzyonla Üretilen (Ekstrüde) Polistiren (XPS), TS EN 13164
- Poliüretan (PUR), TS EN 13165
- Fenol Köpüğü, TS EN 13166
- Cam Köpüğü, TS EN 13167
- Mantolama, TS EN 13167
- Çift Cam, TS EN 13168
- Ahşap Lifli Levhalar, TS EN 13169
- Genleştirilmiş Perlit (EPB), TS EN 13170
- Genleştirilmiş Mantar(ICB) TS EN 13171
- asbest
- Tesisatlarda kullanılan ısı yalıtım malzemeleri ve standartları:
- Camyünü, prEN 14303
- Taşyünü, prEN 14303
- Elastomerik Kauçuk (FEF) prEN 14304
- Cam Köpüğü (CG) prEN 14305
- Kalsiyum Silikat (CS) prEN 14306
- Ekstrüde Polistiren (XPS) prEN 14307
- Poliüretan (PUR / PIR) prEN 14308
- Ekspande Polistiren (EPS), prEN 14309
- Polietilen Köpük (PEF), prEN 14314
- Fenolik Köpük prEN 14315
Isı İzolasyonu
Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat yaptığı çalışmalarda Yapılarda ve tesisatlarda ısı kayıp ve kazançlarının sınırlandırılması için yapılan işleme “ısı yalıtımı” denir. Türkiye’deki binaların %90’nında ısı yalıtımı bulunmamaktadır. Bunun neticesinde Yılda 7,5 milyar dolar maddi kayıp olduğu tahmin edilmektedir.
Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat yaptığı çalışmalarda Isı yalıtımı için en doğru uygulama dışarıdan yapılan uygulamadır. Hangi yalıtım malzemesini kullanırsanız kullanın ısı yalıtımı için en doğru uygulama yapıyı dışarıdan korumaktır, bu şekilde aşırı soğuk ve aşırı sıcaktan en verimli şekilde korunmuş olursunuz. Malzeme seçiminde dikkat etmeniz gereken nokta onu ne amaçla kullanmak istediğinizdir, eğer binanızın cephesine ısı yalıtımı yaptırmak istiyorsanız EPS türü malzeme, eğer ısı yalıtımının yanında ses yalıtımı da olsun istiyorsanız “TAŞ YÜNÜ” türü bir malzeme kullanmanızda fayda vardır. Çatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat yaptığı çalışmalarda Bodrum katında su ve nemden kaynaklanan bir sorununuz var ise gerekli su yalıtımından sonra XPS türü malzeme kullanılmalıdır. Çatı katı ısı yalıtımı için ise “POLİÜRETAN KÖPÜK” veya “CAM YÜNÜ” türü malzemelerin kullanımı idealdir
XPSEPSTaş YünüPoliüretanCam YünüÇatı Ustası Çatı Tamiri Duvar Ustası İstanbul ÇAtı Tadilat yapı inşaat yaptığı çalışmalarda
- Dış Cephe Isı Yalıtımı
- İç Cephe Isı Yalıtımı
- Teras ve Temel Isı Yalıtımı
- Çatı Isı Yalıtım
- Kışın Isıtma giderleri, yazın soğutma giderleri %50 azaltılabilmektedir.
- Bir kere yapılır; ömür boyu kullanılır. Yatırım maliyetini 2-3 yıl içinde karşılar
- Dıştan uygulanan bir yalıtım yöntemi olduğu için; ısı köprüleri oluşmasını engeller,bina’nın dış kabuğunu yıpranmalardan korur
- Sağlıklıdır, Isı ve su yalıtımı sağlar, rutubeti ve korozyonu önler
- Dekoratif süslemeler ve kaplamalarla binanın güzel bir mimariye kavuşması sağlanır
- Binanız yeni bir görünüm kazanır buda binanın değerini arttırır
- Ve en önemlisi sağlıklıdır, çevreye ve küresel ısınmaya olumlu katkıda bulunur
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA