Siirt ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları
Çağrı Merkezimiz 0530 153 78 60
UYGUN Çatı Kiremit aktarma Ustası
Siirt ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları Önce Bölgeye uygulanacak çalışma için Siirt ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI Alanında uzman ustalarımız keşif yaparak proje hazırlarlar.Siirt ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI ustalarımız Analiz yapılan bölgeye gerekli duyulan malzemeyi saptarlar.
Siirt ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI çalışma yapılacak alanlarda nelere ve İhtiyaç duyulduğu müşteriye paylaşılır,Siirt Kiremit çattı ustalarımız Tarafından Uygulamaya konulur.
Öncelik olarak Siirt geneline tüm bölgelerine Türkiye Geneline Siirt ilinde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI uygulamaları Siirt ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI sistemleri profesyonel Siirt çatı ustalarımız tarafında güven ve kalite ilkelerini siz değerli müşterilerinine en ekonomik fiyatlar ile sunmaktadır.Siirt Kiremit Çatı Ustalarımız Türkiye genelinede hizmet vermektedirler.BİZE ULAŞIN
Talep oluşturmak için bize ulaşın. 0530 153 78 60
Siirt (il)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bu madde Siirt il sınırları içindeki tüm bölgeyi kapsamaktadır. Başlığın diğer anlamları için Siirt (anlam ayrımı) sayfasına gidiniz.
Bu maddedeki bazı bilgilerin kaynağı belirtilmemiştir. Ayrıntılar için maddenin tartışma sayfasına bakabilirsiniz. Maddeye uygun biçimde kaynaklar ekleyerek Vikipedi’ye katkıda bulunabilirsiniz. (Şubat 2012)
Siirt
— İl —
Ülke Türkiye
Coğrafi bölge Güneydoğu Anadolu
Yönetim
– Vali Mustafa Tutulmaz
Yüzölçümü
– Toplam 6,182 km2 (2,4 mi2)
Nüfus (2015)[1]
– Toplam 318.366
– Yoğunluk 48,50/km² (125,6/sq mi)
– Kır 119.551
– Şehir 198.815
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İl alan kodu 484
İl plaka kodu 56
İnternet sitesi: siirt.gov.tr
Siirt, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan bir ildir.
İçindekiler [gizle]
1 Sosyal Yapı
2 Tarihçe
2.1 Milât öncesi dönem
2.2 İslâm egemenliği
2.3 Anadolu Selçukluları dönemi
2.4 Osmanlı Devleti dönemi
2.5 Türkiye Cumhuriyeti dönemi
3 İlin milletvekilleri
4 Nüfus
5 Kaynaklar
6 Dış bağlantılar
Sosyal Yapı[değiştir | kaynağı değiştir]
Nüfusun büyük çoğunluğunu yerli Araplar, Kürtler ve Türkler oluşturmaktadır.
Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Milât öncesi dönem[değiştir | kaynağı değiştir] Coğrafî konum olarak Anadolu ve Mezopotamya’nın kesiştiği bölgenin yüksek kısımlarında kurulan Siirt’te 1963 yılında Halet Çamlıbel ve R.J. Braidwood başkanlığında kurulan Güneydoğu Anadolu Tarih Öncesi Araştırmaları Karma Projesi kapsamında Siirt ilinde yapılan yüzey araştırmalarında Cilalı Taş, Bakır, Tunç ve Hellenistik, Roma, Bizans ve İslâm dönemlerinden Yakın Çağ’a uzanan dönemlere ait buluntular ortaya çıkarılmıştır. 3500 yıl öncesine dayandığı iddia edilen Akabe Yolu da bu kenttedir.[2]
İslâm egemenliği[değiştir | kaynağı değiştir]
Bu alt başlık Mayıs 2014 tarihinden beri geliştirilmeye ihtiyaç duyuyor. Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor.
Anadolu Selçukluları dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]
Bu alt başlık Mayıs 2014 tarihinden beri geliştirilmeye ihtiyaç duyuyor. Bu alt başlığın geliştirilmesi gerekiyor.
Şehrin ana eseri 1129’da, Bağdat’tan hükmeden Büyük Selçuklu Sultan II. Mahmut tarafından inşa edilen Ulu Camii’dir. 1965 yılında restore edilmiştir.
Osmanlı Devleti dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferi ile Osmanlı topraklarına katılmıştır. Cumhuriyet dönemine kadar Bitlis sancağına bağlı bir olarak kalmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Cumhuriyet döneminde il olan Siirt, 1924’te Beytüşşebap’ın; 1926’da Beşiri ve Sason’un katılmasıyla genişledi. Ancak Beytüşşebap, 1936’da yeniden il yapılan Hakkâri’ye bağlandı. 1938’de Garzan (şimdiki ismi Yanarsu) ilçesinin merkezi Mısrıç’a (bugün Kurtalan) taşındı ve aynı ilçeye bağlı Baykan bucağı ilçe oldu. Aynı yıl Sason’a bağlı bucak olan Hazo, Kozluk adıyla ilçe yapıldı. 1943’te Garzan ilçesinin ve merkezinin adı Kurtalan olarak değiştirildi. 1957’de Beşiri’nin bucağı olan İluh, Batman adıyla ilçe yapıldı. 1962’de Pervari ilçesinin Müküs bucağı, Van’ın Gevaş ilçesine bağlandı. 1990 yılında Siirt’in Batman, Beşiri, Kozluk ve Sason ilçeleri yeni kurulan Batman iline bağlandı. Aynı yıl Siirt’in Şırnak ilçesiyle, Eruh’tan ayrılarak ilçe yapılan Güçlükonak beldesi yeni kurulan Şırnak iline bağlandı ve Merkez ilçeye bağlı Tillo bucağı Aydınlar adıyla ilçe yapıldı.
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Samsun ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları
Samsun ÇATI, Samsun ÇATI YAPIMI, Samsun çatı tamiri, Samsun çatı aktarma, Samsun çatı fiyatları, Samsun çatı firmaları,
Samsun çatı firması, Samsun çatı ustası, Samsun çatı ustaları, Samsun çatı yapımı ustası, Samsun çatı tamir ustası, Samsun çatı montaj,
Samsun membran çatı, Samsun şıngıl çatı, Samsun kiremit çatı, Samsun pergole çatı, Samsun sundurma çatı, Samsun teras çatı,
Samsun ahşap çatı, Samsun demir çatı, Samsun profil çatı, Samsun çatı izolasyon, Samsun çatı firması,
UYGUN Çatı Kiremit aktarma Ustası
Samsun ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları Önce Bölgeye uygulanacak çalışma için Samsun ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI Alanında uzman ustalarımız keşif yaparak proje hazırlarlar.Samsun ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI ustalarımız Analiz yapılan bölgeye gerekli duyulan malzemeyi saptarlar.
Samsun ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI çalışma yapılacak alanlarda nelere ve İhtiyaç duyulduğu müşteriye paylaşılır,Samsun Kiremit çattı ustalarımız Tarafından Uygulamaya konulur.
Öncelik olarak Samsun geneline tüm bölgelerine Türkiye Geneline Samsun ilinde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI uygulamaları Samsun ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI sistemleri profesyonel Samsun çatı ustalarımız tarafında güven ve kalite ilkelerini siz değerli müşterilerinine en ekonomik fiyatlar ile sunmaktadır.Samsun Kiremit Çatı Ustalarımız Türkiye genelinede hizmet vermektedirler.BİZE ULAŞIN
Talep oluşturmak için bize ulaşın. 0530 153 78 60
Samsun
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Başlığın diğer anlamları için Samsun (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
Samsung ile karıştırılmamalıdır.
Koordinatlar: 41°17′25″K 36°20′01″D (Harita)
Samsun
— İl & Büyükşehir —
Sol üstten itibaren: Bandırma Vapuru Müzesi, Atatürk Kültür Merkezi, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Onur Anıtı, Samsunspor Store, Kurtuluş İskelesi, Uluslararası Yabancılar Pazarı
Sol üstten itibaren: Bandırma Vapuru Müzesi, Atatürk Kültür Merkezi, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Onur Anıtı, Samsunspor Store, Kurtuluş İskelesi, Uluslararası Yabancılar Pazarı
Samsun’un Türkiye’deki konumu
Samsun’un Türkiye’deki konumu
Samsun haritası
Samsun haritası
Koordinatlar: 41°17′25″K 36°20′01″D
Ülke Türkiye
Bölge Karadeniz
Bölüm Orta Karadeniz
İdari birimler
17 ilçe[göster]
Yönetim
– Belediye başkanı Yusuf Ziya Yılmaz (AK Parti)
– Vali İbrahim Şahin
Yüzölçümü
– Toplam 9,352 km2 (3,6 mi2)
Rakım 4,00 m (13,12 ft)
Nüfus (2016 [1])
– Toplam 1,281,484
– Yoğunluk 137/km² (354,8/sq mi)
Zaman dilimi DAZD (+2)
– Yaz (YSU) DAYZD (+3)
Posta kodu 55xxx
Plaka kodu 55
Alan kodu 362
Kardeş şehir(ler)
– İskele KKTC
– North Little Rock ABD
– Darüsselam Tanzanya
– Kalmar İsveç
– Novosibirsk Rusya
– Bordeaux Fransa
– Kiel Almanya
– Sumgayıt Azerbaycan
– Donetsk Ukrayna
Samsun, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık on altıncı şehri. Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nde yer alır ve bölgenin en kalabalık şehridir.[2] On yedi ilçenin bulunduğu Samsun’un genel yönetimi Samsun Büyükşehir Belediyesi ve valilik tarafından sağlanmaktadır.[3][4] Kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Ordu, güneyinde Tokat ve Amasya, batısında ise Çorum ve Sinop illeri ile çevrilidir.[5]
Karadeniz Bölgesi’nin eğitim, sağlık, sanayi, ticaret, ulaşım ve ekonomi açılarından en gelişmiş şehri olan Samsun kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerden[6] olup “Karadeniz’in Başkenti” ve “Atatürk’ün Şehri” olarak tanıtılmaktadır.[7][8] Karayollarıyla Karadeniz Bölgesi’ni İç Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’ne bağlayan Samsun aynı zamanda bir liman şehridir ve geniş hinterlandı ile bir lojistik merkezidir.[9]
Yerleşim geçmişi MÖ 60.000 yılına dek uzanan[10] Samsun’a yerleşen ilk topluluk MÖ 5000-3500 arasında buraya gelen Kaşkalardır.[11] Kaşkaların ardından Hitit ve Amazon dönemlerini yaşayan şehir MÖ 1182 ile MÖ 546 yılları arasında sürekli el değiştirmiş ve bu yıldan itibaren Pers hakimiyetine girmiştir.[12] Perslerin ardından Pontus, Roma, Bizans egemenliği gören Samsun bunların ardından bir Ceneviz kolonisi haline gelmiştir.[13] Bu dönemde Danişmendliler Beyliği tarafından kuşatılan Samsun alınamamış ve şehrin hemen yanına “Müslüman Samsun” adıyla yeni bir şehir kurulmuştur.[14] I. Mehmed dönemine dek iki Samsun şehri de varlığını sürdürmüş, bu dönemde her iki şehir de Osmanlı Devleti topraklarına katılarak birleştirilmiştir.[15] 1422-1428 yılları arasında Osmanlı hakimiyetinden çıkan[16] Samsun tekrar Osmanlı toprağı olmuş ve 1923 yılında Türkiye Cumhuriyetinin ilanına dek bu durumunu sürdürmüştür.
Türkiye’nin kurulmasına dek uzanan ve 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışıyla başlayan sürecin başlangıç durağı olması nedeniyle özel bir konumu bulunan Samsun “19 Mayıs Kenti” olarak anılmakta[17][18] ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na ev sahipliği yapmaktadır.[19] Ayrıca 1938 yılında resmî bayram ilan edilen 19 Mayıs günü 1926 yılından beri Samsun’da “Gazi Günü” adıyla kutlanmaktaydı.[20] Mustafa Kemal Atatürk de 19 Mayıs’a verdiği önemi o günü doğum günü olarak kabul ederek göstermiştir.[21]
İçindekiler [gizle]
1 Kökenbilim
1.1 Efsaneler
2 Tarihçe
2.1 Tarih öncesi dönem
2.2 Hitit hakimiyeti dönemi
2.3 Amazonlar dönemi
2.4 Kolonileştirme dönemi
2.5 Pers dönemi
2.6 Pontus hakimiyeti dönemi
2.7 Roma egemenliği dönemi
2.8 Bizans dönemi
2.9 Türk egemenliğinde Samsun
2.9.1 Selçuklu dönemi
2.9.2 Anadolu beylikleri dönemi
2.9.3 Osmanlı dönemi
2.9.3.1 I. Dünya Savaşı sırasında
2.9.4 Mondros Mütarekesi ve Kurtuluş Savaşı sırasında
2.9.5 Türkiye dönemi
3 Coğrafya
3.1 Bitki örtüsü
3.2 Akarsu ve barajlar
3.3 Yer altı zenginlikleri
3.4 Depremsellik
3.5 İklim
3.6 Hava kirliliği
4 Nüfus
5 Ekonomi
5.1 Tarım
5.2 Hayvancılık
5.3 Avcılık ve balıkçılık
5.4 Sanayi
6 Kültür
6.1 Ağız yapısı
6.2 Mutfak
6.3 Turizm
6.3.1 Doğa turizmi
6.3.2 Kültür turizmi
6.3.2.1 Müzeler
6.3.2.2 Arkeolojik alanlar
6.4 Sanat
6.4.1 Müzik
6.4.2 Tiyatro
6.4.3 Sinema
6.4.4 Açık hava kültür alanları
6.4.5 Festivaller
7 Spor
8 Yönetim
9 Eğitim
10 Medya
10.1 Gazete ve dergiler
10.2 Radyo ve televizyonlar
11 Altyapı
11.1 Sağlık
11.2 Ulaşım
11.2.1 Demiryolları
11.2.1.1 Hafif raylı sistem
11.2.2 Karayolları
11.2.3 Havayolları
11.2.4 Denizyolları
12 Kardeş şehirler
13 Kaynakça
14 Dış bağlantılar
Kökenbilim[değiştir | kaynağı değiştir]
Katalan Atlası’nda Sinuso ismiyle Samsun’un da gösterildiği kısım.
Şehir, Strabon’un aktardığına göre Hititler döneminde Eneti adını taşımaktaydı.[22] MÖ yaklaşık 670 yılında ise Miletlilerin geldiği bölgeye Peiraieus adı verilmiştir.[23] Yapılan arkeolojik kazılarda bu döneme ait bir tarafında puhu bir tarafında da Peiraieus yazısı bulunan sikkeler bulunmuştur.[24] Daha sonraları ne koşullarda olduğu bilinmemekle birlikte şehir Αμισός (ΑΜΙΣΟΣ) yani Amisos adını almıştır.[14] Bu ismin Grekçeden geldiği ileri sürülse de kelimenin aslının Anadolu menşeli Palaca olduğu ve Hamis (ya da Hamist) kökenine dayandığı düşünülmektedir.[25][26] Pontus Krallığı döneminde ismini koruyan şehir Romalılar tarafından Missos[27] (kimi kaynaklarda Gnaeus Pompeius Magnus tarafından Pompeiopolis adı verildiği de savunulmaktadır[28]), Bizans İmparatorluğu tarafından Aminsos olarak adlandırılsa da[29] Amisos adı yaygın olarak kullanılmaya devam etmiştir.[25][30] Grekçede omega yerine omikron ile yazılan şehrin ismi iki harf arasındaki benzerlikler nedeniyle Latin alfabesine çeviride Amisus şeklinde de okunabildiğinden dönemin Roma kaynaklarında hem Amisos hem de Amisus şeklinde kullanımlara rastlanmaktadır.[14]
1100’lü yılların ilk çeyreğinde Melik Gazi tarafından Amisos’un yanına yeni bir şehir kurulmuş ve Türk akıncıları yeni kurulan kente kendi aralarında “Amisos’un yanındaki şehir” anlamına gelen İsamisos adını vermişlerdir.[14] 1200’lü yılların ilk çeyreğinde Cenevizlilerin yerleştiği Amisos’un ismi tekrar değişmiş ve çeşitli kaynaklara göre Amisum, İs Amisum, Simisso, Sinuso ya da Semiso isimlerinden birini almıştır.[31][32][33][34][35] Aynı dönemlerde şehrin ismi Türkler tarafından صاميسون şeklinde yazılmaya ve Samisun şeklinde söylenmeye başlamıştır.[36] İbn Bîbî’nin el-Evâmirü’l-Alâiyye fi’l-umûri’l-Alâiyye’sinde, Kerimüddin Mahmud-i Aksarayî’nin kaleme aldığı Müsâmeretü’l-Ahbâr’da[37] ve erken dönem Osmanlı tarihçilerinden Şükrullâh’ın Behcetü’t Tevârîh[38] ile Tevki’i Mehmet Paşa’nın Risale-i Selatini Osmaniyye[39][40] adlı eserlerinde kentin ismi Samisun şeklinde geçmektedir.
Kentin adını صامسون yani Samsun şeklinde yazıp okuyan ilk kişi Endülüs Emevî coğrafyacı ve gezgin İbn Said’dir.[14] Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud ve İlhanlı Hükümdarı Olcaytu adına basılmış sikkelerde de yer alan Samsun sözcüğü bu sikkelerde İbn Said’in yazdığı gibi yazılmıştır.[14]
Osmanlı İmparatorluğunun neredeyse tüm dönemlerinde şehrin adı صامسون Samsun olarak yazılmıştır. Özellikle de Osmanlı tarihçileri Hoca Sadeddin Efendi ve Cenâbî Mustafa Efendi ile bundan sonra gelenler arasında bu yazım esas alınmıştır.[14] Erken Osmanlı döneminde ise farklı kullanımlar vardı. Şehrin adı ilk Osmanlı tarihçilerinden Neşrî’nin Kitab-ı Cihannüma adlı eserinde hem صامسون Samsun hem de صمسون S[a]msun, Ahmedî’nin İskendernâme’sinde heceleri ayrı şekilde صام سون Sam Sun, Oruç Bey’in Tevârîh-i Âl-i Osman’ında ise hem صمسون S[a]msun hem de صام سون Sam Sun şeklinde geçmektedir.[41]
Efsaneler[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun isminin kökeninin İbraniceden ve Osmanlı Türkçesinden geldiği hakkında iki farklı görüş vardır. İsmin İbranice kökenli olduğunu savunan görüşe göre İbrani lideri Samson, Karadeniz kıyılarına kadar gelip bir kent kurmuş ve kente kendi ismini vermiştir.[42] Diğer bir görüşe göre ise isim Sam’dan gelmektedir.[42][28] Bu iki görüş de kanıtlanamamıştır.
İsmin Türkçe olduğunu savunan görüşe göre ise isim Osmanlı Türkçesindeki köpek anlamına gelen kelimeden türemiştir.[42] Kamûs-ı Türkî’de yazılışı صكسون yani s[a]nsun olarak gösterilen kelimenin anlamı iri köpek olarak verilmektedir.[43] Yine Kamûs-ı Türkî’de bulunan صكسونجو yani s[a]nsuncu ise kavga köpeklerini idare eden askerî birim anlamına gelmektedir.[44] Joseph von Hammer-Purgstall’ın Devlet-i Osmâniye Tarihi eserinde ise II. Bayezid döneminde Osmanlı ordusunda zağarcılar gibi samsuncular adıyla bir avlanma birimi bulunduğu yazmaktadır.[42] Ayrıca I. Süleyman döneminde İstanbul’da Samsun hane mesiresi adında bir mesire yeri olduğu da bilinmektedir.[45] Fakat Samsun ile s[a]nsun, samsuncular ya da Samsun hane mesiresi arasında bir bağ olduğu ve ismin buradan türediğine dair bir kanıt bulunmamaktadır.
Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir] Tarih öncesi dönem[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’daki yerleşim geçmişi Eski Taş Çağına dek uzanmaktadır. Tekkeköy Mağaralarında keşfedilen ve MÖ 60000 ile MÖ 15000 yılları arasına tarihlendirilen katman şimdiye dek keşfedilen en eski yerleşimdir.[10] Mağara yerleşiminde yaşayan bu insanlar topluluk bilinci gelişmemiş ve henüz üretici pozisyonuna geçmemişlerdi.
Karanlık çağların ardından MÖ 5000-3000 yılları arasında Anadolu’ya gelen Hattilerin bir kolu olduğu sanılan Kaşkalar, MÖ 3500’lü yıllarda[11] Samsun’un 3 kilometre doğusunda Mert Irmağı kenarında günümüzde Dündartepe Höyüğü’nün bulunduğu yerde bir site oluşturmuşlardır.[46][47][26] 15 metre yüksekliğinde, 200 metre genişliğinde ve uzunluğunda olan höyüğün kazıları sırasında en eski yerleşimin Bakır Çağına ait olduğu saptanmıştır.[48] Tekkeköy Irmağı kenarında keşfedilen bir yerleşim yerindeki kazılar ise bu yerleşimin Geç Bakır Çağı ile Tunç Çağı özelliklerini taşıdığını, yerleşimde yaşayanların avcılık toplayıcılık ile geçinip Taş Devri aletlerini kullandığını göstermiştir ve yerleşimde herhangi bir yapıya rastlanmamıştır.[48] Dündartepe Höyüğü ve Tekkeköy yerleşiminin yanı sıra kent çevresinde yer alan Kale Doruğu Höyüğü ve İkiztepe Höyüğü kazılarında bu yerleşimlerin köy tipinde olduğu ve küçük topluluklar tarafından kurulduğu belirlenmiştir.[11] Ahşap evlerde oturan bu halkların avcılık, hayvancılık ve balıkçılık yaparak geçindiği, kumaş ve deri işleyebildiği, bakırdan alet, silah ve takı yapabildikleri saptanmıştır.[49] Ayrıca yerleşim yerinin dışında keşfedilen mezarlıklarda yapılan incelemeler ölülerin kullandıkları eşyalarla birlikte gömüldüğünü ortaya çıkarmıştır.[49] İkiztepe mezarlarında yapılan incelemeler burada yaşayan halkın Kuzey Karadeniz, Romanya, Bulgaristan ve Kafkas kıyılarında bulunan halklarla ırkdaş olduğunu kanıtlamıştır.[50]
Hitit hakimiyeti dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Kent, Kaşkaların ardından I. Murşili tarafından fethedilerek Hitit Krallığı topraklarına katılmıştır. Hitit döneminde özel bir durumu olmayan yerleşim yerine o dönem Eneti adı verilmiştir.[22]
Amazonlar dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Modern tarihçilikte varlıkları tartışmalı olsa da[51] Amazonların Kuzey Anadolu’da yaşadıkları sanılmaktadır.[52] Antik Çağ oyun yazarı Eshilos Amazonların Termodon kıyısındaki Temiskira köyünde yaşadıklarını ve erkeklerden nefret ettiklerini, tarihçi Heredot Amazonların İskit topraklarına uzanan macerasını, Diodorus ise Amazonların iyi ok atabilmek amacıyla tek göğüslerini kestiklerini aktarmaktadır.[53]
Amazonların hangi tarihte Samsun çevresine yerleştikleri bilinmemektedir. Sadece kadınlardan oluşan bir topluluk olan Amazonlar bahçıvanlığı, biniciliği ve savaşçılığı biliyorlardı. Platon ve Sokrates’in aktardıklarına göre zamanla Batı Anadolu’ya doğru yayılmış ve Atina önlerine kadar gelmişlerdir.[54] Herodot’un aktardıklarına göre Atina’dan dönmekte iken Amazon gemilerinin erkek gemicileri Atinalılar tarafından öldürülmüş, gemiciliği bilmeyen Amazonlar kaçarken açık denizde ölmüş ve ülkeleri de yerli kavimler tarafından işgal edilmiştir.[55][56]
Kolonileştirme dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Kent, MÖ yaklaşık 1182’de Hitit İmparatorluğunun çöküşünü takiben Frigler tarafından ele geçirilmiş ve tahrip edilmiştir.[57][47] Aynı dönemde Kimmerler de Doğu Karadeniz’de yer alan kentleri yakıp yıkmışlardır.[29] Lidya Kralı Giges Kimmerleri yenilgiye uğratıp bölgeden kovmuştur fakat bu dönemde Samsun harabe haline dönmüştür. Bunun üzerine eski kentin güneybatısına yeni bir yerleşim kurulmuştur fakat kimler tarafından ne zaman kurulduğu bilinmemektedir.[12] MÖ 562 yılında Miletli denizciler ve göçmenler şehre yerleşmiş ve bir koloni kurmuşlardır.[58] MÖ 546’da ise Lidya Kralı Krezüs ile Ahameniş İmparatoru II. Kiros arasında geçen savaş sonrası şehir Pers hakimiyetine girmiştir.[12]
Pers dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Ahameniş İmparatorluğunu yeniden örgütlemeye girişen I. Darius döneminde Samsun, Kapadokya Satraplığının hakimiyet bölgesi içine alınmış ve tiran unvanı taşıyan askerî valiler tarafından yönetilmeye başlanmıştır.[12] MÖ 331 yılında III. Aleksandros’un Persleri Gaugamela Savaşı’nda yenilgiye uğratıp Ahameniş İmparatorluğunu Makedonya topraklarına katmasıyla birlikte Samsun da Makedon hakimiyetine girmiş, böylece kentte askerî temelli bir yönetim anlayışından tekrar demokratik yönetime dönülmüştür.
Pontus hakimiyeti dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] III. Aleksandros’un ölümüyle birlikte zayıflayan ve parçalanan Makedonya’dan bağımsızlığını ilan eden bölgelerden biri de I. Mitridat Ktistes liderliğinde Pontus Krallığı olmuş, Samsun da krallığın toprakları içerisinde yer almıştır. Kral olduktan sonra önemli atılımlar yapan ve Kırım’a kadar krallık topraklarını genişleten VI. Mitridat, MÖ 85 yılında Roma Cumhuriyetine saldırmış, savaş yirmi beş yıl sürmüştür. VI. Mitridat bu dönemde tanınmış Romalı generallerden Lucius Cornelius Sulla, Lucius Licinius Lucullus ve Gnaeus Pompeius Magnus’a karşı zaferler kazanmıştır. MÖ 63 yılında Lucullus lejyonlarıyla Samsun, Sinop ve Trabzon’u ele geçirmiş, Pompeius ise VI. Mitridat üzerine yürümüş ve kesin bir zafer kazanmıştır.[30] Oğlunun kral naibi olduğu Kırım’a kaçan VI. Mitridat oğlu tarafından ihanete uğramış, zehir içerek intihar etmek istediyse de zehire olan bağışıklığı sebebiyle ölmemiştir.[59][30] Bunun üzerine kendi isteğiyle sadık bir askeri tarafından hançerlenerek öldürülmüştür.[59]
Roma egemenliği dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Babası VI. Mitridat’a ihanet eden II. Farnekes bunun karşılığında “Roma’nın dostu ve müttefiki” sıfatıyla Pontus kralı ilan edilmiş ve krallık vasal bir Roma krallığı olarak yaşamaya devam etmiştir. Ancak Gnaeus Pompeius Magnus ve Jül Sezar’ın arasındaki çekişmeyi fırsat bilen II. Farnekes Kırım’dan gelerek Samsun’u kuşatmış, Roma’ya sadık kalmak isteyen kent dirense de düşmüş ve halk Pontus ordusunca kılıçtan geçirilmiştir.[30] Bir yıl sonra Zela Muharebesi’nde Sezar komutanlığındaki Roma ordusu II. Farnekes’in komutasındaki Pontus ordusu ile karşı karşıya gelmiş[60], savaştan zaferle çıkan Sezar ünlü veni, vidi, vici sözünü yazdığı bir mektubu başkent Roma’ya göndermiştir.[61] Samsun ise Roma Cumhuriyetine olan bağlılığından dolayı serbest şehir olarak tanımlanmış ve vergiden bağımsız, kendi kendini yöneten bir kent olarak Roma Cumhuriyetine bağlanmıştır.[30]
Jül Sezar’ın suikaste uğramasının ardından kurulan ikinci triumvirlik döneminde Sezar karşıtı olan Marcus Antonius tarafından Sezar’a bağlılığı halen devam eden Samsun’a Straton adında zalim bir komutan vali olarak atanmıştır.[30] Aktium Muharebesi’nde Antonius’un yaşadığı hezimet ve intiharından sonra ilk Roma imparatoru olarak tahta çıkan Sezar’ın yeğeni ve evlatlığı[62] Caesar Divi Filius Augustus tarafından Samsun’a eski durumu iade edilmiş ve tekrar serbest şehir olarak tanımlanmıştır.[30] Önceleri Bitinya eyaletine bağlı olan şehir sonraları Galatya eyaletine bağlanmıştır.[30] 111-113 yılları arasında Samsun valisi olan olan Pline’in imparator Trajan’a yazdığı mektuptan şehrin yerel bir meclis tarafından kendi yasalarıyla yönetildiği öğrenilmektedir.[30] Fakat başkent Roma’dan gelen emirler ne olursa olsun yerine getirilmek zorundaydı. 2. yüzyılın sonlarından itibaren şehir özel durumunu yavaş yavaş kaybetmiş ve merkezî yönetime daha bağlı bir yönetim anlayışı hakim olmaya başlamıştır.[30]
Bizans dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Roma İmparatorluğunun 395’te bölünmesiyle birlikte doğu topraklarına hükmeden Bizans İmparatorluğunun hakimiyet bölgesinde kalan Samsun önceleri Helenopontus eyaletine, I. Justinianos dönemiyle birlikte de Armeniak bölgesine bağlanmıştır.[63][64] Ayrıca şehir bir piskoposluk merkezi haline getirilmiştir.[65]
Bir ara Mutasım’ın emriyle 863 yılında Malatya Emiri Ömer bin Abdullah şehri ele geçirilip yağmalasa da şehir tekrar Bizans hakimiyetine girmiştir.[66][65] Şehir 14. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Ceneviz Cumhuriyeti egemenliğine geçse de bu durum savaşla değil Bizans’ın Ceneviz ile yaptığı anlaşmalar sonucu kentin boşaltılmasıyla gerçekleşmiştir. Bu dönemde kent bir ticaret kolonisi olarak yaşamaya devam etmiştir.
Türk egemenliğinde Samsun[değiştir | kaynağı değiştir] Selçuklu dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsun Kalesi’nin tek fotoğrafı.
Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında Anadolu’ya giriş yapan Türk ailelerinden olan Danişmendliler Orta Karadeniz’e doğru akınlar yapmaya başlamışlar[67] ve Samsun’u da kuşatarak Danişmendliler Beyliğine dahil etmek isteseler de başarısız olmuşlardır. Bunun üzerine Melik Gazi mevcut kentin yanına yeni bir yerleşim daha kurmuş ve iki Samsun meydana gelmiştir.[14] Müslüman halk arasında eski kente “gavur Samsun”, yeni kente ise “Müslüman Samsun” denmekteydi.[68][69] Samsun Kalesi’ni inşa eden Danişmendlilerin tahkim ettiği Samsun[70], II. Kılıç Arslan’ın son dönemlerinde Anadolu Selçuklu Devleti himayesine girmiştir.[71]
1204’te Latin İmparatorluğunun kurulmasını takiben Konstantinopolis’ten kaçan Bizans soylularından I. Aleksios Komnenos doğuda Trabzon İmparatorluğunu, I. Teodor Laskaris ise batıda İznik İmparatorluğunu kurmuştur. Kalan yerlerde ise Anadolu Selçuklu Devleti hakimiyeti devam etmekteydi. Bu dönemde eski Samsun’da Sava isminde Bizanslı eski bir vali bulunuyordu[72] ve Ceneviz adına şehri idare ediyordu. I. Aleksios Komnenos her iki Samsun’u da fethetmesi için kardeşi David Komnenos’u göndermiş, bunun üzerinde Müslümanlar da Anadolu Selçuklu sultanından yardım istemişlerdir.[73][74] 1206 yılında I. Gıyaseddin Keyhüsrev Trabzon üzerine sefere çıkmıştır.[70] 1228 yılında I. Andronikos Samsun ve Sinop limanlarını yağmalasa da I. Alâeddin Keykubad sefere çıkarak bölgede otoriteyi tekrar sağlamıştır.[75][76]
Anadolu beylikleri dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Bir hafta sürdükten sonra 3 Temmuz 1243’te sonlanan Kösedağ Muharebesi sonucunda Moğol İmparatorluğuna bağlı bir devlet haline gelen Anadolu Selçuklu Devleti II. İzzeddin Keykavus, IV. Kılıç Arslan ve II. Alâeddin Keykubad’ın üçlü yönetimiyle yönetilmeye başlamıştır. Samsun II. Alâeddin Keykubad’ın yönetim bölgesi içerisinde yer almış, onun ölümünden sonra ise bölge IV. Kılıç Arslan’a kalmıştır.[70] 1260 yılında Trabzon İmparatorluğu tarafından işgal edilen kent 1296’da Pervaneoğulları Beyi Muineddin Mesud tarafından yağmalanmış ve ele geçirilmiştir.[70] Bu sırada Muineddin Mesud Cenevizliler tarafından kaçırılmış, şehrin yönetimi ise Moğollar tarafından gönderilen Mücireddin Emir Şah’a geçmiştir.[70] Eski şehir ise hala Cenevizlilerin kontrolündeydi. Bu dönemde Trabzon’a alternatif önemli bir ticaret limanı olmaya başlamış ve hem Anadolu hem de Mezopotamya kervan yolları için önemli bir çıkış kapısı alternatifi olmuştur.[77]
14. yüzyılın ortalarında Eretna Beyliğine geçen Samsun Alaeddin Eretna’nın ölümünden sonra Canik beylikleri arasında sık sık el değiştirmiştir.[68] 1395 yılında Candaroğulları Beyliğinin elinde bulunan Samsun kısa bir süreliğine Osmanlı Devleti hakimiyetine girse de daha sonra Kubadoğulları Emirliği tarafından ele geçirilmiştir.[70] 1398 yılında I. Bayezid, Kubadoğulları üzerine yürümüş ve Samsun’u Osmanlı topraklarına katmış, Bulgar çarının oğlu İskender’i vali tayin etmiştir.[78] Hristiyanların bulunduğu eski Samsun’a ise Ceneviz ile barış içerisinde bulunulması nedeniyle dokunulmamıştır.[79]
1402’de I. Bayezid’in Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesi sonrası Fetret Devri’ne giren Osmanlı Devletinin zayıflığından yararlanan Kubadoğulları tekrar Samsun’da hakimiyet kurmuşlardır.[16] Timur’un atamasıyla[80][81] Amasya çevresinde emirliğini ilan eden[82] Mehmed Çelebi’yi tanımayan Kubadoğlu Ali Bey, Taceddinoğulları Beyliği üzerine yürüyerek Niksar’ı kuşatmıştır. Mehmed Çelebi ise Amasya’dan gelerek Kubadoğlu Ali Bey’i bozguna uğratmış ve Taşanoğlu Ahmed Bey’i Samsun valisi olarak atamıştır.[83] 1414 yılına kadar Osmanlı himayesindeki Taşanoğulları Beyliği tarafından yönetilen Samsun, Kubadoğlu Ali Bey’in oğlu Kubadoğlu Cüneyd Bey tarafından kuşatılmış ve ele geçirilmiştir.[84][85] Kubadoğlu Cüneyd Bey daha sonra Osmanlı padişahından af dilemiş, bunun üzerine vali olarak makamında bırakılmıştır.[83] Kastamonu Emiri Celaleddin Bayezid’in oğlu Candaroğulları Beyi Hızır Bey, Kubadoğlu Cüneyd Bey’i öldürterek Samsun’u işgal etmiş[86], daha önce çelebi sanıyla anılan fakat padişah olunca I. Mehmed adıyla tahta oturan Osmanlı padişahı bölgenin tamamen devlete bağlanması için Biçeroğlu Hamza Bey’i görevlendirmiştir.[16] Eski Samsun’a saldıran Biçeroğlu Hamza Bey, Cenevizlilerin kaleyi ateşe verip kaçmaları ile birlikte şehri savaşmadan ele geçirmiştir.[16] Amasya Valisi Murad Çelebi ise Hızır Bey’in elinde bulunan Samsun’a yönelmiş, Hızır Bey kenti savaş yapmadan Osmanlılara teslim etmiştir.[87][88] Böylece iki Samsun da Osmanlı hakimiyeti altına girmiştir.[15] Samsun Tâcü’t-Tevârih’e göre[89] 1419, Âşıkpaşazâde’nin Tevârîh-i Âl-i Osman’ına[90] ve Oruç Bey’in Tevârîh-i Âl-i Osman’ına[91] göre ise 1416 yılında Canik Sancağı adıyla Sivas Eyaletine bağlı olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır.[92][93]
Mehmed Çelebi’nin padişah olmasından sonra Amasya valisi olan oğlu Murad Çelebi, II. Murad sanıyla 1421’de tahta çıkmıştır. II. Murad’ın ilk yıllarındaki saltanat kavgası dönemini fırsat bilen Türkmenler Tokat, Amasya, Artova ve Sinop’a saldırmışlar, Kubadoğlu Cüneyd Bey’in oğlu Canik Emiri Hüseyin Bey de karışıklıktan faydalanıp 1422’de Samsun’u ele geçirmiştir.[16] Lala Yörgüç Paşa tarafından Amasya’ya çağrılan Türkmen liderlerinin kılıçtan geçirilmesi üzerine Hüseyin Bey bizzat Amasya’ya giderek teslim olmuştur.[94] 1428’de Canik beylerinin elinden alınan Samsun, Lala Yörgüç Paşa’nın oğlu Hızır Bey’in yönetimine verilmiştir.[95]
Osmanlı dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Osmanlı egemenliğinde geçen 15, 16 ve 17. yüzyıllarda önemsiz bir iskele kenti olarak kalan Samsun, bu dönemlerde çevre bataklıklarda imal edilen kendir ve halatlar ile savaşlarda orduya erzak yardımı yapması dışında unutulmuş bir kent görünümündeydi.[96] Bu nedenle de birçok kez eşkıya saldırılarına maruz kalmıştır.[16] Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım Hanlığı Osmanlı İmparatorluğunun elinden çıkınca şehrin ticareti de iyice gerilemiştir.[97]
Baba Zünnun İsyanı sırasında Samsun Beyi Mehmet Bey sağladığı başarılar nedeniyle yükselmiş ve Çaldıran Muharebesi’ndeki katkıları nedeniyle de paşa seviyesine yükselmiştir.[16] Bu dönemde Sivas Vilayetine bağlı olan Samsun Trabzon Vilayetine bağlanmıştır.[98] En zor dönemini 17. yüzyılda yaşayan şehir III. Mehmed döneminde Kazakların saldırısına uğramış, büyük zarar görmüştür.[16] Zamanla halkın kenti terk etmesiyle Samsun, 1642 ve 1643 yıllarında köy düzeyine kadar inmiştir.[99]
1774 yılında Canik muhassıllığına atanan Muhassıl Canikli Ali Paşa’nın ailesi 1808 yılına dek bölgeye hakim olmuştur.[100] III. Selim’in son dönemlerinde muhassıl olarak atanan Hazinedar Süleyman Ağa’nın ailesi ise 19. yüzyıl ortalarına kadar Canik ve dolayısıyla Samsun’da söz sahibi olmuşlardır.[100] Bu dönemden sonra ise Samsun’a mutasarrıflar atanmaya başlamıştır.[101] Samsun’da görev yapan mutasarrıflar arasında Ziya Paşa da bulunmaktadır.[102]
19. yüzyıl ortalarından itibaren Samsun, tütün ekiminin yaygınlaşması ve buharlı gemi ticaretinin Karadeniz’de de başlaması ile tekrar gelişmeye başlamıştır.[103][97] Şehrin ticarî ve ekonomik potansiyeli arttığı gibi nüfusu da gelişmiştir.[104] Trabzon ve Ege kıyılarından Türklerin, İç Anadolu’daki Rumlar ile Ermenilerin ve Avrupalı tüccarların şehre yerleşmeye başlaması, Kafkasya göçmenlerinin Samsun’a yerleştirilmeleri gibi etmenler nüfus gelişiminde etkili olmuştur.[105] Karadeniz kıyısının önemli transit limanlarından biri konumuna gelen Samsun zengin bir ticaret kenti görünümüne girmiş, 1869 yılında çıkan Büyük Yangın ile şehrin neredeyse tamamı yansa da[106] Fransız bir mimara yaptırılan planlama neticesinde planlı bir şekilde yeniden imar edilmiştir.[105]
1893 yılında yapılan nüfus sayımına göre Samsun’un nüfusu 67.624 idi. Nüfusun %49.4’ünü Müslümanlar, %48.6’sını Rumlar, kalan %2’yi ise Ermeni, Bulgar ve Yahudiler oluşturmaktaydı.[107]
1870 yılında Savvas İyonnidis tarafından kaleme alınan Pontus ve Trabzon Üzerine isimli kitapta Megali İdea ülküsü anlatılmış, gerçekleştirme yolları olarak ise çetecilik faaliyetlerinden bahsedilmiştir.[108] Megali İdea yolunda siyasî bir çözüm yolu olabileceği düşüncesi ise II. Meşrutiyet sonrası doğmuş, Birinci Balkan Savaşı sırasında gelişmiş, 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla eyleme dönüşmüştür.[109][110] İyonnidis’in bahsettiği çetecilik faaliyetlerine Samsun’da ilk defa Amasya Metropoliti Germanos Karavangelis’in 1908’de örgütlediği Rum çetelerinin faaliyetleriyle rastlanmaktadır. Rum çeteleri Samsun’da eylemlerde bulunmuş, Türk köylerine baskınlar yapmıştır.[111][112]
Rumlar yalnızca silahlı mücadeleye girmemiş, ekonomik alanda da çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Ekonomik açıdan güçlü olan Rumlar, dönemin Samsun Şehremini Papasoğlu Yorgaki Efendi’nin de desteğiyle çeşitli yollarla tütün tarlalarına el koymuş, satın almış ya da tefecilik yoluyla ele geçirmişlerdir.[113] O dönem Samsun Şehremaneti Meclisi’nin yönetim kurulu 7 Rum, 1 Türk; Samsun Ticaret Odası’nın yönetim kurulu 4 Rum, 3 Ermeni, 1 Türk; Samsun Ziraat Meclisi’nin yönetim kurulu 6 Rum ve 2 Türk’ten oluşmaktaydı.[114]
I. Dünya Savaşı sırasında[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi karargah binası önünde fotoğraf çekilen subaylar.
28 Mayıs ve 10 Haziran 1915’te Rusya İmparatorluğu Karadeniz kıyısındaki diğer Osmanlı liman kentleriyle birlikte Samsun’u da bombalamış, bu olay kenti zor duruma sokmuştur. En büyük zararı ise Rüsumat Dairesi yaşamış, rüsumata ait bir bina, bir gümrük ambarı, bir kulübe ile gazhane deposu tamamıyla tahrip olmuştur.[100] Ayrıca çok sayıda filika, çapar, motor gibi ulaşım aracının yanı sıra çeşitli cinste gemiler ile Şimendifer İskelesi, Gümrük İskelesi, Gazhane İskelesi tahrip edilmiş; Kılıçdede Mahallesi, Gazhane, Kumcağız civarları zarar görmüştür.[100] Temmuz ayında daha kapsamlı bir saldırıda bulunan Ruslar belediyeye ait iskeleler, Hançerli, Rum, Ermeni mahalleleri, buğday pazarı ve limandaki yük gemilerini hedef almıştır.[100] Birçok iskele ve depo da bombalamadan nasiplerini almışlardır.[100]
1916 yılında tekrar saldıran Ruslar Samsun Limanı’nı hedef almış[115], 25 Mayıs 1917 yılında Romanya Krallığına ait uçaklar kent üzerinde denetim uçuşları yapmışlardır.[116]
Rus bombardımanlarıyla geçen yıllarda Rum çetelerinin faaliyeti azalsa da tamamen durmamıştır.
Mondros Mütarekesi ve Kurtuluş Savaşı sırasında[değiştir | kaynağı değiştir] I. Dünya Savaşı’ndan hezimetle çıkan Osmanlı İmparatorluğunun imzaladığı Mondros Mütarekesi ülkenin her yanını işgale açık hale getirmiştir.[117] Mütarekeyi takip eden süreçte Osmanlı Hükûmeti toplumsal huzuru ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlama siyasetini yürütmek isterken[118] Karadenizli Rumlar ise katliam ile karşı karşıya olduklarını iddia edip toprak talep ediyorlardı.[119] Rumların bu siyasî çalışmaları batı dünyasında etkili olmuş ve Anadolu’daki Rum ve Ermenilerin yardıma muhtaç olduğu algısını yaratmıştır.[120] Yunanistan Krallığı, Karadeniz’deki asayiş sorununu gerekçe göstererek bölgenin işgal edilmesini talep etmiştir. Bunun üzerine Karadeniz kıyılarında asayişten sorumlu olan Britanya İmparatorluğu üç ve Fransa Cumhuriyeti bir savaş gemisi göndererek mutasarrıftan bilgi almışlardır.[121]
Samsun Ermenilerinin İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nden ayrıldıklarını ve Ankara Hükûmeti’ne bağlılıklarını açıkladıkları bildiri.
I. Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında da Türk köylerine saldırılarda bulunan Rumlar, Megali İdea ülküsünü gerçekleştirmek adına Kurtuluş Savaşı sürerken de bu saldırılarına devam etmişlerdir. Kent çıkışları silahlı çeteler tarafından tutuluyor, kent yakınlarından yaylım ateşleri açılıyor, günümüzdeki Çiftlik Caddesi’nin civarında yer alan Hamdi Paşa Çiftliği’nin yanındaki Rum mezarlığından her gece silahlar atılıyordu.[122] Türkler ise “gavur azması” olarak adlandırdıkları[123] bu saldırılardan korunmak için silahla nöbet bekliyorlardı.[124] Ayrıca Rumlar, Yunanistan’ın bağımsızlık günü olan 7 Nisan’ı Samsun’da konferanslar vererek, Yunan kültürünü betimleyen maketler gezdirerek kutlamışlardır.[122]
1918’in nisan ayında Germanos Karavengelis, çete liderlerini toplayarak her birine çeşitli sorumluluk bölgeleri vermiş ve çeteler daha sistemli olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.[125] Yol kesmek, köy basmak, fidye toplamak, postaları soymak gibi çeşitli yöntemlerle çalışan çeteler ayrıca kazığa oturtma, kasatura ile karın yarma gibi işkence biçimlerini de kullanıyordu.[126]
9 Mart 1919 tarihinde 15. Tümen Kumandanı Mustafa Asım Bey ve Samsun Mutasarrıfı İbrahim Ethem Bey’in şehirde sıkıyönetim ilan etmesiyle 200 kişilik Britanya askerî müfrezesi tarafından Mondros Mütarekesi şartları gerekçe gösterilerek şehir işgal edilmiştir.[119] Rumlar tarafından sevinçle karşılanan[127] işgal kuvvetleri İlyasköy’deki sekiz kışlaya yerleşmiş, daha sonra gelen 150 kişilik ANZAK kuvvetlerinin bir kısmı kışlaya bir kısmı ise Samsun Sultanisi binasına yerleşmiştir.[119] Rum çetelerinin baskınları ve işgal kuvvetlerinin kışlaları doldurması dolayısıyla 15. Tümene bağlı erlerden bir kısmı kaçmış, çoğu ise terhis edildiğinden dolayı Samsun’daki tümenin mevcudu 4/3 oranında azalmıştır.[119] 1 Şubat 1920’de halk Samsun Şehremaneti önünde toplanarak işgalleri protesto etmekte iken aynı sırada kara birliklerine ek olarak Amerikan savaş gemilerinin Samsun Limanı’na yanaşmasını kutlayan Rumlar şehremanet binasını işgal etmiş, olaylar büyümüştür.[128]
30 Nisan 1919’da 9. Ordu müfettişliğine atanan[129] Mustafa Kemal, 19 Mayıs günü Samsun’a ulaşmıştır.[130] Görevinin gereklerini yerine getirmeye koyulan Mustafa Kemal bazı incelemelerde bulunmuştur. Bu incelemeler sonucunda Rum çetelerinin Müslüman halka saldırdığı, yerel yöneticilerinse dış devletlerin de duruma karışmasıyla bu olaylara müdahale edemediği kanısına varmıştır.[131] Bunun üzerine Canik mutasarrıfını görevden alarak yenisini atamış ve bölgede oluşan karışıklıklara yabancı askerlere aldırmaksızın doğrudan müdahale etmesini emretmiştir.[131]
Mustafa Kemal’in Samsun’dan ayrıldıktan sonra başkanlık ettiği Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi’nin ortaya koyduğu millî heyecan Samsun’da da etkisini göstermiş ve Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur.[132] Daha öncesinde Cemiyet-i Hayriye-i İslamiye[133], İhtiyat ve Zabıtan Cemiyeti[134], Karadeniz Türkleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti[135] ve Oymak Teşkilatı[136][137] adında cemiyetler kurulmuş olsa da etkili olamamışlar, bunların arasından yalnızca Oymak Teşkilatı kayda değer çalışmalar yapabilmiştir.[132]
7 Mayıs 1920’de Samsun’a gelen Şefik Avni Paşa 15. Tümen kumandanlığını üstlenmiş ve Büyük Millet Meclisi’nin yardımlarıyla tümen yeniden silahlandırılmıştır.[138] 10 Temmuz 1920’de kurulan Umur-u Bahriye Şubesi’ne bağlı olarak Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi kurulmuş ve Rum çetelerine karşı mücadele etmeye başlamıştır.[139] 1920’nin sonlarına doğru da giderek büyüyen müfreze tam kadrolu bir tabur haline gelmiştir.[139] Rum çeteleri ile Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi’nin şiddetli çatışmalara girdiği 1921 ilkbaharında Türk çete lideri Topal Osman da Samsun’a gelmiştir.[140] Britanya ve Fransa güçlerinin şehirden çekilmesiyle birlikte Rum çetelerine karşı Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi, Topal Osman ve 15. Tümen büyük bir karşı saldırı başlatarak Türk köylerine saldıran çetelere büyük darbe vurmuşlardır.[138] 15. Tümenin 17 Mayıs 1921 tarihinde batı cephesine hareket etmesi üzerine Samsun’da 10. Tümen oluşturulmuş, vekil olarak Samsun Askerlik Dairesi Başkanı Yarbay İsmail Hakkı Bey atanmıştır.[138] İsmail Hakkı döneminde de Rum çeteleri ile çatışmalar devam etmiştir. Ardından Cemil Cahit Bey tarafından devralınan tümen onun döneminde Samsun çevresindeki Rum çetelerini büyük oranda imha etmiştir.[138] Rum çetelerinin çoğunun yok edilmesinden ve dağıtılmasından sonra Samsun İstiklal Mahkemesi yargılamalara başlamış, 79 kişi idama, 5 kişi 15 sene 1 kişi ise 5 sene küreğe, 17 kişi seferberlik sonuna kadar 1 kişi de 10 seneliğine hapis cezasına mahkûm edilmiştir.[141][142]
Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, kentte tehlikenin sona ermesiyle birlikte 30 Ağustos 1921’de Saathane Meydanı’nda miting düzenlemiştir. Mevcut durum hakkında konuşmalar ile bilgilendirmelerin yapıldığı miting müftünün duasıyla sona ermiş ve Ankara Hükûmeti’ne bağlılık telgrafı çekilmesi kararı alınmıştır.[143] 6 Ocak 1922’de ise Samsun Türk Ortodoks Cemiyeti Ruhani Lideri Papa Atnas tarafından Samsun’a davet edilen Türk Ortodoksları Ruhani Lideri Papa Eftim’in de katılımıyla bir bildiri okunmuş ve Türk Ortodokslarının Ankara’ya bağlılıklarını açıklamışlardır.[144] Aynı yıl Samsun Ermenileri de bir bildiri ile İstanbul Ermeni Patrikhanesi ile ilişkilerini kestiklerini ve Ankara’ya bağlı olduklarını duyurmuşlardır.[145][146]
Karadeniz’de ellerindeki birkaç küçük gemiyle Sovyetler Birliği’nden silah ve cephane getirmeye çalışan Türk denizcileri, Yunan avcı botları ve savaş gemileriyle baş etmekte zorlanıyorlardı. Daha büyük gemilere ihtiyaç duyan gemiciler için Trabzon Nakliyatı Bahriye Kumandanı Fahri Bey’in planı doğrultusunda, Yunanların Karadeniz’deki büyük ticaret gemilerinden birinin ele geçirilmesine karar verilmiştir.[147] Plana göre Sovyetlerin Novorossiysk Limanı’nda yükleme yapan Enosis kargo gemisi yola çıktıktan sonra iki küçük Türk gambotu tarafından durdurulup el konularak gizlice Trabzon’a getirilecekti.[147] Plan 26 Nisan 1922 akşamı hayata geçirilmiştir. Birkaç saat süren kovalamacadan sonra Enosis, içindeki 500 bin liralık malzeme ile altınlarla birlikte ele geçirilmiş ve Trabzon adı verilerek Türk nakliye filosuna katılmıştır.[147] O güne kadar yalnızca taşımacılık yapan Karadeniz’deki Kuva-yi Milliyeci denizciler, bu harekatla ticarî gemiler yoluyla Yunan güçlerine darbe vurmaya başlamışlardır.[147] Yunanlar ise misilleme olarak Samsun Bombardımanı’nı planlamışlardır.
1922’de ele geçirilerek Trabzon adı verilen Yunan kargo gemisi Enosis.
7 Haziran 1922 tarihinde sabaha karşı Georgios Averof ve Kilkis zırhlıları, panter sınıfı iki muhrip, iki yardımcı kruvazör ve dört küçük mayın tarayıcı gemiyle Yunan filosu Samsun açıklarına gelmiştir.[146] Savunma önlemleri alan Samsun Bahriye Muhafız Müfrezesi ve 10. Tümen siperlere cephane yığmaya başlamış, sahile topçu bataryaları yerleştirilmiştir.[147] Yunanlar saat 10.00 civarında gözlemci sıfatıyla Samsun Limanı’nda demirli olan Amerikan gemilerine Samsun Mutasarrıfı Faik Bey’e verilmek üzere[148] protesto mektubu vermiş, mektup mutasarrıfa ulaştırılmıştır. Protestoda Samsun’un askerî üs haline getirildiği ve kent özelliğini kaybettiği belirtilerek şehrin teslim edilmesi istenmiştir. Ankara Hükûmeti ile yapılan telgraflaşma sonucunda bu istek reddedilmiş, Samsun’un açık bir şehir olduğu ve bombalanamayacağı şayet bombalanırsa tüm sorumluluğun Yunanistan Krallığı’na ait olacağı cevabı verilmiştir.[149] 15.30’da hükûmet konağı, kıyıdaki ambarlar ve deniz araçları, kentin batısındaki Rus petrol tankları ile Amerikalı ve Hollandalı tüccarlara ait tütün depoları hedef alınarak bombardıman başlamış, Türk tabyaları ise sahildeki topçu bataryaları ile cevap vermiştir.[147] İki saat süren bombardıman sırasında Yunan gemileri 500’den fazla mermi kullanmış, 4 asker ölmüş ve 3 asker de yaralanmıştır. Ayrıca 4.170 teneke petrol, 68.368 kg benzin, 900 kilogram ispirto ile askerî yiyecek ambarı yanmış; 48 ev, 3 dükkan, hükûmet konağı, gümrük binası, Canik Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi ve yetimhanesi yıkılmış, sahildeki 16 balıkçı teknesi hasar görmüştür.[150] İki saat sonunda Georgios Averof zırhlısının çekilmesiyle birlikte diğer gemiler de çekilmiş ve bölgeyi terk etmişlerdir.[147]
Bombardımandan sonra toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi 12 Haziran ve 16 Haziran 1922 tarihli toplantıları sonucu bütün Karadeniz sahillerini savaş alanı ilan ederek bölgedeki Rumların tehcirine karar vermiştir.[151] Samsun’daki Rum çeteciliğinin önde gelen ailelerinden Yelkencioğulları, Andavallıoğulları ve Enfiyecioğullarına ek olarak varlıklı Rumlar Dahiliye Vekaleti’nin izniyle İstanbul’a gitmişlerdir.[151] Ardından 10. Tümen kumandanı olarak atanan Trabzonlu Albay Veysel Bey döneminde Rum çetelerini organize eden idareciler yakalanmıştır. Trabzonlu Albay Veysel Bey’in batı cephesine atanmasıyla yerine Mustafa Bey atanmış ve Rum çetelerine onun döneminde büyük darbeler vurulmuştur.[152] 10. Tümen Tugay Kumandanı Kurmay Yarbay Hafız Zühtü Bey’in de Çarşamba ve Ünye civarındaki çeteleri temizlemesiyle Samsun ve yöresi Rum çetelerinden tamamen temizlenmiştir.[152] Türk zaferiyle birlikte Megali İdea ülküsü tarihe karışmış, batı cephesindeki 15. Tümen Samsun’a dönmüş ve 10. Tümen dağıtılmıştır.[153]
Türkiye dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Kurtuluş Savaşı’nın sonlanması ve Türkiye Cumhuriyetinin ilanı ile Türkiye sınırları içerisinde kalan Samsun, sancak ve mutasarrıflıkların il yapılmaları üzerine il statüsü kazanmıştır. 1923 mübadelesi ile şehirdeki Rumlar Yunanistan’a göç etmiş, Rumlardan boşalan yerler ise mübadillere tahsis edilmiştir.[154]
Cumhuriyetle birlikte il olan Samsun il merkezi dışında Bafra, Çarşamba, Havza, Terme ile Vezirköprü olmak üzere beş farklı ilçeye bölünmüştür.[155] Bu ilk beş ilçe dışında ilk olarak 1 Haziran 1928 yılında Ladik’in ilçe yapılmasıyla[156] Samsun’daki ilçe sayısı altıya yükselmiş, 1934’te Kavak[157], 1944’te de Alaçam[158] ilçelerinin kurulmasıyla şehirdeki toplam ilçe sayısı sekiz olmuştur. 19 Haziran 1983 tarihinde kabul edilen 3392 numaralı kanun ile de Salıpazarı, Asarcık, Ondokuzmayıs ve Tekkeköy ilçeleri kurulmuştur.[159] 9 Mayıs 1990’da kabul edilen 3644 numaralı kanunla ise Ayvacık ve Yakakent adında iki ilçe daha kurulmuştur.[160] 2 Eylül 1993 tarihinde kabul edilen 504 numaralı kanun hükmünde kararname ile büyükşehir belediyesi kapsamına alınan Samsun’un merkez ilçeleri de büyükşehir ilçeleri adını almıştır.[161] 6 Mart 2008’de 5747 numaralı kanun ile Atakent, Kurupelit, Altınkum, Çatalçam ve Taflan beldelerinin birleşerek Atakum beldesine katılmasıyla Atakum; Gazi ve Yeşilkent beldelerinin İlkadım’a katılmasıyla İlkadım adında bir ilçe kurulması ve Canik beldesinin de ilçe yapılması karara bağlanmıştır.[162][163] Bu değişiklik ile büyükşehir ilçeleri Atakum, İlkadım, Canik, Tekkeköy olarak belirlenmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[164]
1927’de elektrik şebekesinin hizmete açıldığı şehrin su şebekesine kavuşması ise 1929 yılını bulmuştur.[165]
Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsun ve çevre illerden geçen Yeşilırmak, Karadeniz Bölgesi’nde önemli bir sulak alan oluşturmaktadır.
Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nde yer almaktadır.[166] 2014’ten önce merkezi oluşturan Atakum, Canik, İlkadım ve Tekkeköy 661m2’lik bir alanı oluşturmaktadır. İl merkezinin kuzeyinde Karadeniz, batısında Bafra ve Ondokuzmayıs ilçeleri, güneyinde Kavak ile Asarcık ilçeleri ve doğusunda ise Çarşamba yer almaktadır. 605.319 kişilik merkez nüfusuyla[167] Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin en kalabalık ikinci ili olan Trabzon’un[2] merkez ilçesi Ortahisar’dan 299.033 kişi daha kalabalıktır[168] ve Karadeniz Bölgesi’nin en kalabalık şehir merkezidir.
Canik Dağları’nın orta kesimleri Samsun sınırlarında yer almaktadır.[169] Yüksekliği 1.500 metreyi geçmeyen bu dağlar basık, yuvarlak ve dar sırtlıdır. Bu nedenle şehrin kıyı ile olan bağlantısını kesmemektedir. Kızılırmak ve Yeşilırmak’ın oluşturduğu deltalar ise ilin önemli tarım ovaları olan Çarşamba ve Bafra ovalarını barındırmaktadır. Samsun il sınırları içerisinde yedi farklı göl bulunmasına rağmen bunların hiçbiri büyükşehir ilçeleri sınırlarında yer almaktadır. Ayrıca ildeki dokuz göletten yalnızca Taflan Göleti merkezde yer almaktadır. Kurugökçe Deresi’nden beslenen gölet 2007 yılında tamamlanmıştır ve 2.261hm3 depolama hacmi bulunmaktadır.[170]
Bitki örtüsü[değiştir | kaynağı değiştir] İlin genelinde zengin ormanlara sahip olan[169] Samsun’un büyükşehir ilçelerindeki ovalık yerlerde orman örtüsü yok denecek kadar azdır. Şehrin eğimli yerlerinde 1.200 metreye kadar olan kesimlerinde kayın, meşe, kestane, gürgen, dişbudak gibi geniş yapraklı ağaçlar yer alırken; 1.200 metre yukarısında ise iğne yapraklı ağaçlar bulunmaktadır.[171]
Akarsu ve barajlar[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun ili topraklarından geçerek Karadeniz’e dökülen Kızılırmak ve Yeşilırmak şehir merkezi içerisinde yer almamaktadır.[172] Büyükşehir ilçeleri sınırlarında Mert Irmağı, Kürtün Deresi, Karaboğaz Deresi, Afanlı Deresi, Elmalı Deresi, Taflan Deresi, Cecil Deresi, Eğridere, Abdal Irmağı, Büyüklü Deresi, Kirazlık Deresi, Şabanoğlu Deresi, Kör Dere, Azot Deresi, Tekkeköy Deresi, Hıdırellez Deresi, Balcalı Deresi ve Yılanlı Dere bulunmakta[173] fakat özellikle Mert Irmağı ve Kürtün Deresi düzensiz debileri nedeniyle sık sık taşmakta ve sel tehlikesi oluşturmaktadırlar.[174][175][176]
Samsun’un il genelinde altı baraj bulunmakta fakat bunları hiçbiri büyükşehir ilçeleri içerisinde yer almamaktadır.[177]
Yer altı zenginlikleri[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun ili genelinde çinko, kurşun, manganez, tuğla, kireçtaşı, doğal taş, kiremit ve çimento hammaddeleri ile linyit madeni ve jeotermal kaynaklar gibi yer altı zenginlikleri bulunmakla birlikte bunlardan yalnızca kireçtaşı, doğal taş, tuğla ve kiremit hammaddeleri büyükşehir sınırları içerisinde sınırlı miktarda bulunmaktadır.[178]
Depremsellik[değiştir | kaynağı değiştir] Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın etki bölgesi içerisinde yer alan Samsun ilinin büyük kısmı birinci derecede tehlikeli bölge içerisinde[179]; büyükşehir ilçeleri olan Atakum, Canik, İlkadım ile Tekkeköy ise ikinci ve üçüncü derecede tehlike bölge içerisinde yer almaktadır.[180] Fakat değişen fay hatları nedeniyle merkez bölgenin de birinci dereceye kayacağı[181] ve geçmişte de depremler yaşayan[182] Samsun’un gelecekte daha şiddetli deprem tehlikesi altında olacağı öngörülmektedir.[183] Samsun’da şimdiye dek hissedilen en şiddetli deprem 1943 Tosya-Ladik depremi olmuş, bu sarsıntıda 8 kişi ölmüş ve çok sayıda bina hasar görmüştür.[182]
Günümüzde Türkiye genelinde İstanbul’un ardından Samsun’da kurulan erken uyarı sistemi ile gerçekleşecek olan 5 ve üzeri şiddetinde depremlerin birkaç saniye öncesinden tespit edilmesi beklenmektedir.[184]
İklim[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun iklimi şehrin konumu ve coğrafyası dolayısıyla sahil ve iç kesimlerde değişiklik gösterir. Sahil şeridi Karadeniz ikliminin etkisinde yazları sıcak ve nemli ve kışları serin olmasına karşın iç kesimler Akdağ ve Canik Dağları etkisi altında karasal iklime sahiptir ve kışlar soğuk, yağmurlu, kar yağışlı yazları ise serindir.[185] Sahil kesiminde kışın kar çok az görülürken iç kesimlerde kış aylarında kar nedeniyle ulaşım aksayabilmektedir. Şehrin en düşük sıcaklık ortalaması 11 °C, en yüksek sıcaklık ortalaması ise 18,2 °C’dir.
[gizle]Nuvola apps kweather.svg Samsun iklimi Weather-rain-thunderstorm.svgAylar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Yıl
En yüksek sıcaklık rekoru, °C 24,2 26,5 33,6 37,0 36,4 37,4 37,5 35,2 38,3 38,4 31,4 28,9 38,4
Ortalama en yüksek sıcaklık, °C 10,9 11,1 12,0 15,3 19,0 23,7 26,5 27,0 23,9 20,1 16,7 13,1 18,2
Ortalama sıcaklık, °C 7,2 7,1 7,9 11,4 15,6 20,3 23,3 23,5 20,0 16,1 12,4 9,3 14,5
Ortalama en düşük sıcaklık, °C 4,2 3,9 4,7 8,0 12,1 16,2 19,2 19,7 16,5 12,9 9,2 6,4 11,0
En düşük sıcaklık rekoru, °C −8,1 −7,4 −7 −2,4 2,7 9,0 13,4 14,0 7,0 1,5 −2,8 −4 −8,1
Ortalama yağış, mm 68,1 57,5 63,3 57,1 48,7 45,9 32,2 39,7 51,4 80,6 83,8 78,0 706,3
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü[186] Hava kirliliği[değiştir | kaynağı değiştir] Valilik tarafından şehrin hava kirliliğinin azaltılması yönünde çalışmalar[187] ve temiz hava eylem planlaması[188] yapılmasına rağmen 2015 yılında 250 günden fazla bir süre ideal hava kirliliği değerleri aşılmıştır.[189]
Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsun il nüfus bilgileri
Yıl Toplam Sıra Fark Şehir – Kır
1965[190] 755.946 6
%26 197.103558.843 %74
1970[191] 821.183 7 %9Dark Green Arrow Up.svg
%29 235.716585.467 %71
1975[192] 906.381 7 %10Dark Green Arrow Up.svg
%32 290.207616.174 %68
1980[193] 1.008.113 7 %11Dark Green Arrow Up.svg
%34 345.200662.913 %66
1985[194] 1.108.710 7 %10Dark Green Arrow Up.svg
%37 408.622700.088 %63
1990[195] 1.158.400 8 %4Dark Green Arrow Up.svg
%45 525.305633.095 %55
2000[196] 1.209.137 14 %4Dark Green Arrow Up.svg
%53 635.254573.883 %47
2007[197] 1.228.959 15 %2Dark Green Arrow Up.svg
%59 725.111503.848 %41
2008[198] 1.233.677 15 %0Dark Green Arrow Up.svg
%63 776.385457.292 %37
2009[199] 1.250.076 15 %1Dark Green Arrow Up.svg
%64 802.011448.065 %36
2010[200] 1.252.693 15 %0Dark Green Arrow Up.svg
%65 816.576436.117 %35
2011[201] 1.251.729 16 -%0Red Arrow Down.svg
%66 827.796423.933 %34
2012[202] 1.251.722 16 -%0Red Arrow Down.svg
%67 840.399411.323 %33
2013[203] 1.261.810 16 %1Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
2014[204] 1.269.989 16 %1Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
2015[205] 1.279.884 16 %1Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir]
Tarım[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsun Kent Müzesi’nde sergilenen tütünü tavlayan ve denkleyen tütün işçisi balmumu heykeli.
Tanzimat ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu tarımın gelişmesi için çalışmalar içerisine girmiş, bunun neticesi olarak bir ziraat örgütü kurulmuş ve Samsun’a bir ziraat müdürü tayin edilmiştir.
19. yüzyılda bağcılığın yaygın olduğu Samsun’da, günümüzde Samsun Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin bulunduğu yer bağ bahçeleri ile kaplıydı.[206] Buna bağlı olarak özellikle Rumlar ve Ermeniler arasında şarapçılık yaygın bir tarım sanayi kolu olarak gelişmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında yıllık üzüm rekoltesi 26.000 kilogramı geçmekteydi.[207] Ayrıca siyah ve kokulu bir tür üzümden sirke de üretilmekteydi.[208] Mert Irmağı ve Kürtün Irmağı arasında da bağcılık yapılmakta, dutluklar bulunmaktaydı. Fakat 1908 yılında Dimetoka ve Edirne gibi şehirlerde görülen bağ ve dut hastalığı şehirlilerin gözünü korkutmuş, bağlar bozulmuştur.[209] O dönemden sonra bağcılık Samsun’da önem görmemiştir.
Helmuth Karl Bernhard von Moltke’nin Türkiye Mektupları adlı eserinden 19. yüzyılda Samsun’da zeytin üreticiliği de yapılmakta olduğu öğrenilmektedir.[210] Kitapta çevresi zeytin ormanı ile kaplı şeklinde tanıtılan Samsun’da zeytin üretimi yıllık 13.000 kilograma kadar ulaşmaktaydı.[211]
1870’li yıllarda zeytincilik ve bağcılığın yerine tütüncülük ön plana geçmiştir. Bununla birlikte zeytin ağaçları sökülmeye başlanmış ve boşalan alanlar tütün tarlası haline getirilmiştir.[212] Özellikle 19. yüzyılda yaygınlaşan tütün ekimi halkın en önemli gelir kaynağı haline gelmiştir. Kayıtlara göre 1873 yılında ülke dışına 1.815.450 kilogram, ülke içine ise 358.223 kilogram tütün sevk edilmiştir.[212] 1890 yılında ise ülke dışına 3.171.200 kilogram, ülke içine 1.931.000 kilogram tütün sevk edilmiştir. 1893 yılında Samsun’da tütün fabrikasının açılmasıyla birlikte üretilen tütünlerin bir bölümü bu fabrikada işlenmeye başlamıştır.[213]
Tütüncülüğün yanı sıra tahıl üretimi de Samsun’da önemli bir yer tutmaktaydı. Buğday, arpa ve mısır önemli tahıl ürünleri idi. Pirinç, çavdar ve yulaf da seyrek olarak üretilmekteydi. 1883 yılı kayıtlarına göre 1879 yılında 320.850 okka pirinç, 873.988 kile mısır yetişmiştir.[214] Ayrıca aynı kayda göre şehirde 2.178 adet sergen bulunmaktaydı.[214] Ayrıca 1887 yılı kayıtlarında yıllık pamuk üretiminin 5.000.000 kilogramdan fazla olduğu bilgisi yer almaktadır.[215] 1899 ürün cetvelinde ise 1.183.500 okka keten yetiştiği ve bir de kendir mahzeni bulunduğu bilgisi yer almaktadır.[216]
Kadıköy’de bulunan asma kütükleri ile Kılıçdede’de bulunan sık limon ağaçları bu ürünlerin bir dönem yörede yetiştirildiğini kanıtlamaktadır.[208]
Genellikle nadas usulü ile kullanılan topraklara bakan köylülerin büyük çoğunluğu kara sapan ile iş görmekteydiler. Küçük toprak sahipleri kendi topraklarını kendileri ekip biçmekte, büyük toprak sahipleri ise amele ile ya da yarıcılık ile topraklarını değerlendirmekteydiler. 1912 yılı kayıtlarında bazı Samsunluların Rusya’ya gidip orada yarıcılık yaparak tütün ziraatiyle uğraştıkları yer almaktadır.[217]
Sebzecilik ve meyvecilik de 19. yüzyıl Samsun’unda yaygın olarak görülen tarım kollarından biridir. Fasulye, patates, soğan başta olmak üzere salatalık, kabak, lahana, pırasa gibi çeşitli sebzeler yetiştirilmekte idi.[212] 1870 ürün raporlarında Samsun’da 195, Bafra’da ise 300 bahçe olduğu yazmaktadır.[212] Meyve ağaçları ise daha ziyade evlerin bahçelerinde yetiştirilmekteydi. 1900’lü yılların başında Madozyan isimli bir Ermeninin meyve çiftliği vardı[218] ve 1940’lı yıllarda il özel idaresi tarafından Madozyan Çiftliği adı altında işletilmekte idi.[212] Buna ek olarak Lütfü Deveci Çiftliği de bir diğer meyve çiftliği idi.[212] Çiftliklerle birlikte Çarşamba’da şeftali, elma, armut, kayısı, erik, kiraz, vişne, ahlat ve ceviz yetiştirilmekteydi.[219] Ayrıca Dereköy karpuzu da Samsun’da yetiştirilmekte ve yörede ünlüydü.[212]
1943 yılında şehirde tarımın desteklenmesi amacıyla 20.000 dekar üzerine Gelemen Devlet Üretim Çiftliği kurulmuştur.[220][221] Ayrıca Çarşamba’da Ziraat Bankası’nın 100.000 dönümlük iki çiftliği vardı. 1949 yılında da meyveciliğin gelişmesi için Vilayet Çiftliği adında bir çiftlik kurulmuş ve halka fidan dağıtılmaya başlanmıştır.[222][212]
Kara sapan, pulluk, tırpan, kağnı, orak gibi aletler ile kas gücüne dayanarak yapılan tarım 1940’lı yıllarda yerini makine gücüne bırakmıştır. Samsun’da 1940 yılında 32 traktör, 405 tek tekerli, 1050 çift tekerli pulluk, 15 pancar mibzeri bulunmaktaydı. Çarşamba Ovası ve Bafra Ovası’ndaki bataklıkların kurutulması ve verimli tarım alanlarının açılması nedeniyle 1950’li yıllarda traktör sayısı hızla artmıştır. Bunlara bağlı olarak geleneksel tarım aletleri hızla terk edilmiştir.[223]
Samsun’un en büyük alışveriş merkezi olan Piazza AVM’nin içerisinden bir görünüm.
Günümüzde yüzölçümünün %47’si tarım alanlarından oluşan Samsun’da başlıca olarak tahıllar, baklagiller, endüstriyel bitkiler, yağlı tohumlar ve yumru bitkiler yetiştirilmektedir.[169] Son dönemlerde artan yatırımlarla birlikte organik tarımın da yapılmaya başlandığı bir şehir haline gelen Samsun’da organik karpuz ve ekolojik yumurta gibi ürünler yurtiçi ve yurtdışına dağıtılmaktadır. Narenciye domates, üzüm gibi eskiden bu yana üretilen meyveler günümüzde de önemli ihracat ürünlerindendir.[169]
2012 yılı verilerine göre şehirde toplam 381.873 hektar işlenmiş tarım alanı ve uzun ömürlü bitki ekim alanı bulunmaktadır ve bunların 245.423 hektarı hasat edilmiştir.[169] Aynı yıl elde edilen verilere göre 1.804.703 ton tahıl ve diğer bitkisel ürünler üretilmiştir. Toplam tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarlarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %24 artış olduğu görülmektedir. Toplam tahıl ve diğer bitkisel ürünlerin üretimi içinde saman ve ot üretiminin payı %61 olarak gerçekleşmiştir.[169]
Yine 2012 yılında 1.373.389 ton sebze elde edilmiştir. Toplam sebze üretim miktarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %10,8 oranında artış olduğu görülmektedir. Samsun’un 2012 yılında Türkiye sebze üretimi içinde sebze üretimi payı ise %4,9 olmuştur.[169]
2012 yılında istatistiklere geçtiğine göre Samsun’da 168.328 ton meyve elde edilmiştir. Toplam meyve üretim miktarına bakıldığında 2008-2012 yılları arasında %10,6 oranında düşüş olduğu görülmektedir.[169] Samsun’da bu yıllar arasında en fazla üretilen grup fındığın da içinde bulunduğu zeytin ve diğer sert kabuklular grubu olmuştur. 2012 yılında Samsun meyve üretimi, Türkiye meyve üretimi içinde %0,9’luk bir paya sahip olmuştur.[169]
2012’de Samsun’da 979 organik üretim yapan çiftçinin ektiği 4.421 hektar alanda üretim 6.475 ton olarak kayıt altına almıştır. Samsun bu miktarla Türkiye organik tarım üretimi içinde %0,4’lük pay elde etmiştir.[169]
2012 yılında kaydedilen tüm bu tarımsal üretimin toplam değeri 4.052.085₺’dır.[169]
Hayvancılık[değiştir | kaynağı değiştir] Hayvancılık da tarım gibi Samsun’da eskiden beri yapılmaktaydı. Yörede bulunan Osmanlı süvarileri at ihtiyaçlarını Bafra’da ve Çarşamba’da yetiştirilen Canik atlarından karşılamaktaydı.[224] Bu atlar çevik, uzun yola dayanıklı ve düzgün yürüyüşleri ile tanınmışlardı.[224] II. Bayezid döneminde Bafra’da 20.000 kısrağın bulunduğu bir hara olduğu da bilinmektedir fakat zamanla bu atlar yok olmuşlardır.[224] 1930’larda kuvvetli ve boylu at yetiştirmek için Matasyon’da (günümüzde Atakum) bir aygır deposu açılarak Fransa’dan biri safkan İngiliz, biri safkan Anglo-Arap ve biri de yarım kan Anglo-Norman olmak üzere 3 at ithal edilmiştir. 1931, 1932 ve 1933 yıllarında halkın damızlığa elverişli atlarıyla çiftleştirilerek istenilen nitelikte taylar elde edilmiştir.[225] Ayrıca hayvan hastalıklarıyla mücadele için Bafra, Havza ve Çarşamba’da aşı yerleri kurulmuştur.[226] 1933 yılında tüm ildeki hayvan sayısı aşağıdaki şekilde sayılmıştır[227]:
Kaza Katır Eşek At/Kısrak Sığır Manda Deve Kıl keçisi Koyun Tiftik
Samsun 145 3.763 2.030 22.618 7.508 2 19.863 33.476 7
Bafra 142 1.477 3.105 26.575 7.312 175 14.608 39.165 15
Çarşamba 4 239 1.904 22.561 5.246 Yok 2.463 13.535 Yok
Terme 15 9 1.017 8.201 2.115 Yok 695 3.664 Yok
Vezirköprü 186 2.622 1.961 17.249 5.784 3 18.564 11.925 103
Havza 32 1.425 1.205 12.201 5.101 Yok 12.330 10.908 97
Ladik 2 526 758 9.877 3.211 Yok 5.628 7.386 30
Toplam 526 10.061 11.980 119.282 36.097 180 74.151 120.659 252
1949 yılında 23.767 dönümlük bir arazi üzerine hayvancılığı geliştirmek amacıyla bir hara kurulmuştur.[224] Aynı yılın kayıtlarında 1.000 kadar koyun 185 kısrak, 50 manda ve 250 kadar da kara sığırın burada yer aldığı geçmektedir.[224] Devlet teşvikleriyle birlikte büyükbaş ve küçükbaşların yanı sıra tavuk, hindi, kaz, ördek gibi kümes hayvanlarının sayısı da sürekli artmıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2012 yılına ait verilere göre 2012 yılında Samsun’un manda sayısının Türkiye içindeki payı %13.1’dir.[169] 2012 yılında Samsun’da süt üretimi içinde en fazla üretim inek sütünde olmuştur.[169] Uzun yıllardan beri devlet tarafından desteklenen hayvancılık sürekli bir gelişim içerisinde olmasına rağmen at ve eşek yetiştiriciliği gittikçe gerilemiştir.[169] Samsun’un güncel hayvan istatistikleri şu şekildedir:
Yıl Sığır Manda Koyun Keçi Kümes hayvanı At/Katır/Eşek Deve Domuz
2008 290.608 8.515 157.800 7.940 1.932.982 16 171 Yok Yok
2009 274.030 10.769 122.371 5.222 1.981.549 14.468 Yok Yok
2010 282.493 11.380 132.854 12.615 2.715.903 11.710 Yok Yok
2011 307.849 13.152 147.447 14.001 3.142 663 10.913 Yok Yok
2012 354.559 14.041 186.127 20.002 3.241 295 9.695 Yok Yok
Hayvancılığa ek olarak arıcılık ve süt üretimi de gelişim göstermiştir. 2012 yılında 336.635 ton inek, 6.309 ton manda, 7.615 koyun ve 821 ton keçi sütü imal edilmiş olup 1.185 ton da bal üretilmiştir.[169] 2012 yılında kaydedilen tüm hayvanların ve hayvansal üretimin toplam değeri ise 1.627.821₺’dır.[169]
Avcılık ve balıkçılık[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun ormanlarında ve su kenarlarında çeşitli av hayvanları bulunmasına rağmen avcılık daha çok kurt, tilki, sansar, yaban domuzu gibi zararlı hayvanları tarlalardan uzak tutmak için yapılmaktaydı. Bir yıl içerisinde Samsun’da en az 2.000 domuz öldürülmekteydi.[228] Şehirde eskiden domuz etinden salamura yapan tüccarlar da bulunmaktaydı.[228] Av eti sağlamak için ise çayır kuşu, sülün, yaban kazı, su tavuğu, tavşan, ördek, karaca ve geyik avlanmaktaydı.[229]
Akarsu ve göletlerinde tatlı su balıkları bulunan Samsun’un kıyısında bulunduğu Karadeniz de zengin bir balık kaynağıdır. 1940’lı yılların sonunda şehirde kıyı balıkçılığı yaygın olarak yapılmaktaydı. Kefal, tirsi, hamsi, sargan, kalkan, barbunya, kötek ve lüfer bol miktarda avlanmakta, avlanan balıklar genellikle şehirde tüketilmekteydi. Nisan ve mayıs aylarında avlanan kılıç balığı ve kalkan balığı ise İstanbul ve Ankara’ya gönderilmekteydi.[230] Balıkçılar geleneksel olarak dalyan, ağ, yemli aletler ve zıpkından oluşan teçhizatlarıyla balıkçılık yapmaktaydılar.[231]
Samsun’da günümüzde geçmişin aksine açık deniz balıkçılığı yapılmaktadır. Balıkçılar radarlı ve modern donanımlı büyük balıkçı motorlarıyla denize açılmaktadır. Hamsi, istavrit, palamut, lüfer ve kefal günümüzde en çok avlanan balıklardır.[231] Hamsi, kasımdan itibaren daha çok kıyıya yakın kesimlerde avlanmaktadır. Eylül ve kasım ayları palamut, ekim ayında lüfer ve neredeyse tüm yıl boyunca kefal avlanabilmektedir.[231] Ayrıca şehirde yalnızca sofra balıkçılığının yanı sıra endüstriyel balıkçılık da yapılmaktadır.[232]
2012 yılına ait Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye çapında deniz ürünleri üretimi en fazla %49.7’lik oran ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde gerçekleşmiştir. İstatistiklerde Doğu Karadeniz Bölgesi’ne dahil edilen Samsun’da yine aynı verilere göre 2012 yılında 612 ruhsatlı gemi ve 5.041 ruhsatlı kişi tarafından 319.000 ton tatlı su ürünü avlanmış ve 3.552 ton balık yetiştirilmiştir.[233]
Sanayi[değiştir | kaynağı değiştir] Karadeniz Bölgesi’nin en fazla sosyo-ekonomik gelişmişlik gösteren şehri olan Samsun’un büyükşehir ilçelerinden Tekkeköy’de 1.606.522 m2’lik alan üzerine 1981 yılında kurulan kurulan bir organize sanayi bölgesi yer almaktadır.[234] Karayolu, demiryolu ve havayolu ile erişim sağlanan bölgede 111 farklı sanayi parseli bulunmakta ve 5.000’den fazla kişi istihdam edilmektedir.[235] Sanayi bölgesinde üretim en fazla 10’ar fabrika ve %14’erlik pay ile elektriksiz makine ve madeni eşya sanayi alanlarında gerçekleşmektedir.[234] Ayrıca yine Tekkeköy’de 2005 yılında başlayan çalışmalar neticesinde Samsun Gıda Organize Sanayi Bölgesi adıyla bir organize sanayi bölgesi daha kurulmuştur.[236][237] Mevcut olarak 260.322m2’lik bir alan üzerine kurulan ve 1.725 kişinin istihdam edildiği bölgede 22 firma faaliyet göstermektedir ve 281.198.032₺ yatırım yapılmıştır.[238] Organize sanayi bölgelerinin yanı sıra şehrin çeşitli yerlerinde sanayi siteleri de bulunmaktadır.
Sanayi kuruluşlarının dışında şehirde 1995 yılında faaliyete başlayan bir de serbest ticaret bölgesi yer almaktadır.[239][240] Türkiye Ekonomi Bakanlığı’nın 2012 verilerine göre Samsun Serbest Ticaret Bölgesi’nin yıllık ticaret hacmi 70.139$’dır.[241] Toplam 367 kişinin istihdam edildiği bölge bu alanda Türkiye’deki tüm serbest ticaret bölgelerinin %0.65’lik bir dilimini oluşturmaktadır.[242]
Kültür[değiştir | kaynağı değiştir] Ağız yapısı[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’un yerli halkı eskiden Orta Anadolu ağızlarında görülen şive yapısına yakın bir şekilde konuşmaktaydı. Kelime başındaki k, p, t gibi harfler çoğunlukla “gız”, “duz”, “bişkin” örneklerinde olduğu gibi yumuşak harflere yerini bırakırdı.[153] Zaman zaman ise “gice”, “virmek” örneklerinde olduğu gibi kelimenin ilk geniş ünlüsü yerini dar ünlüye bırakmaktaydı.[153] Cumhuriyetin ilk yıllarındaki mübadele sonucu şehrin sakinlerinin değişmesi, 1950’lerde başlayan ve 2000’lerin başına dek hızla devam göçler, eğitimde ve basın-yayın organlarında İstanbul ağzı temelli yazı dilinin kullanılması nedenleriyle şehirde görülen şive yapısı da değişmiştir.[153][243]
Mehmet Dursun Erdem’in öncülüğünü yaptığı bir ekip tarafından beş yılda dar saha çalışması metoduyla elde edilen verilere göre günümüzde ilde iki ana ağız yapısı vardır. Buna göre Samsun ilinin ağzı Canik Dağlarının güneyi ve Canik Dağlarının kuzeyi olarak ayrılmaktadır.[243] Büyükşehir ilçelerinde ise baskın olan yapı Kıpçak ağzıdır.[243] Ancak bu çalışmanın verileri henüz açıklanmadığından dolayı detaylı bilgilere ulaşılamamaktadır.[243]
Leyla Karahan’ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışmasında ise Samsun halkının konuşma dili Batı Anadolu ağızlarının 5. grup ağızları içerisinde sınıflandırılmaktadır.[244]
Mutfak[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsun Kent Müzesi’nde yer alan Samsunlu pide ustası balmumu heykeli.
Samsun mutfağı Karadeniz, Anadolu, Balkan ve Kafkas izleri taşımaktadır.[245] Bölgeye özgü bitkilerden çorba, tencere yemekleri ve turşu yapılmaktadır. Karalahana çorbası, dolması ve kavurmasıyla; fasülye ise turşusu ve diblesiyle sık tüketilen yiyeceklerdendir.[245] Mısır ile buğdaysa unundan yapılan kuymak, yarmasından yapılan çorba ile en çok tüketilen tahıllardır.[245]
Bafra ve Termeli girişimcilerin İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde açtığı fırınlarla birlikte ülke çapında popülarite kazanan[246][247] Samsun pidesi şehrin en bilinen yiyeceğidir.[248] Ayrıca kaz, hindi, ördek ya da tavukla yapılabilen tirit adı verilen yemek de geleneksel yemeklerdendir.[249] Bunlara ek olarak genelde düğünlerde yapılan keşkek ile Çarşamba kıvratması, Samsun simidi, mısır çorbası ve yoğurtlu çorba da şehrin tanınan yiyeceklerindendir.[250][251][252]
Samsun’da en çok tüketilen deniz ürünü ise tavası, buğulaması yapılan, ekmeğe ve pilava katılan ayrıca tuzlanarak da saklanabilen hamsidir.[245]
Turizm[değiştir | kaynağı değiştir] 1980’li yıllarda turizmin yalnızca “sahil ve güneş” anlayışından ibaret olması iki ay yaz mevsimi geçiren Samsun’da turizmin yeterli seviyede gelişememesine neden olmuştur.[253] 1990’lı yıllarda değişen turizm anlayışıyla birlikte turizm ekonomik bir kaynak olarak görülmeye başlanmış ve turizm ürünleri çeşitlilik göstermeye başlamıştır.[253] 1992 yılında Samsun adına Erkan Uçkun tarafından hazırlanan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan Samsun İli Turizm Envanteri ve Turizmi Geliştirme Planı’nın, Samsun turizminin bu yönde gelişmesine öncü olması beklenirken kurum ve kuruluşların ilgisizliği nedeniyle çok kısıtlı bir etki göstermiştir.[253] 2000’li yıllarla birlikte ajanslar ve Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen projelerle Samsun turizm konusunda bir ivme kazanmıştır.[254][255][256] 2011 yılında hazırlanan turizm stratejisi master planındaki 7 tematik turizm gelişim koridoru arasında yer alan Samsun’da önümüzdeki yıllarda yayla ve doğa turizminin gelişimine öncelik verilmesi amaçlanmaktadır.[257]
Günümüzde Samsun için turizm ile ilişkili birçok plan yapılmış olmasına rağmen yapılan çalışmaların yetersiz kalması ve yerel turizm aktörlerinin ilgisizliği nedeniyle turizmin Samsun’da başlıca bir ekonomi kolu olamayacağı[258] ancak doğru adımların atılması halinde bu algının değişeceği ve turizmin Samsun’da önde gelen ekonomik planlar arasında yer alabileceği öngörülmektedir.[257]
Doğa turizmi[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin en uzun kıyı şeritlerinden birine sahiptir ve bu şerit Samsun merkezinden Ondokuzmayıs’a kadar uzanmaktadır.[252] 35 kilometre uzunluğundaki bu kıyı şeridinin %90’lık kısmı ince kumlu ve denize girmeye uygun plajlardan oluşmaktadır.[252] Şehrin başlıca plajları Mert, Fener, Bandırma, Atakum ve Atakent plajlarıdır. Sahillerde yüzme dışında sörf, jet ski, yelken gibi alternatif sporlar da yapılabilmektedir ayrıca çeşitli konaklama ve eğlence tesisleri de bulunmaktadır.[252] Son yıllarda Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Samsun plajlarının mavi bayrak alması adına bir takım çalışmalar yürütülmektedir.[259]
Plajların dışında Samsun’da yamaç paraşütü ve at biniciliği turizmi de yapılmaktadır.[260][261] Ayrıca Gölalan Şelaleleri ve Asarağaç Tepesi de son yıllarda turizme kazandırılmıştır.[262][263]
Kültür turizmi[değiştir | kaynağı değiştir] Müzeler[değiştir | kaynağı değiştir]
Günümüzde 23 Nisan Ortaokulu’nun bulunduğu alanda yer alan eski Samsun Müzesi binası 1981 yılında terk edilerek Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi adıyla Samsun Valiliği yanındaki yeni binasına taşınmıştır.
Şehir genelinde mevcut olarak 6 müze bulunmakla birlikte İlkadım’da[264] bir müze daha açılmasına dair çalışmalar yapılmaktadır.
Samsun’un ilk müzesi olan Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Samsun Müzesi adıyla 1930’lu yıllarda açılmıştır fakat resmî açılış tarihi 19 Mayıs 1981’dir.[265] Müzede Bakır Çağı, İlk Tunç Çağı, Hitit, Helenistik ve Roma dönemlerine ait eserler sergilenmektedir.[266] Müzenin en değerli değerli koleksiyonu Amisos Hazinesi’dir.[267]
Şehrin ikinci müzesi olan Gazi Müzesi, Mustafa Kemal’in 19-25 Mayıs 1919 tarihleri arasında Samsun’da kaldığı binanın ikinci katının 5 Ekim 1940’ta müzeye çevrilmesiyle oluşturulmuştur. 1998 yılında ise tüm bina müze olarak düzenlenmiştir.[268] Mustafa Kemal’in Samsun’da kullandığı şahsi eşyalarının da sergilendiği müze 2006 yılında Atatürk Müzesi ile birleştirilmiştir.[265]
Bandırma Vapuru Müzesi, 1999 yılında Samsun Valiliği’nin orijinal vapurun boyutlarına sadık kalınarak tekrar inşa ettirmesiyle oluşmuş ve 2003 yılında ziyarete açılmıştır.[269] 2005-2008 yıllarında ise müzede ve çevresinde yenileme çalışmaları yapılarak açık hava müzesi olarak yeniden düzenlenmiştir.[270][271] Müzede Mustafa Kemal ile onunla Samsun’a gelen silah arkadaşları ve mürettebatın balmumu heykelleri sergilenmektedir.
Tekkeköy’ün ilk müzesi olan Tekkeköy Atatürk Evi 26 Haziran 2006 tarihinde ziyaretçilere açılmıştır.[272] Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin birebir kopyası olarak inşa edilen müzenin dekorasyonu da bu doğrultuda yapılmıştır.[273][274]
Samsun Kent Müzesi ise 2013 yılında ziyaretçilere açılmıştır. Samsun’un sosyal, tarihî, kültürel, coğrafi ve ekonomik yapısına ilişkin bilgilerin ve malzemelerin sergilendiği müze ilk 70 gün içerisinde 20.000 ziyaretçi çekmiştir.[275] Ayrıca Tarihi Kentler Birliği’nin jüri özel ödülüne layık görülmüştür.[276][277]
Samsun’da son açılan müze olan Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi Müze Evi, 1 Mart 2014 tarihinde açılmıştır. Tekkeköy Mağaraları çevresindeki üç tescilli eski Rum evinden birisinin restore edilmesiyle oluşturulan müzede mağara ve çevresindeki hayata dair malzemeler ve heykeller yer almaktadır. Türkiye’nin ilk imitasyon müzesi olan[278] müze evin bu adla bilinmesinin nedeni sergilenen çoğu malzemenin müze için özel olarak üretilmesidir.[279][280]
Bu müzelere ek olarak Çanakkale 1915 Savaş Malzemeleri Müzesi gibi gezici müzeler dönem dönem Samsun’da da sergilenmektedir.[281]
2012 yılı verilerine göre Gazi Müzesi, Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile Bandırma Vapuru Müzesi’nde toplam 18.977 eser sergilenmektedir ve bu müzeler yıl boyunca 97.817 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.[282]
Arkeolojik alanlar[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’un şehir merkezinde tahribata uğramış 3 arkeolojik alan bulunmaktadır. Bunlar İlk Tunç Çağına ait olduğu saptanan Akalan Kalesi ve Bağtepe yamaç yerleşimlerine ek olarak Bakır Çağı ve İlk Tunç Çağı yerleşimlerinin bulunduğu Dündartepe Höyüğü’dür.[283] Bunlara ek olarak Hacı Osman sit alanı, Hızır İlyas Höyüğü, Toptepe Tümülüsleri, Atakent Tümülüsleri, Çarşamba Bedesteni, Göçeli Cami, Şeyh Habil Mezarlığı, Hazinedarzade Süleyman Paşa Medresesi, Mater Dolorosa Katolik Kilisesi, Karakol Cami, Pazar Cami, Çinili Hamam, Samsun Bedesteni, eski Osmanlı Bankası binası, eski Sümerbank binası, Merkez Bankası binası ile Çarşamba’daki üç çınar ve bir meşe ağacı gibi kentin tarihine ilişkin eserler kültür varlıkları olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.[284]
Amazon Adası’nın Amisos Tepesi’nden görünümü.
Kültür varlıkları arasında yer alan arkeolojik sitlerden yalnızca 28 Kasım 1995 tarihinde keşfedilen Toptepe Tümülüslerinde detaylı kazı çalışmaları yapılmıştır. 2004-2005 yıllarında yapılan kazılarda yerleşimin Helenistik Dönem’e ait olduğu saptanmış ve Pontus Krallığının üst düzey yönetici ailelerinden birine ait olduğu düşünülen bir mezar yapısı olduğu tespit edilmiştir.[285] Ayrıca mezar odalarında bulunan Amisos Hazinesi de Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir.[286][287] 2008 yılında tamamlanan çalışmalar sonrasında tümülüslere Amisos Tepesi adı verilmiştir.[285] Günümüzde Amisos Tepesi turizme hizmet edecek şekilde yeniden düzenlenmiş ve mezar odaları ziyaretçilere açılmıştır.
Amisos Tepesi’nin yamacında oluşturulan Amazon Adası’nda Amazon Heykeli, Amazon kanalı, suni kayak pisti, balık restaurantları ve piknik sahaları yer almaktadır. İlerleyen dönemlerde su parkı, fitness center ve spor tesisleri de inşa edilmesi planlanmaktadır.[288] Ayrıca Amazon Adası’nda Amazon Köyü adıyla bir köy oluşturulmuş ve temsili Amazon balmumu heykelleri, kabartmaları, günlük eşyaları yerleştirilmiştir.[289] Yine Amazon Adası’nda yer alan Amazon Heykeli’nin sağ ve sol taraflarına Anadolu Aslanları adı verilen iki heykel yerleştirilmiştir. Heykellerin içerisinde asansör olup aslanların ağız kısmına çıkılabilmekte ve Amazon Adası yüksekten izlenebilmektedir.[290]
1941’de ilk kez kazılmaya başlanan ve 1977 yılında sit alanı ilan edilen Tekkeköy Mağaralarında da son yıllarda turizm ekonomisine kazandırılması amacıyla çalışmalar yapılmış[291] ve 2013 yaz sezonunda ziyaretçilere açılmıştır.[292] Turizme açıldıktan sonra Fransız arkeologların da dikkatini çeken[293] mağaralardaki yerleşim geçmişi MÖ 60000’e dek uzanmakta ve Eski Taş Çağı ile Bakır Çağı yerleşimlerine rastlanmaktadır.[10] 360.000m2’lik alana bir yayılan mağaraların yalnızca 96.000m2’lik bir kısmı ziyaretçilere açılmış olsa da gelecek dönemde tüm alanların düzenlemesinin yapılması planlanmaktadır.[10] Ayrıca mağaraların çevresinde Hitit Yolu, Frig Kalesi ve eski Rum evleri de bulunmaktadır.[293] Hitit Yolu ve Frig Kalesi için bir çalışma yapılmamakla beraber eski Rum evleri restore edilerek ziyaretçilere açılmıştır.[294] Mağaralardaki kazılarda ele geçirilen çanak çömlek parçaları ile diğer eşyalar da restore edilen bu evlerde sergilenmektedir.[295]
Sanat[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsun Devlet Opera ve Balesi ile Samsun Devlet Tiyatrosu sanatçılarının eserlerini sahnelediği Atatürk Kültür Merkezi binası.
Şehirde; Atatürk Kültür Merkezi, Canik Kültür Merkezi,[296] Atakum Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi[297] ile Tekkeköy Eğitim ve Kültür Merkezi[298] olmak üzere şehirde dört kültür merkezi bulunmaktadır. Bunlara ek olarak 19 Mayıs 2008 tarihinde kurulan Samsun Devlet Opera ve Balesi şehirdeki tek opera ve bale sahnesidir.[299] Kurum 2010-11 sanat sezonunda Samsun nüfus ortalamasına göre %68’lik izlenme oranıyla altı devlet opera ve bale kurumu içerisinde birinci sırada yer almış,[300] 2011-12 sanat sezonunda ise 43.000 biletli seyirci sayısına ulaşmıştır.[301] 2013 yılının son haftalarını ise kapalı gişe bitirmiştir.[302]
Müzik[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun Mevlevihanesi, Samsun’da müzik kültürünün bilinen ilk merkezidir ve dinî ile klasik Türk müziğinde büyük etkileri vardır.[303] Samsunlular batı müziği ile Mandolinada isimli grup sayesinde tanışmıştır.[303] Bu grup 1890 yılında Paruxinios Kulübü’ne üye kadınlar tarafından kurulmuştu.[303]
1926 yılında Musikî Yuvası’nın kurulması ve 1932’de Samsun Halkevi’nin açılmasıyla müzik alanında önemli gelişmeler yaşanmış ve Samsun halk türküleri ile oyunları araştırılmaya başlanmıştır.[303] Bir başka önemli müzik topluluğu olan ve 1970 yılında kurulan Samsun Musikî Cemiyeti ise 1979 yılında Samsun Belediye Konservatuvarı ile birleşmiş, 1893’te ise konservatuvardan ayrılarak tekrar kurulmuştur.[303] Ulusal ve uluslararası alanda birçok konser veren cemiyet günümüzde halen faaldir. Ayrıca şehirde Türkiye genelindeki 7 Türk müziği korosundan biri olan ve 1990’da kurulan Samsun Devlet Klasik Türk Müziği Korosu da varlığını sürdürmektedir.[304]
Tiyatro[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’da açılan ilk tiyatro binası eski tütün fabrikası civarında bulunan Ermeni Kulübü’dür.[305] 1883 yılında kurulan Ermeni Tiyatrosu burada gösterilerini sergilemekteydi.[305] Aynı dönemde gezici kumpanyalar ve topluluklar da Samsun’da temsil vermekteydi.[305] Şehrin ikinci tiyatrosu ise 1907’de Nemlizade Hamdi Bey tarafından yaptırılan Meşrutiyet Tiyatrosu’dur.[306] Bunların yanı sıra Aristo Fanis, Piyaloğlu İshak ve Boduroğlu Tiyatrosu da şehirde varlığı bilinen diğer tiyatrolardır.[305] Cumhuriyetin ilk yıllarında da tiyatroya ilgi devam etmiş, Darülbedayi 1924 yılında çıktığı Anadolu turnesine Samsun’dan başlamıştır.[305] Bu yıllarda İstiklal Ticaret Mektebi Salonu da İstiklal Tiyatrosu adıyla hizmet vermekteydi.[305] Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi’nden devşirilen Kazım Paşa Sineması 1930’lu yıllarda tiyatro sahnesi olarak kullanılmıştır.[305] 19 Şubat 1932’de açılan Samsun Halkevi ile daha sonraları açılan Samsun Oda Tiyatrosu ile Samsun Şehir Tiyatrosu da şehrin tiyatro kültürüne büyük katkılar sağlamışlardır.[305]
Günümüzde şehirde 31 Mart 2009 tarihinde Deli Dumrul oyunuyla açılan[307] Samsun Devlet Tiyatrosu’nun[308] yanı sıra özel kuruluşlar olan Düşevi Sanat Merkezi[309] ve Samsun Sanat Tiyatrosu[310] başta olmak üzere 8 tiyatro salonu bulunmaktadır ve bu salonlardaki toplam koltuk sayısı 4.730’dur.[282]
Sinema[değiştir | kaynağı değiştir]
Şehrin ilk sinema salonu olan Boduroğlu Sineması.
Samsun’daki ilk film gösterimleri gezici sinematograflar aracılığıyla 1909 yılında gerçekleşmiştir.[311] Şehrin ilk sinema salonu ise 1910 yılında açılan Boduroğlu Sineması’dır.[312] Bu salonu takiben 1912 yılında Venüs, 1913 yılında Pathé, 1915’te Kristal ve Osmanlı sinemaları açılmıştır.[313] I. Dünya Savaşı döneminde film gelmediği için salonlar geçici olarak kapanmış[311], 1920’li yıllarda ise film gösterimleri tekrar başlamıştır. Bu dönemde şehirde oldukça meşhur olan Varyete Sineması her cumartesi günü kadınlara özel gösterim düzenlemekteydi.[313] Yine Hilal, Zafer ve Yeni sinemaları da şehirde hizmet veren diğer sinemalardı. Samsun’un bir diğer salonu olan Kazım Paşa Sineması ise film gösterimlerinin yanı sıra varyete, tiyatro, bale ve operet gösterilerine de ev sahipliği yapmaktaydı.[311] Mustafa Kemal, 1930 yılındaki Samsun ziyareti sırasında bu salonda bir film izlemiştir.[311]
1932 yılında eski adı Boduroğlu Sineması olan Zafer Sineması’nda Samsun tarihinin ilk sesli filmi gösterilmiştir.[312] Zamanla sessiz film gösteren sinema salonları müşteri kaybetmiş ve Zafer Sineması şehrin tek salonu haline gelmiştir.[312] 1950’li yıllardan itibaren ise Samsun Halkevi desteğiyle Ferhan, Sümer, Renkli, Kent, Konak ve Selçuk sinemaları açılmıştır.[311] 1957 yılında yazlık sinema olarak açılan 1.600 koltuk kapasiteli Yıldız Sineması zamanla şehrin popüler salonu olmayı başarmış ve 1962 yılında da 1.200 kişilik kapalı sinema salonuyla hizmet vermeye başlamıştır.[311] Aynı dönemde 800 koltuklu Emek Sineması da şehrin bir diğer gözde salonuydu.[311]
1980’li yıllarda televizyonun şehirde yaygınlaşmasıyla sinemalar eski popülerliğini yitirmiş ve salonlar kapanmaya başlamıştır.[311] 1990’lı yıllarla birlikte ise daha az kapasiteli salonlar açılmaya başlamıştır.
Günümüzde Samsun’da Cinemaximum’a ait 2[314][315], Sinema Oscar’a ait 1[316] ve diğer iştiraklere ait 5 sinema salonu bulunmaktadır. Bu sinemalardaki toplam koltuk sayısı 2.241’dir ve 2011 verilerine göre 558 gösterimde toplam 241.147 bilet satılmıştır.[282]
Açık hava kültür alanları[değiştir | kaynağı değiştir]
Kurtuluş Yolu’nun başlangıcı olan Kurtuluş İskelesi’ndeki temsili Bandırma Vapuru ve Mustafa Kemal ile heyetinin “ilk adım”ını tasvir eden balmumu heykeller.
2009 yılında Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a ayak bastığı nokta olan Tütün İskelesi’nden altı gün konakladığı yer olan Gazi Müzesi’ne dek bir yol oluşturulmuş[317] ve Kurtuluş Yolu adı verilmiştir.[318] 45 metre genişliğinde 400 metre uzunluğunda olan yolun başlangıç noktasında temsili Bandırma Vapuru ve Mustafa Kemal balmumu heykeli, yol boyunca ise Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinin temsili balmumu heykelleri yerleştirilmiştir.[319]
Bunlara ek olarak 22 dönüm üzerine kurulan ve Karadeniz Bölgesi’nin en büyük hayvanat bahçesi olan Samsun Hayvanat Bahçesi’nde[320][321] aslan, kaplan, ayı, deve, tilki gibi hayvanlar ile çeşitli kuş, tavuk türleri yer almaktadır.[322]
Festivaller[değiştir | kaynağı değiştir] 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle 1981 yılından bu yana[323] 16-19 Mayıs günleri arasında yapılan 19 Mayıs Kültür, Sanat ve Gençlik Festivali’nde spor etkinlikleri, paneller, sanatsal etkinlikler ve konserler gibi çeşitli faaliyetler yapılmakta ve Atatürk adına doğum günü pastası kesilmektedir.[324] Festival Bandırma Vapuru Müzesi çevresi ve Karadeniz Sahil Yolu üzerinde yapılmaktadır.
1981 yılında ilki yapılan Uluslararası Halk Dansları Festivali, 19 Mayıs Kültür, Sanat ve Gençlik Festivali ile şehrin en köklü festivalidir. Her yıl 17-30 Temmuz günleri arasında yapılan festival sırasında Samsun’un çeşitli yerlerinde gösteriler düzenlenmekte ve dans gruplarının gösterileri Kurtuluş Yolu üzerinde ücretsiz bir şekilde halka açık olarak sergilenmektedir.[325] Yapılan son festivale 14 ülke ve yaklaşık 600 dansçı katılmıştır.[326]
2013 yılında ilki düzenlenen ve açılışını Thomas Hampson’ın yaptığı[327] Uluslararası Samsun Müzik ve Sahne Sanatları Festivali ise 25 Mayıs ve 7 Haziran tarihlerinde yapılmaktadır.[324] Oratoryo, bale, dans, klasik müzik gibi çeşitli etkinliklerin yapıldığı festivalde çeşitli ülkelerin temsilcileri de performanslarını sergilemektedir.[328]
Samsun Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla yapılan bu festivallerin haricinde ilçe belediyeleri ve özel kuruluşlar tarafından düzenlenen Samsun Sinema Festivali[329], Samsun Caz Festivali ve Karadeniz Zihinsel Engelliler Festivali Samsun’da yapılan diğer festivallerdir.[323]
Spor[değiştir | kaynağı değiştir]
Günümüzde Gülsan Sanayi Sitesi’nin bulunduğu alanda yer alan Samsun Hipodromu’nun 1904 yılına ait bir fotoğrafı.
Geçmişte Samsun’da popüler olarak at yarışı, güreş ve futbol branşları ilgi görmekteydi. Şehirdeki spor karşılaşmalarının temeli 1895 yılında inşa edilen Samsun Hipodromu ile atılmıştır.[64] Hipodromda her yıl eylül ayında at yarışları yapılmakta, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden de yarışlara ilgi gösterilmekteydi.[330] Yarışlara panayırın da eklenmesiyle Samsun o dönemde özellikle Kuzey Anadolu’da at yarışı merkezi haline gelmiştir.[330] Panayırlar sayesinde Samsun’da köklü bir geçmişi bulunan güreş de geniş kitlelere yayılmıştır. O tarihe kadar köy meydanlarında yapılan güreş şehir merkezindeki meydanlara ve kapalı alanlara taşınmıştır.[330] Kurulan kulüplerin çoğunda güreş şubesi de yer almaya başlamış, sağlanan bu yeni imkanlar ile Yaşar Doğu ve Mustafa Dağıstanlı gibi önemli güreşçilerin yetişeceği bir ortam doğmuştur.[330]
Samsun’da ayrıca yüzme yelken, atletizm, tenis, jimnastik ve eskrim kulüpleri de bulunmaktaydı. Su sporlarında bölgenin öncüsü olan Samsun’da, Samsun İdman Yurdu kurduğu yüzme takımıyla Karadeniz Bölgesi’nde bir ilke imza atmıştı.[330] Bunu 1930’lu yıllarda Samsun Belediyesi’nin düzenlediği atletizm ve denizcilik yarışmaları izlemiştir. Yüzme ve su topu yarışmalarının yapıldığı Samsun’da 1933 yılında Samsun Su Sporu Kulübü, 1961’de ise Samsun Yelken Kulübü kurulmuştur.[330]
Samsun 19 Mayıs Stadyumu’ndan bir görünüm (Mart 2009).
Günümüzde çeşitli ulusal ve uluslararası şampiyonalara ev sahipliği yapan[331][332][333][334] Samsun’da Ocak 2014 itibariyle 236 kulüp bulunmaktadır.[335][336] Bu kulüpler arasında en başarılıları olan Samsun Basketbol Kulübü ve Canik Belediyespor Türkiye Basketbol Federasyonu’nun, 1919 Samsun Türkiye Ragbi Federasyonu’nun, Samsunspor ise Türkiye Futbol Federasyonu’nun organize ettiği liglerde mücadele etmektedir. Bu kulüplerden Samsunspor, 1919 Samsun ve Samsun Basketbol Kulübü kendi branşlarında Avrupa kupalarında yer almışlardır[337][338] ve branşlarında şampiyonluk yaşamışlardır.[339][340][341]
Samsun’da satranç, güreş, tekvando, binicilik, briç, futbol, okçuluk, kayak, bilardo gibi çeşitli spor branşlarında binlerce lisanslı sporcu bulunmaktadır.[342] Ayrıca şehirde 4 salon, 2 stadyum ve 4 futbol sahası yer almaktadır.[342]
Yönetim[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana maddeler: Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Samsun belediye başkanları listesi
Samsun, 1869 yılından bu yana atanan ya da seçilen belediye başkanları tarafından yönetilmektedir. Günümüzde uygulanan çok partili seçim sistemine göre belediye başkanı seçilerek göreve başlamaktadır. 1930 Türkiye yerel seçimleri ile göreve başlayan Boşnakzade Ahmet Resai Bey seçilen ilk belediye başkanıdır. Belediye şehrin tüm karar yetkisini elinde bulundurmakta ve yönetim belediye başkanı, belediye encümeni ve belediye meclisi olmak üzere üç ana organda toplanmaktadır.[343]
18 Nisan 1999’dan bu yana görevde olan Yusuf Ziya Yılmaz şehrin mevcut[344], Kemal Vehbi Gül ise en uzun süre görev yapan belediye başkanıdır.[345]
Eğitim[değiştir | kaynağı değiştir]
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinin görünümü.
1650’ye kadar Samsun’da, sadece temel eğitim veren sübyan mektepleri vardı.[346] Bu tarihte ilk defa şehirde bir üst düzey eğitim merkezi olan medrese açılmıştır.[346] Tanzimat ile birlikte de ortaokul ve lise düzeyinde batılı tarzda eğitim veren okullar açılmaya başlanmıştır.[347] Aynı dönem birçok misyoner okulu da faaliyete geçmiş;[348] cumhuriyet döneminde Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimde birlik ve standart sağlanmasının ardından ülke genelindeki misyoner ve azınlık okullarıyla birlikte Samsun’daki bu kurumlar da kapatılmıştır.[349] Kanunla birlikte karma eğitime geçilerek meslek ve öğretmen okulları açılmış, Samsun’daki tüm okullar da bu kanuna uygun olarak yeniden düzenlenmiştir.
2012 yılı itibarıyla Samsun ilinde okuma yazma oranı %96,44’tür ve bu oranla Türkiye’nin illeri arasında 27. sıradadır.[169] İlköğretimde okullaşma oranı %99,30, ortaöğretimde okullaşma oranı ise %88,11’dir.[350] Şehirdeki 4 büyükşehir ilçesinde toplam 34 anaokulu, 218 ilkokul, 116 ortaokul, 65 lise, 3 halk eğitim merkezi, 29 özel eğitim uygulama merkezi, 7 sanat okulu, 45 sürücü kursu ve 41 dershane bulunmaktadır.[351] Ayrıca şehirde 5 halk kütüphanesi bulunmaktadır.[352] Bu kütüphanelerdeki toplam eser sayısı 135.313, bunlardan yararlanan kişi sayısı ise 96.386’dır.[282]
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarının dışında şehirde biri devlet diğeri ise vakıf üniversitesi olmak üzere iki üniversite yer alır. 1975 yılında kurulan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun’un ilk, Türkiye’nin ise 86. devlet üniversitesidir.[353] 2014 yılı itibariyle Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde 5 enstitü[354], 16 fakülte[355] ve 15 yüksekokul[356][357] bulunmakta, bu birimlerde toplam 46.000’den fazla öğrenci öğrenim görmektedir.[358] 2010 yılında Samsun’un ilk, Türkiye’nin ise 10. vakıf üniversitesi olarak kurulan Canik Başarı Üniversitesi ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin ardından Samsun’da kurulan ikinci üniversitedir.[353] Bu üniversitede 2 enstitü[359], 4 fakülte[360], 1 yüksekokul[361] bulunmaktadır ve 2012-13 döneminde 400 öğrenci ile öğretime başlamıştır.[362]
Medya[değiştir | kaynağı değiştir] Gazete ve dergiler[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsun’un ilk “edebî, ilmî, içtimaî mecmua”sı olan Lâle dergisi.
15. yüzyılda Avrupa’da başlayan modern matbaacılık Anadolu’da ancak 18. yüzyılda padişahın izniyle Müslüman halk tarafından da benimsenmiş, 1864’te vilayet merkezlerinde de matbaalar açılmaya başlamıştır.[363] Samsun’daki ilk matbaa da 1887 yılında Hüseyin Avni tarafından kurulmuştur.[364] Bunu Şems, Ahali, Vilayet, Halk ve Millet matbaalarının açılması izlemiştir.[364]
Samsun’daki ilk gazete 1908 yılında Sıtkı Avni Bey tarafından hazırlanan Aks-ı Sada’dır. Ardından 1910 yılında Nevzad gazetesi yayım hayatında başlamıştır. Aynı yıl Aks-ı Sada’ya rakip olarak Doğru Sada ve Vicdan Sesleri gazeteleri de yayıma başlamıştır.[364] 1919 yılında şehrin ilk edebî dergisi Lâle basılmıştır.[364] Cumhuriyetin ilanıyla birlikte dergi ve gazete çeşitleri artmaya başlamıştır. 1922 yılında şehrin ilk çocuk gazetesi Mektepli basılmaya başlanmıştır. 1923’te Samsunlu eczacılar Genç Eczacı ve Eczacılar adıyla dergiler yayımlamaya başlamıştır.[364] Ancak bu dergiler uzun soluklu olmamıştır. Yine 1923 yılında ilk mizah gazetesi Nefir tek yapraklı olarak yayına başlamış, 1925’te onu Biber isimli gazete izlemiştir.[364] Yine 1925’te yayımlanmaya başlayan ve Türkiye’de bir ilk olan Pul ve Kartpostal Mübadele dergisi Türkçe ve Fransızca olarak hazırlanıyor ve üç ayda bir çıkıyordu.[364] 1940’lı yıllara dek Samsun’da matbaacılık ile ilgilenenlerin çoğunluğu Aks-ı Sada matbaasında yetişmiştir. 1960’lı yıllarla birlikte artan matbaa sayısı 1970’li yıllarda da artmayı sürdürmüş ve bugünkü hacmine ulaşmıştır.[364]
Günümüzde şehirde büyükşehir ilçelerinde yayımlanan 9 günlük gazete ve 13 internet gazetesi bulunmaktadır.[364] Ayrıca Samsun’da 4 aylık gazete ve 9 dergi de yayımlanmaktadır.[364]
Radyo ve televizyonlar[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’da radyo 1930’lu yıllardan itibaren kullanılmaya başlanmış, 1974 yılında ise ilk televizyon cihazları şehre gelmiş ve 1975 yılında ilk televizyon vericisi kurulmuştur.[364] 1990 yılından itibaren özel radyo ve televizyonların kurulmaya başlandığı şehirde günümüzde ulusal yayın yapan 2 televizyon kanalı ile çok sayıda yerel radyo istasyonu ve televizyon kanalı bulunmaktadır.[364]
Altyapı[değiştir | kaynağı değiştir] Sağlık[değiştir | kaynağı değiştir]
1902 yılında faaliyete geçen Canik Hamidiye Hastanesi’nin önünde fotoğraf çekilen personel.
Samsun, 20. yüzyıla dek sağlık konusunda sorunlu bir yerdi. Özellikle kenti çevreleyen bataklıklar nedeniyle sık sık kolera ve sıtma salgınları yaşanmaktaydı.[365] Köylerde yaşayan halk hastalıklarla geleneksel yöntemlerle mücadele etmekteydi.[365] Ayrıca içme suyunun temiz bir su şebekesi yerine Mert Irmağı’ndan sağlanması da hastalıklara yakalanma oranını yükseltiyordu.[365] Yeterli sayıda sağlık tesisinin bulunmaması şehirde önemli bir sağlık sorunu teşkil etmekteydi.
Samsun’daki ilk hastane 1880 yılında Doktor Andonyadis Hastanesi adıyla hükûmet binasının karşısında açılmıştır.[365] İlk resmî hastane ise 1886’da Samsun Şehremaneti’nin karantinahane civarındaki bir binayı Samsun Şehremaneti Hastanesi olarak kullanıma almasıyla açılmıştır.[365] Çok kısıtlı imkanlara sahip olan bu hastane zamanla işlevsiz hale gelmiştir. Bu nedenle dönemin mutasarrıfı Hamdi Bey şehrin ileri gelenlerinin ve üst düzey yöneticilerinin bulunduğu bir kurul toplayarak nitelikli bir hastane yapılmasına öncülük etmiştir.[365] İnşa masraflarını karşılayabilmek için panayırlar düzenlenmiş, bazı vakıfların gelirleri inşaata aktarılmış, sancağın tütünden kazandığı ticaret gelirinin bir kısmı da yine inşaata harcanmıştır.[365] 1895 yılında yapımına başlanan hastane 1902’de tamamlanmış ve Canik Hamidiye Hastanesi adıyla hizmete açılmıştır.[365]
Anadolu’daki ilk ilaç fabrikası da 1956 yılında Adeka ismiyle Samsun’da kurulmuştur.[365]
Samsun’da 2011 yılı itibariyle 4.066 yatak kapasitesine sahip 16 kamu, 1 üniversite ve 8 özel hastane bulunmaktadır.[169] Bunlara ek olarak 218 aile sağlığı merkezi[366] ve 5 toplum sağlığı merkezi[367] bulunmaktadır. Ayrıca yine 2011 verilerine göre toplam 2.413 hekim, 439 diş hekimi, 444 eczacı, 2.329 sağlık memuru, 2.530 hemşire ve 983 ebe Samsun’da görev yapmaktadır.[169]
Samsun’daki toplam sağlık kurumu sayısı Türkiye genelinin %1.98’ini, toplam yatak sayısı ise yine Türkiye genelinin %2.16’sını oluşturmaktadır.[169] Toplam hekim sayısı bakımından ise Samsun, Türkiye’nin %1.91’lik oranını karşılamaktadır.[169]
Ulaşım[değiştir | kaynağı değiştir]
Mustafa Kemal, Samsun-Çarşamba tren hattının temelini atarken.
Amisos Tepesi ile Batıpark arasındaki ulaşımı sağlamak amacıyla Amisos Tepesi Teleferik Hattı kurulmuştur. İki duraktan oluşan hat 320 metre uzunluğundadır. Altı yolcu kapasiteli altı araçla hizmet vermektedir.
Demiryolları[değiştir | kaynağı değiştir] Cumhuriyet döneminde demiryollarına özel önem veren devlet 1924 yılında mevcut demiryollarına ek olarak Samsun-Sivas demiryolunun inşasına başlamıştır.[368] 23 Aralık 1923’te yapımına başlanan hattın Samsun-Kavak kısmı 23 Aralık 1926’da hizmete açılsa da tüm hattın tamamlanması hava muhalefeti ve personel eksikliği gibi sebeplerle ancak 1932 yılında tamamlanabilmiştir.[369]
Samsun sahil demiryolu çalışması ise Samsun Sahil Demiryolları Türk AŞ’ye verilmiştir.[370] Bu hattın temel atma töreni 21 Eylül 1924’te Mustafa Kemal’in de katılımıyla yapılmış, ilk sefer ise 1926 yılında gerçekleşmiştir.[369] Hattın sahibi olan şirket zarar etmeye başlayınca hat 1933’te özelleştirilmiş fakat 1955 yılında tamamen sökülmüştür. 1980 yılında ise geniş hat tarzında yeniden inşa edilmiştir.[369]
Hafif raylı sistem[değiştir | kaynağı değiştir] Ana madde: Samsun tramvay hattı
Raylı sistemin Meydan durağında çekilmiş bir fotoğraf.
Gar ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi arasında yapılan ve 10 Ekim 2010 tarihinde ilk yolcularını alan[371] raylı sistem günde ortalama 90.000 yolcu taşımaktadır.[372] 2013 yılı verilerine göre ise 3 yılda toplam 47.000.000 yolcu taşımıştır.[373] 21 istasyondan oluşan hat 15 kilometre uzunluğunda olup[374] ilerleyen dönemlerde batıda Taflan’a, doğuda ise Tekkeköy’e kadar uzatılması planlanmaktadır.[375][376][377] Ayrıca raylı sistemi beslemesi için şehrin farklı yerlerinde ring hatları kurulmuştur.[378]
Karayolları[değiştir | kaynağı değiştir] Osmanlı döneminde denizyoluyla Samsun’a gelen mallar karayolu ile Basra Körfezi’ne kadar ulaştırılmakta fakat yolların elverişsiz olması dolayısıyla bu yolculuk zor şartlar altında gerçekleşmekteydi.[369] Cumhuriyetin ilk yıllarıyla beraber demiryoluna önem veren devlet 1955 yılında ulaşım politikasını karayoluna ağırlık vermek suretiyle değiştirmiştir. 1955’ten itibaren asfalt karayollarının yapıldığı Samsun’da 1920’den itibaren garaj olarak kullanılan Suluhan yerini 1970’de yeni inşa edilen Samsun Garajı’na bırakmıştır.[369] Fakat zamanla burası da ihtiyaçlara cevap veremez duruma geldiğinden dolayı 2006 yılında Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali inşa edilmiştir ve halen de kullanılmaktadır.[379] Karayolu bağlantılarında bir toplanma noktası olan Samsun’a Türkiye’nin her yerinden ulaşım mümkündür.[252]
2012 yılında hafif raylı sistemin olmadığı bölgelerde bir troleybüs hattı kurulması gündeme gelmiş[380] ancak maliyeti nedeniyle bu projeden vazgeçilmiştir.[381] 2013 yılının sonlarında ise metrobüs hattı kurulması gündeme gelmiş[382] ve bu doğrultuda çalışmalara başlanmıştır.[383]
Havayolları[değiştir | kaynağı değiştir] Samsun’da havayolu taşımacılığının tarihi 1958 yılında Kıranköy Mezarlığı ile Samsun Askerî Hastanesi arasına inşa edilen Samsun Havaalanı’nın hizmete açılmasıyla başlamıştır.[369] 1650 metre uzunluğundaki pistin heyelan tehlikesi altında olması, aletli iniş sisteminin coğrafi koşullardan dolayı yerleştirilememesi nedeniyle[369] bu havaalanı 1998’de yerini Samsun Çarşamba Havalimanı’na bırakmıştır. 15 Aralık 1998 tarihinde hava trafiğine açılan[384] havalimanında ilk tarifeli sefer ise 11 Ocak 1999 tarihinde gerçekleşmiştir.[385]
Günümüzde Samsun’a İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’dan direkt uçuşlar ile ulaşmak mümkündür.[252]
Denizyolları[değiştir | kaynağı değiştir]
Samsunport’un girişinden bir görünüm.
Denizyolu tarihten bu yana Samsun için en önemli gelir kapısı olmuştur. 19. yüzyıla kadar görece Sinop ve Trabzon’un gölgesinde kalan Samsun’un önemi buharlı gemilerin Osmanlı denizlerinde dolaşım izni almasıyla artmıştır. 1911 yılında Türkiye Millî Bankası ile şehre bir liman inşa edilmesi için sözleşme imzalansa da I. Dünya Savaşı’nın çıkması nedeniyle projeye başlanamamıştır.[369]
Cumhuriyet döneminde 3 Ocak 1927’de Resmî Gazete’de yayımlanan kanun ile Samsun’a bir liman inşa edilmesi karara bağlansa da[386] proje yine hayata geçirilememiştir. Şehirde 1954 yılına kadar 8 adet iskeleyle deniz ulaşımı sağlanmaktaydı.[369] 1954’te yapımına başlanan[369] Samsun Limanı 2008 yılında özelleştirilerek Samsunport adını almış[387][388], aynı yıl Yeşilyurt Limanı da hizmete açılmıştır. Günümüzde 2005 yılında hizmete giren Toros Gübre Limanı ile birlikte şehirde 3 ayrı liman vardır. Samsunsport aynı zamanda Karadeniz’in en büyük, Türkiye’nin ise 5. büyük limanıdır.[9]
Ayrıca turistik sahil turları için tahsis edilen Samsunum-1 isimli gezinti gemisi 2013 yılından itibaren seferlerine başlamış ve yaz aylarında çalışmaktadır.[389]
Kardeş şehirler[değiştir | kaynağı değiştir] Kardeş şehir, kentlerin yerel yönetimleri aracılığıyla yabancı ülke şehirleri ile kurdukları resmî dostane ilişkiyi ifade etmekte olan bir terimdir. Kardeş şehir ilişkisi Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından alınan karar ile kurulabilmektedir
Samsun Büyükşehir Belediyesi; kurduğu kardeş şehir ilişkileri ile sosyo-kültürel, ekonomik, eğitim, sağlık, ticaret, turizm, yerel yönetim hizmetleri ve spor gibi konularla tarafları ilgilendiren diğer alanlarda, iki şehrin ilgili birimleri arasında iletişim ve koordinasyonu sağlayarak bilgi/deneyim alışverişi ve işbirliğinin geliştirilmesini amaçlamıştır. Sonuç olarak, iki şehir arasında karşılıklı anlayış, dostluk ve barışın güçlendirilmesi amacıyla; tarihi, kültürel, sosyal ve coğrafi açıdan Samsun ile benzerlikleri olan birçok yabancı şehir ile kardeş şehir antlaşmaları imzalanmıştır.
Samsun’un 4 kıtadan toplam 9 kardeş şehri vardır. 2006 yılında imzalanan anlaşmalarla İskele ve North Little Rock ilk kardeş şehirler olurken son kardeş şehir ise 2013 yılındaki anlaşmayla Donetsk olmuştur
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Sakarya ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları
Sakarya ÇATI, Sakarya ÇATI YAPIMI, Sakarya çatı tamiri, Sakarya çatı aktarma, Sakarya çatı fiyatları, Sakarya çatı firmaları,
Sakarya çatı firması, Sakarya çatı ustası, Sakarya çatı ustaları, Sakarya çatı yapımı ustası, Sakarya çatı tamir ustası, Sakarya çatı montaj,
Sakarya membran çatı, Sakarya şıngıl çatı, Sakarya kiremit çatı, Sakarya pergole çatı, Sakarya sundurma çatı, Sakarya teras çatı,
Sakarya ahşap çatı, Sakarya demir çatı, Sakarya profil çatı, Sakarya çatı izolasyon, Sakarya çatı firması,
UYGUN Çatı Kiremit aktarma Ustası
Önce Bölgeye uygulanacak çalışma için Sakarya ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI Alanında uzman ustalarımız keşif yaparak proje hazırlarlar.Sakarya ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI ustalarımız Analiz yapılan bölgeye gerekli duyulan malzemeyi saptarlar.
Sakarya ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI çalışma yapılacak alanlarda nelere ve İhtiyaç duyulduğu müşteriye paylaşılır,Sakarya Kiremit çattı ustalarımız Tarafından Uygulamaya konulur.
Öncelik olarak Sakarya geneline tüm bölgelerine Türkiye Geneline Sakarya ilinde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI uygulamaları Sakarya ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI sistemleri profesyonel Sakarya çatı ustalarımız tarafında güven ve kalite ilkelerini siz değerli müşterilerinine en ekonomik fiyatlar ile sunmaktadır.Sakarya Kiremit Çatı Ustalarımız Türkiye genelinede hizmet vermektedirler.BİZE ULAŞIN
Talep oluşturmak için bize ulaşın. 0530 153 78 60
Sakarya
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Başlığın diğer anlamları için Sakarya (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
Sakarya
— İl & Büyükşehir —
Sakarya’nın Türkiye’deki konumu
Sakarya’nın Türkiye’deki konumu
Ülke Türkiye
Bölge Marmara Bölgesi
İdari birimler 16 ilçe
Yönetim
– Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu (AK Parti)
– Vali Hüseyin Avni Coş
Yüzölçümü
– Toplam 4,878 km2 (1,9 mi2)
Nüfus (2015)
– Toplam 953,181[1]
– Yoğunluk 190/km² (492,1/sq mi)
Zaman dilimi DAZD (+2)
– Yaz (YSU) DAZD (+3)
Alan kodu (+90) 264
Plaka kodu 54
İnternet sitesi: www.sakarya.bel.tr
Sakarya, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık yirmi ikinci şehri. 2015 yılı sayımına göre 953.181 nüfusa sahiptir. 16 ilçesi vardır.[2] Marmara Bölgesi’nin Çatalca-Kocaeli Bölüm’ünde yer alır.
Sakarya’nın kuzeyinde Karadeniz, batısında Kocaeli, Bursa, doğusunda Düzce ve güneyinde de Bolu ile Bilecik bulunmaktadır. Sakarya Nehri, Sakarya’nın Karasu ilçesinde Karadeniz’e dökülür.
Sakarya’da ekonomisinde tarımın önemli bir yeri vardır. Hendek, Karasu ve Kocaali ilçelerinde fındık yetiştiriciliği mevcuttur.[3] Ayrıca mısır tarımı da yapılmaktadır. Sakarya’da sanayi son zamanlarda gelişmeye başlamıştır. Son yıllarda kurulan sanayi kuruluşları bu sanayileşmeyi daha da artırmıştır. Sakarya, bir milyona yaklaşan toplam nüfusuyla İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Balıkesir’in ardından Marmara Bölgesi’nin en büyük beşinci şehridir.
İçindekiler [gizle]
1 Köken bilimi
2 Tarihçe
2.1 İlk çağlar
2.2 Osmanlı dönemi
2.2.1 Kurtuluş Savaşı
2.3 Cumhuriyet dönemi
2.4 Adaköy’den Sakarya’ya
3 Coğrafya
3.1 Dağlar
3.2 Ovalar
3.3 Akarsular
3.4 Göller
3.5 İklim
3.6 Bitki örtüsü
3.7 Yer bilimi
3.8 Doğal afetler
3.8.1 Deprem
3.8.2 Su baskını olayları
3.8.3 Kıyı erozyonu
4 Nüfus
5 Ekonomi
5.1 Sanayi
5.2 Tarım
5.3 Madencilik
5.4 Elektrik üretimi
6 Kültür
6.1 Müzeler
6.2 Mutfak
6.3 Turizm
6.4 Müzik ve halk oyunları
6.5 Şenlikler ve festivaller
7 Spor
8 Yönetim
9 Eğitim
10 Medya
11 Altyapı
11.1 Ulaşım
11.1.1 Demiryolu
11.1.2 Karayolu
11.1.3 Denizyolu
11.1.3.1 Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi
11.1.4 Havayolu
12 Kardeş şehirler
13 Galeri
14 Ayrıca bakınız
15 Kaynakça
16 Dış bağlantılar
Köken bilimi[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya ili adını; aşağı havzasında bulunduğu, topraklarında Karadeniz’e dökülen ve il topraklarını G-K doğrultusunda ortadan ikiye bölerek kat eden Sakarya Nehrinden alır. Sakarya Nehri’nin ise adını nereden aldığına ilişkin bilgiler Frigler dönemine değin uzanmaktadır. Sakarya adının nereden geldiği ile ilgili görüşler şunlardır[4]:
Eskişehir Çifteler ilçesinin 3 km GD yönünde antik Sangia şehri bulunuyordu. Buradaki kaynaktan çıkan sular önce küçük bir göl haline gelir, sonra akışa geçerek Sakarya Nehrinin kaynağını oluştururlar. Bu antik kentin adının nehre verildiği düşünülmektedir.
MÖ 7. yüzyıla kadar bölgeye hakim olan Frigler kutsal saydıkları nehir tanrıları Sangari adını vermişler. Frig ana tanrıçası Kibele’nin kocası olan Atis’i doğuran Sakarya Nehri’nin kızı Nana’dır. Bu isim önce Sangarios, sonra ise saldırgan manasına gelen Zakharion’a dönüşmüştür.
Başka bir rivayet MÖ 3. ve MS 4. yüzyılları arası yöreye hakim olan Bitinya kraliçesi Sangarius’un adının verildiği şeklindedir.
Sakar Dede adında bir ermiş nehir üzerindeki köprüden geçerken parasız olması sebebiyle hakarete uğrar ve geçirilmez. Keramet gösterir, dua eder, nehrin yönünü değiştirir. Nehre bugün Erenler ilçe sınırlarında türbesi olan bu Sakar Dede’nin adı verilir.
Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
İlk çağlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Bizans İmparatoru Jüstinianus’un 562 yılında yaptırdığı Beşköprü
Anadolu birliğini ilk kuran Hititlerle Sakarya’nın da tarihi başlar. İç karışıklıklar sonucunda bölünen Hititlerden sonra bölgede Frigler hakim olmuştur. Frigya hakimiyeti sona erdiğinde bölge Lidyalıların eline geçmiştir. MÖ 6. yüzyılda Pers İmparatorluğu Lidya Krallığı’nı yıkarak Anadolu’ya hakim olmuştur. Makedonya Kralı Büyük İskender MÖ 4. yüzyılda Persleri yenerek Anadolu’ya hakim oldu. Büyük İskender’in ölümünden sonra Bitinya Kralığı bağımsızlığını ilan ederek Sakarya’nın da bulunduğu bölgede hakimiyetini ilan etti. MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu Bitinya Krallığı’na son vererek bölgeyi topraklarına kattı[5].
Roma İmparatorluğu ikiye bölündüğünde (MS 365), Bitinya bölgesi Bizans İmparatorluğu’na kaldı. İstanbul’u ele geçirmek gayesiyle gelen İslam orduları bölgeyi fethetmişlerdir. Bu hakimiyetler kalıcı olmamıştır. Bölgeye zaman zaman Sasaniler de akınlar düzenlemiştir.
Malazgirt Meydan Muharebesi’nden sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şah Sakarya dahil tüm Anadolu’yu kontrol altına aldı. İznik’in başkent olduğu Türkiye Selçuklu Devleti kuruldu. Birinci Haçlı Seferinde İznik’i terk ederek başkenti Konya’ya taşıdı. Sakarya ahalisi yeniden Bizans’ın kontrolüne girdi.
Yapılan kazılar ve bulguların tarihi bilgileri sayesinde; bölgede MÖ 300 ile 395 yılları arasında başkenti Nikomedia (İzmit) olan Romalıların Bitinya eyaleti bulunmaktaydı[6]. Kandıra, Kaynarca, Hendek, Karapürçek ve Taraklı’da rastlanan bazı bulgularca da bölgenin miladın hemen öncesi ve sonrasında Bitinyalıların egemenliğinde yaşadığı kesinleşmektedir. Bölgede inşa edilen Seyifler, Harmantepe, Tersiye, Paşalar, Çobankale, Mekece kaleleriyle, I. Justinianos’un 562 yılında Sakarya Nehri’nin üzerine yaptırdığı Beşköprü önemli tarihi kalıntılardır.
Osmanlı dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]
1894 yılında Adapazarı’na Çark Deresinden su vermek amacıyla yapılmış çark.
13. yüzyılın sonlarına doğru Konur Alp, bugünkü Adapazarı Havzası’nı fethederek Türk hakimiyetini yeniden sağladı.[7] Orhan Gazi zamanında yapılan bu fetihlere ithafen Sakarya ve çevresinde padişah adına Orhan Camii’ler yapılmıştır. İlk olarak batı Türkistan ve Azerbaycan’dan gelen göçebe Türk boyları buralarda köyler ve kentler kurmuşlardır. Adapazarı, Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü’nden çıkan Çark Suyu arasında kalan yarımada biçimindeki kara parçası üzerinde kurulmuştur. 1563 yılına ait bir vesika ve 1581 yılında Akyazı Ada Kadılığı’na yazılan ve bu yöreden nahiye diye bahseden bir ferman şehrin tarihini anlatan ilk belgelerdendir.[7]
Adapazarı yöresi başkent yakınında olduğu için üretim fazlası her şey İstanbul’a gönderilirdi. Özellikle tarım, hayvancılık ürünleri ve kereste açısından Sakarya çevresi önemliydi. İstanbul, İzmit ve Kefken tersanelerine yakınlığı çevreden çokça kerestenin üretilmesine neden olmuştur[8].
Osmanlı kumandanlarından Karamürsel Alp, Karamürsel’de kurduğu tersanenin kereste ihtiyacını Karasu-Adapazarı arasındaki ormanlardan karşılıyordu. Kereste işlerini takip için Adapazarı’nda Kereste Eminliği kurulmuştu. Elde edilen tomruklar Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e, oradan İstanbul’a Tersane-i Amireye ulaştırılıyordu. Gemi küreği yapım işi Karasu’ya verilmişti. Tomrukların tamamı başkente gönderilmez, Sakarya ağzında (Yeni mahalle) gemi yapım ve onarımı yapılırdı. Sakarya’dan Tophaneye top arabalarının ahşap parçaları hazırlanır ve gönderilirdi[8].
Evliya Çelebi Sakarya yöresinden ağaç denizi olarak bahseder. Yöreyi gezen Fransız kontu A.De. Moustier 1862 yılında şunları yazmıştır: “Adapazarı nehrin kenarında 10.000 kişilik bir kent. Ceviz ağacı bol fakat kesilenlerin yerine yenileri dikilmiyor. Bu gidişle Adapazarı ağaçsız kalacak.” Adapazarı’nda o yıllarda ceviz ağacından tabanca ve tüfek kabzası yapılmaktaydı[8].
İkinci Beyazıt Köprüsü: Osmanlı zamanından kalan köprü tarihi açıdan önemlidir. Geyve ilçesinde Alifuatpaşa kasabasında II. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sakarya Nehri üzerine yapılan köprü 15 gözlüdür, uzunluğu 196,5 genişliği 5,5 metredir.
Kurtuluş Savaşı[değiştir | kaynağı değiştir]
Taraklıdaki tarihi Hanımeli Konağı
Sakarya müzesi; Mustafa Kemal’in Adapazarı ziyaretinde konakladığı ev.
Adapazarı yöresi Kurtuluş Savaşı’na; Ali Fuat Cebesoy, Hasan Cavit Bey, Sırrı Bey, Çerkez Sait Bey, Metozade Hüseyin Bey, Koçzade Mahmut Bey, Abdurrahman Bey, Kaymakam Tahir Bey, Cevat Bey, Kazım Kaptan, Halit Molla ve İpsiz Recep gibi kahramanlarıyla katkıda bulunmuştur[9].
İlçede ilk müfrezeyi kurma görevi Yüzbaşı Ramiz, Yüzbaşı Rauf, Doktor Raik’e verilmiştir. Onlarda Meto Hüseyin ve Mehmet Bey’in katkılarıyla bu görevi yerine getirdiler. Geyve, Hendek ve Adapazarı’nda Kuvay-ı Milliye teşkilatı aynı zamanda kuruldu. Bölgenin önde gelenleri Ankara’ya Mustafa Kemal’e bağlılık telgrafı çektiler[9].
Bölgede Ermeni ve Rum çeteciler ile mücadele için Türk milis güçleri oluştu. Akyazı, Hendek ve Sapanca çevresinde Kazım Kaptan kuvvetleri, Kaynarca yöresinde Halit Molla, Kandıra ve Karasu çevresinde İpsiz Recep, Ermeni ve Rum çeteleri ile mücadele ettiler. Anzavur Ahmet üçüncü ayaklanmasında Adapazarı üzerinden Geyve boğazını ele geçirmek için saldırmış, Çerkez Ethem tarafından bozguna uğratılmışlardır. Hendek’i ele geçiren Anzavur, Ethem tarafından püskürtülmüştür[9].
İzmit’i işgal eden 11. Yunan Tümeni, 24 Mart’ta Sapanca ve Kırkpınar’ı, 25 Mart tarihinde Adapazarı’nı işgal etti. Milli kuvvetler Yunan ilerleyişini durdurmak amacıyla Sakarya Nehri üzerindeki ahşap olan Tavuklar ve Taşlık köprülerini yaktı. Nehri geçen ilk Yunan birlikleri milis güçlerce geri püskürtüldü[9].
Bölgeyi işgalden kurtarmak amacıyla yeni bir kolordu kurulup başına Albay Kasım Bey atandı. Yunan kuvvetleri Bursa’ya doğru çekilmek amacıyla Adapazarı’na toplanmaya başladılar. Çekilme sırasında şehrin yakılmasını önlemek için tedbirler alındı. 21 Haziran sabahı erkenden üç kol halinde Milli kuvvetler Adapazarı’na girdi. Küçük çatışmalarla şehir kurtarıldı. Kazım Kaptan, Osman Kaptan ve Molla Halit güçleri şehirde asayişi sağladı[9].
25 Mart tarihinden, 21 Haziran’a kadar 3 ay süren işgalden kurtuluşu için Sakarya’da 21 Haziran Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır
Cumhuriyet dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya, 1954’te il oldu. 14 Ocak 2000’de çıkarılan 593 sayılı kanun hükmünde kararname[10] ile büyükşehir unvanı kazandı. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 20 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[11] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[12]
Adaköy’den Sakarya’ya[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya idari haritası
1324: Orhan Gazi’nin fethiyle kurulan Ada Karyesi (Adaköy).
16. yy: Ada nahiyesi
18. yy: Ada kazası, Kocaeli vilayetine bağlı.
1868: Adapazarı Belediyesi Kocaeli’ye bağlı ilçe.
1954: Adapazarı merkez ilçesi yeni kurulan Sakarya ilinin merkezi.
2000: Adapazarı Büyükşehir Belediyesi kurulur.
2008: Adapazarı ilçe belediyesi, Sakarya Büyükşehir Belediyesinin alt kademe belediyesi olur. Kentin adı Sakaryadır artık[13].
2014: 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı yasa ile yeni değişiklikler olmuştur. 2014 mahalli idareler genel seçimi sonrasında büyük şehir belediyesi Sakarya il mülki idare sınırlarındaki tüm alanda hizmet vermeye başlanmış, ilin tüm ilçe belediyeleri büyükşehire bağlanmıştır.
Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]
İlin topoğrafyası üç ana kısımda incelenir: 1. Kuzeydeki alçak tepelik alanlar, 2. Orta kısımda Adapazarı ovası düzlüğü, 3. Güneyde engebeli dağlık alanlar. Kuzey Anadolu Fay hattının kuzeyinde olmak üzere, batıdan Kocaeli platosu Sakarya nehrine kadar ilerler. Çam Dağı kütlesi hariç kuzey Kısımlar Kocaeli platosunun devamı durumundadır.
Adapazarı ovası (Akova) Sakarya nehrinin taşıdığı alüvyonlarla oluşmuştur. İzmit körfezi ve Sapanca Gölünün devamı olan Adapazarı ve Düzce ovaları tektonik oluşumlu ovalardır. Ovada 400 metreye kadar alüvyon çökeller yer alır.[14]. İl topraklarının %34’ü ovalar, %44’ü platolar, %22’si dağlar tarafından oluşturulur.
Dağlar[değiştir | kaynağı değiştir] Samanlı Dağları, Bolu dağlarının devamı olarak il topraklarından Marmara denizine kadar uzanır. Köroğlu dağları ile Samanlı dağlarını birbirinden Geyve Boğazı ayırır. Çok yüksek olmayan Samanlı dağları İzmit körfezi ile Gemlik körfezi arasında uzanır. İlin en yüksek dorukları Keremali Dağı (1543 m) ve Karadağ’dır(1467 m).
Keremali Dağı: 1543 m ile ilin en yüksek dağıdır. Hendek ile Akyazı arasında bulunur. Zirvesinde yaylalar ve Keremali türbesi bulunur.
Çam Dağı: Düzce ovasında kesintiye uğrayan Akçakoca ve Bolu Dağlarının il topraklarındaki uzantısıdır. Hendek, Karasu, Kocaali ilçeleri arasında yer alır. Ortalama 880 m olan yüksekliği Fındıklıtepe’de 900m’yi bulur.
İlde başka dağlık alan yoktur. Kocaeli platosu üzerindeki tepelikler en fazla 250 metreye kadar çıkarlar.
Yaylalar: İldeki Samanlı dağları, Karadağ, Oflak Dağı ve Keremali dağı üzerinde yer alan yaylalar şunlardır: Dikmen Yaylası (Hendek), Çiğdem Yaylası (Hendek), Turnalık Yaylası (Hendek), Keremali Yaylası (Akyazı), Sultanpınar Yaylası (Akyazı), Karagöl Yaylası (Taraklı), Soğucak Yaylası (Sapanca).
Ovalar[değiştir | kaynağı değiştir] Adapazarı Ovası, Akova da denilen alan Sakarya nehrinin biriktirdiği verimli alüvyonlarla kaplıdır. 620 km² büyüklüğüyle Marmara’nın büyük ovalarındandır. Ova, Sakarya ekonomisine önemli katkı sağlar. Yaklaşık 30 m yüksekliğe sahiptir ve merkezi kısmına Sakarya şehri kurulmuştur. Mısır, şeker pancarı, buğday, kabak, patates ekimi yapılır.
Pamukova, Sakarya nehrinin Adapazarı ovasından önce, Geyve boğazının güneyinde oluşturduğu, 170 km² büyüklüğündeki ovadır. Akdeniz iklimi etkisi altındaki ovada çoğunlukla meyvecilik ve sebzecilik yapılır. Sakarya’nın içinden aktığı ovada sulanan tarlalarda; buğday, şeker pancarı, soğan, salçalık biber, domates, bağ, ayva ,şeftali, çilek, armut yetiştirilir.[15]
Söğütlü Ovası, 30 km uzunluk 20 km genişliğindeki ova ilin en çukur kısmıdır. Sakarya sık taşkın yapar, yeraltı suyu seviyesi de yüksektir. Ova dranaj kanalları açıldıktan sonra tamamen kullanılmaya başlanmıştır.
Akarsular[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya, Kocaali, Maden Deresi şelalesi,
Sakarya Nehri: Kaynağını Eskişehir topraklarından alan nehrin uzunluğu 824 km’dir. İl sınırlarında 159 km’lik kısmı yer alır. Sakarya merkezin 4 km doğusundan geçen nehir önce Mudurnu Çayını, Seyifler Kalesi yanında Çark suyunu alır, Karasu Yenimahalle’den Karadeniz’e dökülür.
Çark Suyu: Sapanca Gölünün fazla sularını taşıyan Çark 45 km uzunluğundadır. Sapanca gölünden doğar, Ferizli-Seyifler köyünde Sakarya Nehri ile birleşir. Son yıllarda Sapanca Gölünün suları insan faaliyetleri amacıyla yoğun kullanıldığı için fazla bir akışı yoktur. Belediyenin akışı sağlamak amacıyla Sakarya Nehrinden su taşıma projesi gerçekleşmiş, Kent içindeki Çark deresi çorak görünümden kurtulmuştur[16].
Dinsiz Çayı: Mudurnu çayının koludur, uzunluğu 34 km’dir. Hendek sınırlarından doğar, Fabrika dere, Balıklı dere, Bıçkıdere ve Gürcüdere’yi alarak Mudurnu Çayıyla birleşir.
Mudurnu Çayı: Ardıç dağının güney yamaçlarından doğar, Bolatça Çayı ve Dinsiz çayını alarak Hendek’te Sakarya Nehri ile birleşir.
Darıçayırı Deresi: Hendek’in Kocadöngel Köyünden bu isimle doğar, Darıçayırı (Karasu) beldesinden geçtikten sonra Tuzla Mahallesinde Sakarya ile birleşir.
Maden Deresi: Çamdağının Hendek kısmından doğar, Kuzeye doğru akışa geçer. Uzunluğu 30 km olan Maden Deresinin aşağı kısmında oluşan kanyon vadi özellikle yazın turist çeker.
Melen Çayı: Yığılca’dan Küçük Melen olarak doğar, Efteni Gölüne döküldükten sonra diğer kollarını alarak gölden Büyük Melen adıyla çıkar. Efteni Gölüne kadar 61 km, gölden sonra 63 km uzunluğundadır. 30 km’si Düzce-Sakarya sınırını oluşturan çay, Melenağzı köyünde Karadeniz’e ulaşır. Cumayeri Dokuzdeğirmen köyü ile Kocaali Beyler Köyü arasında 12 km’lik kısmında rafting yapılmaktadır. Üzerinde Melen Barajı yapılmakta olan çaydan Büyük Melen Projesi ile İstanbul’a içme suyu gönderilmektedir.
Göller[değiştir | kaynağı değiştir]
Sapanca Gölünün K-G yönlü hava fotoğrafı.
Acarlar Longozu
Sapanca Gölü: Sakarya ile Kocaeli illeri arasında uzanan tektonik oluşumlu tatlı su gölüdür. Kuzey Anadolu Fay Hattı etkisiyle oluşan göl,16 km uzunluk, 5 km genişliğe sahiptir. Denizden yüksekliği 33 m olan gölün en derin yeri 53 m, ortalama derinliği 36 m’dir. Göl suları Kocaeli’de sanayide, Sakarya’da içme suyu olarak kullanılmaktadır.
Acarlar Longozu: Karasu ve Kaynarca ilçeleri sınırlarında yer alan kıyı set gölüdür. Uzunluğu 7,5 km, genişliği 0,9 km olan göl, 1976’da Yaban hayatı Koruma sahası, 2004 yılında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilan edilmiştir. Doğası, bitki ve kuş türleriyle ziyaretçi çekmektedir.
Taşkısığı Gölü, (Çaltıcak Gölü), Sakarya ili, Adapazarı ilçesi sınırlarında yer alır. Yüzölçümü 90 hektar olan gölün suları tatlıdır. Göl yakınlarına doğalgaz çevrim santrali yer alır.
Poyrazlar Gölü: Sakarya kent merkezinde 7–8 km uzaklıkta, Karasu yolu üzerindedir. Sakarya nehrinin biriktirdiği alüvyonlar sebebiyle oluşmuş alüvyal set gölüdür. Doğal sit alanı olan göl çevresi mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
Akgöl: Karasu ve Ferizli ilçeleri arasında kalan alüvyal set gölüdür. Balık açısından zengin olan gölün kıyılarından torf çıkarılır. Fazla sularını Sakarya nehrine boşaltır.
Küçük Akgöl: Sakarya merkezin 12 km kadar uzakta eski Karasu yolu üzerindedir. Doğal ormanlarla çevrilidir.
Küçükboğaz gölü: Karasu-Kocaali yolu üzerinde oluşmuş kıyı set gölüdür. Çevresi mesire yeri olarak değerlendirilir.
Gökçeören Gölü: 25 ha alana sahip olan göl, merkezin 7–8 km KB yönünde yer almaktaydı. Fazla derin olmayan ve kışın genişleyip yazın çekilen göl 1967 yılında kurutularak tarım arazisine çevrilmiştir.
İklim[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya ilinin Karadeniz kıyılarında Türkiye’de Karadeniz iklimi , güney kısmında Marmara tipi Akdeniz iklimi etkilidir. Kuzeyde Fındık yetiştirilirken, güney ilçelerinde bir kısmı zeytin bahçesi olan meyve bahçeleri yaygın olması bunun göstergesidir. İl merkezinin güneyinde yer alan Samanlı dağları ve Keremali dağları Karadeniz iklim etkisinin güneye ulaşmasına engel olur. İlin güney bölümüne İznik Gölü yönünden Akdeniz hava kütleleri ulaşır. Yağış Kuzeyden güneye doğru azalır: Karasu’da 1000 mm, Merkezde 840 mm, Geyve’de 600 mm’ye düşer. Hakim rüzgar yönü KKB’dır. Bağıl nem ortalaması %72’dir [17]. Yıllık sıcaklık ortalaması 14,2 °C’dir. Ocak ayının fazla soğuk olmaması (5.9 °C), Temmuz sıcaklıklarının yüksek olamaması (23.3 °C), yıllık sıcaklık farkının düşük olması (17.4 °C), Karadeniz iklimi etkisindendir. Yağışın mevsimlere dağılışı: %31 kışın, %26 sonbahar, %22 ilkbahar, %21 yaz. Bu dağılım Karadeniz yağış rejiminin özeliklerini yansıtır. Yağışın %95,9’u normal, %3,7’si sağanak şeklindedir. Yıllın 133 günü yağışlıdır[18].
[gizle]Nuvola apps kweather.svg Sakarya iklimi Weather-rain-thunderstorm.svgAylar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Yıl
En yüksek sıcaklık rekoru, °C 24,2 27,1 34,0 38,0 38,0 40,4 44,0 41,8 38,6 38,6 30,2 28,5 44,0
Ortalama en yüksek sıcaklık, °C 9,7 10,9 13,6 18,8 23,4 27,5 29,3 29,4 26,2 21,2 16,6 11,9 19,8
Ortalama sıcaklık, °C 6,1 6,6 8,5 12,9 17,4 21,5 23,4 23,2 19,5 15,4 11,5 8,2 14,5
Ortalama en düşük sıcaklık, °C 2,9 3,1 4,4 8,1 12,1 15,7 17,8 17,8 14,3 10,9 7,4 4,9 9,9
En düşük sıcaklık rekoru, °C −14,5 −13,5 −7,3 −2,4 2,0 6,1 8,7 7,8 5,4 −0,6 −6,6 −9,1 −14,5
Ortalama yağış, mm 93,6 75,4 75,9 59,1 49,9 69,6 48,6 45,2 54,0 79,6 77,8 105,9 834,6
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü[19] Bitki örtüsü[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya’da iklimin etkisiyle nemcil Karadeniz Ormanları hakimdir. İl topraklarının %37’si (179.516,5 ha) korunmuş, %5’i (23.191,5 ha) bozulmuş olmak üzere %42’si (202.708,0 ha) orman alanıdır[20]. Ağaç türlerinden; kayın, gürgen, meşe, dişbudak, kestane, ıhlamur, kavak, kızılağaç, bulunur. Ağaççık ve çalı türlerinden; taflan, defne, üvez, kızılcık, ormangülü, şimşir, yabani fındık, mürver, kocayemiş bulunur. Orman alanının dışında azda olsa makiler bulunur. Maki türlerinden; kocayemiş, şimşir, akdiken, ardıç, çobanpüskülü, kermez meşesi, böğürtlen, dikenli mersin, ayı üzümü ve ormangülü yetişir[17].
Sakarya ormanlarında yaban hayvanlarından; geyik, karaca, ayı, kurt, domuz, tilki, çakal, sansar, porsuk, tavşan, sülün, keklik, bıldırcın, üveyik, güvercin, sığırcık, kirpi, saksağan, şahin, doğan, baykuş, yaban kazı, ördek yaşar.
Yer bilimi[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya’da kuzey-güney doğrultuda; Batı Pontid, Armutlu-Almacık-Arkotdağ ile Sakarya zonu birimleri bulunur. Batı Pontid zonunda; Paleozoyik, Permo-Triyas, Genç Kampaniyen-Orta Eosen yaşlı kırıntılar, karbonatlar, volkanitler bulunur. Bu zamanlarda oluşan kaya gurupları açısal uyumsuzlukla sıralanırlar. Gurupların temeli Ordovisyen zamanlı sığ deniz, delta çökelleri (Kocadöngel formasyonu), bunun üzerinde akarsu çökelleri (Kurtköy formasyonu) ile sığ deniz çökeli olan kumtaşı şeyller oluşturur. Ferizli formasyonu yoğun demir mineralleri bulunan lagün-şelf çökellerini temsil eden karbonat ve kırıntılardan oluşur. Tüm birimler miyosen yaşlı bazalt, Pliyosen yaşlı kırıntılar, yamaç molozu ile alüvyonlarla örtülüdür[21].
İlde 1. jeolojik zamandaki Hersiniyen dağ oluşumu ve 3. zamandaki Alpin Orojenezi etkili olmuştur. Hersiniyen kıvrımları Devoniyen ve Silüriyen tortulları üzerinde gerçekleşmiştir. Güneyde metamorfizma oluşmuş, kuzeyde metamorfizma çok az görülmüştür[22].
İl genelinde Alp orojenezi Kuaternere kadar sürmüştür. Tektonik etkilerle Adapazarı Ovası çökmüş, Kuzey Anadolu Fayı bu devirde oluşmuştur. Fayın güneyindeki bloklar çökmüş, kuzey taraflar yükselmiştir. Fay hareketleri neticesinde Adapazarı ovası sürekli çökmekte olan sübsidans havza haline gelmiştir[22]. İzmit körfezinden Hendek’e kadar devam eden geniş düzlük alan nehir çökelleriyle kaplıdır. Sakarya merkez, Sakarya Nehri, Çark Suyu, Mudurnu Çayı, Uludere’nin getirdiği bu nehir çökelleri üzerinde kurulmuştur. Adapazarı Ovasının kuzey kenarlarında dik kenarlı tepeler başlar. Ovanın güney ve kuzeyinde bulunan aynı seviyedeki tabakaların yaş ve yapılarının farklı olması ovanın tektonik çöküntü alanı (graben) olduğunun göstergesidir[22].
Doğal afetler[değiştir | kaynağı değiştir]
1999 Gölcük depremi sonucu oluşmuş yer kırığı
Deprem[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer aldığı için 1. derece deprem bölgesidir. Arazinin genç nehir çökellerinden oluşur ve yeraltı suyu seviyesi yüksektir. Bu iki olgu zemin sıvılaşmasına neden olmakta ve depremin etkisini artırmaktadır[22]. Tarihte önemli depremlerden zarar görmüştür[23]:
1943 Hendek Depremi[24]: 6.6 Mw şiddetindeki deprem 360 kişinin ölmesine yol açmıştır. Adapazarı bu depremde önemli ölçüde zarar görmüştür.
1957 Abant Depremi: Sakarya’yı da etkileyen 7,1 Mw şiddetindeki deprem 26 Mayıs saat 08:33’te oluşmuştur
1967 Akyazı Depremi: 30.07.1967 tarihinde merkez üssü Akyazı olan depremin şiddeti 6.0’Mwdır.
1967 Mudurnu Depremi: Merkez üssü Mudurnu olmasına rağmen en fazla zararı Adapazarı’na verdiği için 1967 Sakarya Depremi olarak bilinir. 22 Temmuz Cumartesi günü 18:58’de 6.8 Mw büyüklüğündeki depremin yıkıcı etkisi Mercalli şiddet ölçeği VIII-IX derecedir. Deprem İzmit, Ankara, Eskişehir, Bolu ve İstanbul’da hissedildi[25][26].
1999 Gölcük depremi: 17 Ağustos 1999 sabahı, 03:02’de gerçekleşen, Kocaeli/Gölcük merkezli Richter ölçeğine göre 7,5 Mw büyüklüğünde gerçekleşen depremdir. Deprem tüm Marmara’da olduğu gibi Sakarya’da da büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur[27].
1999 Düzce depremi: 1999 Düzce Depremi, 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57’de 7.2 Mw ve merkez üssü Düzce olan 30 saniye süren deprem Sakarya’da etkili olmuştur. 1999 Gölcük depreminden yaklaşık dört ay sonra olması özellikle hasarlı yapıların yıkılmasına neden olmuştur.
2000 Akyazı Depremi: 23 Ağustos 2000 tarihinde, 5.2 Mw şiddetinde, 1999 Gölcük depreminin artçısı olduğu düşünülen depremdir. Deprem dış merkezi fazla yerleşimin olmadığı alanda bulunduğundan zararı olmamıştır[28].
Su baskını olayları[değiştir | kaynağı değiştir]
İlde yer alan Sakarya Nehri, Mudurnu Çayı, Darıçayırı Deresi, gibi akarsular zaman zaman taşkınlara neden olmaktadır. Ani sağanak yağış ve kar erimelerinde seller oluşmaktadır[29][30]
Kıyı erozyonu[değiştir | kaynağı değiştir] Özellikle son yıllarda Karasu limanı yapımında sora Karasu sahilinde dar bir kıyı şeridinde şiddetli olarak görülmektedir. Liman yapımından sonra[31] kıyı kenar çizgisi içine yapılmış evler yıkıldı[32]. Bu süreçte kıyının 100 metreye yakın gerilediği tespit edilmiştir. Önlem olarak önce kıyıya dik mendirekler yapıldı[33]. Fayda etmediği görülünce yeni bir kararla kıyıya paralel açıkta mendirekler yapılmaya başlandı. Kararı alınan 27 mendirekten 7’si yapıldı, yapılanların erozyonu durdurduğu görüldü[34][35].
Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya bölgesi 19. yy boyunca üç büyük savaşın sebep olduğu muhacir akınına uğramıştır. 1853-56 Kırım savaşı, Şeyh Şamil’in mücadelesi 1850-1860 Kafkas Savaşı, 1877-78 Osmanlı-Rus harbi Sakarya’nın bağlı bulunduğu İzmit mutasarrıflığına yoğun göçe sebep olmuştur[36].
Sakarya ilinde demografik yapısı şu unsurlardan oluşmaktadır: Yerli halktan Manavlar, Yörükler, Kafkasya halklarından; Çerkesler, Abhazlar, Acaralı Gürcü, Mohti Lazlar, Hemşinliler,Kırım Tatarları, Balkanlar ve Rumeli göçmenleri; Boşnak, Arnavut, Pomak, Sırp ve Bulgaristan ile Yunanistan’dan göçen Muhacirler. Doğu Karadeniz’den gelen Karadenizliler, Abdallar, Romanlar, az miktar da olsa Rum, Ermeni, Arap bulunmaktadır. Hemen tamamını Müslüman nüfusun oluşturduğu halkın; %93.1 Hanifi, %3.6 Alevi, %3.3 Şafii mezhebine mensuptur[37].
Nüfusun ilk yerleştirilmesi sırasında zorunlu iskân siyaseti uygulanmıştır. Farklı etnik guruplar karışık yerleştirilmiştir. Daha sonra bu siyaset terk edilse de, yeni muhacirler yakınlarının yanlarına yerleştiklerinden, kendi kültürlerini yaşamış, bir bütünleşme gerçekleşmemiştir. 1950’li yıllardan sonra Sakarya’nın gelişen ulusal ulaşım ağının üzerinde bulunması, köyden kente göç, şehir merkezlerinde yeni iş alanlarının oluşması bütünleşmeyi başlatmıştır. 1999 depremi Sakaryalıların bütünleşmesinde yeni bir ivme kazandırmıştır. Taraklı, Geyve, Pamukova ve Kaynarca’da muhacirlerin fazla olmaması geleneksel Manav kültürünün değişmeden zamanımıza kadar gelmesini sağlamıştır[37].
Çok kültürlü yapı; yemek kültürü, evlenme, ölüm, sünnet törenlerinde, halk oyunlarında, geleneksel el sanatlarında kendini gösterir. İlde yapılan dokuz yüzden fazla yemek türü bu çeşitliliğin bir başka göstergesidir.
Çerkes, Abhaz, Acaralı Gürcü, Hemşinli, Boşnak, Arnavut, Tatar, Roman, Arap, Balkan Muhacirleri zorunlu dış göçle Sakarya’ya gelmişlerdir. Sınırları Osmanlı Devleti olarak düşünüldüğünde bu göçler iç göçe daha çok benzer. Türkiye sınırları dışından gelenlerin bazıları önce başka illere yerleşmiş, daha sonra Sakarya’ya gelmiş nüfustan oluşur.
Sakarya’daki göçlerin bir kısmı ise güncel mevsimlik iç göç olayıdır. Çoğunlukla fındık tarımının yapıldığı Karasu, Kocaali, Akyazı ve Hendek gibi ilçeler bu göçe muhataptır. Mevsimlik tarım işçilerinin çoğunluğu Güneydoğu Anadoludan fındık hasadında çalışmaya gelirler.
Yerleşme amaçlı güncel göçlerden de Sakarya kendine düşen payı almaktadır. 1950’lerde başlayan iç göç, doğudan batıya, iç bölgelerden kıyılara doğrudur. Sakarya’da gelişen sanayisi ve verimli topraklarıyla göçmen çekmektedir.
2007 rakamlarına göre il nüfusu; %40 Manav, %21 Karadeniz Türkmenleri, %9 Balkan ve Rumeli Türkleri, %7 Gürcü, %5 Laz, %4 Kürt, %2 Abhaz, %1 oranında Çerkez, Roman, Boşnak, Arnavut, Yörük kültürüne sahip nüfustan oluşur[37].
Sakarya il nüfus bilgileri
Yıl Toplam Sıra Fark Şehir – Kır
1965[38] 404.078 34
%31 124.936279.142 %69
1970[39] 459.052 32 %14Dark Green Arrow Up.svg
%33 152.277306.775 %67
1975[40] 495.649 32 %8Dark Green Arrow Up.svg
%35 172.210323.439 %65
1980[41] 548.747 32 %11Dark Green Arrow Up.svg
%36 195.069353.678 %64
1985[42] 610.500 31 %11Dark Green Arrow Up.svg
%37 227.625382.875 %63
1990[43] 683.061 29 %12Dark Green Arrow Up.svg
%44 297.759385.302 %56
2000[44] 756.168 28 %11Dark Green Arrow Up.svg
%61 459.824296.344 %39
2007[45] 835.222 22 %10Dark Green Arrow Up.svg
%71 594.114241.108 %29
2008 851.292 22 %2Dark Green Arrow Up.svg
%73 622.046229.246 %27
2009[46] 861.570 22 %1Dark Green Arrow Up.svg
%73 633.158228.412 %27
2010[47] 872.872 22 %1Dark Green Arrow Up.svg
%74 646.899225.973 %26
2011[48] 888.556 22 %2Dark Green Arrow Up.svg
%75 664.813223.743 %25
2012[49] 902.267 22 %2Dark Green Arrow Up.svg
%75 680.637221.630 %25
2013[50] 917.373 22 %2Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
2014[51] 932.706 22 %2Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
2015[52] 953.181 22 %2Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya’da ekonomik sektörlerin GSMH’ye katkıları.
Sakarya, 1987-1998 yılları arasında Türkiye’nin refah düzeyi artan illeri içinde yer almıştır. Kaldı ki bu gelişme istatistikleri Sakarya’da her yıl üretilen, Gayri Safi Milli Hasıla’yı tam anlamıyla yansıtmamaktadır. Sakarya’da faaliyet gösteren ve büyük çaptaki firmalarımız Türkiye’nin en büyük 500 kuruluşu içinde yer almaktadır. İlimizde üretim yapan dev kuruluşların (Otoyol, Toprak Grubu, Pilsa, Yazakisa, Goodyear, Noksel) yönetim merkezleri Sakarya’da olmadığından, ürettikleri GSMH’ler İlin yıllık üretim değerleri içinde görülmemektedir.
Sakarya’da 2012 yılında ekonominin sektörel dağılımı şu şekildedir:Tarım:%17, sanayi:%24, hizmetler:%59.[17]
Sakarya’da (2012) milli gelir 14.064 $, istihdam oranı %47.7, işsizlik %10.2’dir. Sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre Türkiye 18.si, Kişi başına düşen GSYİH sıralamasında 33.dür. Türkiye GSYİH içinde 1.1’lik paya sahiptir.[8] 2013 yılında %26 ile ihracatını en fazla artıran il olarak, 1 milyar$ üzerinde ihracat yapan iller arasına katılmıştır. Sakarya en fazla ihracat yapan 9. şehir olmuştur.[53] 2012 verilerine göre 1.8 milyar ihracat, 1.1 milyar dolar ithalat yapılmıştır. 2012 için ihracatın ithalatı karşılama oranı %159 oranında gerçekleşimiş, böylece il aldıklarından daha fazlasını yurt dışına satmıştır.[17]
Sanayi[değiştir | kaynağı değiştir]
Önde Serdivan AVM, arkada şehrin büyümesiyle yerleşim alanı içinde kalmış Adapazarı Şeker Fabrikası
Sanayi faaliyet kolunun il ekonomisine katkısı %25 oranındadır[54]. Günümüzde sanayi yatırımlarını teşvik, düzenli şehirleşme ve istihdam sorunlarını çözümlemeye yönelik etkili bir kalkınma aracı olarak görülen Organize Sanayi Bölgesi kurulması çalışmaları 1976 yılından itibaren Sakarya’da devam eden Organize Sanayi Bölgesi 1993 yılında nihayet bulmuştur.
Sakarya’da son yıllarda özellikle otomotiv, tekstil ve gıda sektörlerinde büyük gelişmeler yaşanmıştır. Bu sektörlerde önümüzdeki yıllarda da hızlı bir büyüme beklemekteyiz. Otomotiv devi olan Toyota, Otoyol, Otokar ve Tırsan firmalarının önemli yatırımlarını ilimizde yapmaları, beraberinde ilimiz otomotiv yan sanayi üreticilerinin de hızla büyümelerini sağlayacaktır.
Gıda sektöründe özellikle Süt ürünleri ve Tavukçuluk alanında önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Ülker grubunun Pamukova ve Akyazı ilçelerinde, Şenpiliç A.Ş. Geyve ilçesinde, Köy-tür A.Ş. Kaynarca ilçesinde yapmış olduğu yatırımlar İlimizde mevcut diğer üreticiler için de bir ivme kazandırmıştır.
Tekstil sektöründe de son yıllarda İlimizde önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Bunun en önemli sebeplerinin başında Sakarya’nın Tekstilin önemli merkezleri olan İstanbul ve Bursa illerine olan yakınlığıdır.
Sakarya, otomotiv ve yan sanayi, tekstil, gıda, orman ürünleri, elektrik-elektronik, yapı-inşaat malzemeleri, süs bitkiciliği gibi alanlarda yatırıma uygun konumu ile Türkiye’nin önemli bir yatırım merkezidir.
Sakarya’da kamunun da önemli yatırımları bulunmaktadır. TÜVASAŞ, Tank-Palet fabrikası, Şeker fabrikası, EBK kombinası ve TZDK bu açıdan önemlidir. 2012 yılında İSO’nun açıkladığı ilk 500 arasında Sakarya’da üretim yapan 14 firma yer almıştır. Bu firmalar ve ilk 500 listesindeki sıralamaları şöyledir: Toyota 29, Ak gıda 43, Otokar 87, Şenpiliç 96, Asaş alüminyum 154, Federel-Mogul 176, Tırsan 178, Yazaki otomotiv 220, Durak fındık 242, B-plas plastik 305, Balsu 342, Sırmagrup 362, Tüvasaş 375, Çamsan ağaç 400.
TÜVASAŞ: Vagon üretiminde Türkiye açısından önemli bir yerdedir. Son zamanlarda TCDD, Marmaray, Irak Demiryolları, Bulgaristan Demiryolları için üretimler yapılmıştır. Sakarya Et Kombinası Marmara’da üretim ve pazarlama yapan tek EBK kombinasıdır. Günlük 360 büyükbaş, 2600 küçükbaş kesme kapasitesine sahiptir.
Adapazarı Şeker Fabrikası: 1999 Marmara depreminden sonra bir süre çalışmamış, modernize edildikten sonra 2006’da Pancar ekicileri kooperatifine devredilerek yeniden üretime başlamıştı. Ancak kredi borçlarından dolayı fabrikayı 2012 Eylül ayında Bank Asya devralmıştır. Ülker Grubu ile Bank Asya, fabrikanın %98,8 hisse ve fabrikaya ait taşınmazları, alacak ve borçların mahsup edilmesi kaydıyla 182 milyon ₺’ye Yıldız Holding’e satılması için sözleşme imzalandı[55]. Yıldız Holding Adapazarı çevresinde yeterli ham madde temin edemediği gerekçesiyle fabrikayı Afyona taşımayı hedeflemektedir[56].
Başak Traktör: 1915’te Adapazarı Araba Fabrikası olarak açılmış, sonrasında Türkiye Zirai Donatım Kurumuna bağlı traktör fabrikasına dönüştürülmüştür.[57] 1944 yılında TZDK’ye devredilen fabrika özelleştirildiği 2003 yılına kadar Türk çiftçisine traktör üretmiştir. 2003 ylında özelleşen firma 2012 yılında Sanko Holdinge satılmıştır. Fabrika Başak Traktör markasıyla helen yerli traktör üretimine devam etmektedir.[58]
Türk Traktör: Firmanın Ankara’da bulunan üretim üssünden sonra açtığı ikinci fabrikasıdır. Erenler’de 222 bin m² açık, 68 bin m² kapalı alanda kuruludur.[59]
Tank-Palet Fabrikası: 1967 yılından itibaren Türk ordusuna hizmet vermektedir. Fabrika, 1973 yılında Palet Yenileme Atölyesi ile hizmete başlanmıştır. 1974 yılında ise Tank Yenileştirme Atölyesi ve Motor-Transmisyon Atölyesi işletmeye alınmıştır. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki tüm paletli araçları kapsayacak şekilde, araç yenileştirme ve bu araçlara ait motor, transmisiyon, optik aksam ve paletleri yenileştirmek, söz konusu araçları modernize etmek ve ayrıca yenileştirme ve modernizasyon için gerekli olan her türlü yedek parçayı imal ve tedarik etmektir.
Tırsan: 1977 yılında otomotiv sektörüne yönelik olarak kurulmuştur. İngiliz, Fransız, Alman ve Hollandalı şirketlerle ortak çalışmalar yaptı. Almanya’da treyler fabrikası açtı. Birer adet Alman ve Hollandalı şirketi satın aldı. Sakarya fabrikasında 1060 kişinin çalıştığı şirket 48 ülkeye ihracat yapmaktadır.
Şen piliç: Sakarya Söğütlü’de 800 işçinin çalıştığı kesimhanesi bulunur. Anlaşmalı 450 çiftçiye fason üretim yaptırmaktadır. İç pazarın dışında Libya, İran, Irak ve Azerbaycan’a ihracat yapmaktadır.
Ak gıda: Ülker’in bağlı olduğu Yıldız Holdingin gıda firmasıdır. Akyazı ve Pamukova’da üretim yapmaktadır.
Otokar: Koç Holdinge ait firma Sakarya merkez ilçelerden Arifiye’deki fabrikasında üretime devam etmektedir. Otobüs, kamyon, treyler, savunma sanayi araçları üretmektedir. Savunma sanayinde taktik tekerlekli araçlar ve taktik tekerlekli ve paletli zırhlı araçlar üretmektedir. Otokar, Türkiye’nin milli ana muharebe tankı Altay’ın Tasarım ve Prototip Üretimi Projesinde ana yüklenicidir.
Goodyear: Sakarya’da kurulu lastik fabrikası. 1964 yılında Vehbi Koç’un Uniroyal ortaklığı ile temellerini attığı fabrikadır[60]. 1986 yılında Uniroyal ile Goodyear’ın birleşmesiyle fabrika Goodyear’a geçmiştir[61]. Arifiye’de, Justinyen köprüsü ve Otoyol fabrikasına komşu olan işletmede 600 işçi çalışmaktadır. 22 ülkede 52 fabrikada üretim yapan şirket, Türkiye’de İzmit ve Sakarya fabrikalarından yıllık 650 milyon dolarlık ihracat yapmaktadır[62].
ASAŞ Alüminyum: Akyazıda kurulu firma alüminyumda önemli üretici ve ihracatçı firmalardandır.
Federal-Mogul: Sapanca’da dünyanın ünlü otomobilleri için segman ve silindir gömleği üretmektedir.
Yazaki Otomotiv: Yazaki-Sabancı ortaklığı ile Akyazı Kuzuluk’ta otomotiv kablo demeti üretimi yapmaktadır.
Sakarya’da faal olan üç organize sanayi bölgesinde, 773 hektar üzerinde 133 tesis kuruludur. Bu tesislerde 13.800 kişi çalışmaktadır. Sakarya 1. organize sanayi bölgesi Adapazarı ilçesi Hanlı beldesinde otaban kenarında kurulmuştur. 161 hektar alanda 1993 yılında faaliyete başlamıştır. II. organize sanayi bölgesi Hendek ilinde, 350 hektarlık alan üzerinde 1997 yılında kurulmuştur. III. sanayi bölgesi 1999 yılında 254 hektar alan üzerinde Söğütlü ilçesinde kurulmuştur. Karasu ve Ferizli OSB inşaatları halen devam etmektedir. Kaynarca OSB’nin fizibilite çalışmaları tamamlanmış, inşaatı henüz başlamamıştır. Sakarya’da ayrıca 10’u faal, 1’i inşa halinde 11 Küçük Sanayi Sitesi bulunmaktadır.[8]
Tarım[değiştir | kaynağı değiştir]
Sapanca ve Arifiyede çicek ve fide yetiştiriciliği gelişmiştir.
Sakarya il topraklarının %50’si tarım alanı, %42’si orman ve fundalık, %2’si çayır-mera, %6’sı tarım dışı alandır. İlde %50’lik tarım arazilerinin kullanımı şu şekilde gerçekleşir. Tarla arazisi: %43.3, Fındıklık: %28.2, Kavak: %4.3, sebze bahçesi: %3.4, meyve bahçesi: %2.8, bağ: %1.6, zeytin: %0.2, diğerleri: %17.3. Tarım faaliyet kolunda il ekonomisine %51 ile hayvansal üretimin katkısı en fazladır. Meyve üretimi %29.2, tarla bitkileri %13.6, sebze üretimi %5.9, su ürünleri %0.3 oranında tarımsal ekonomiyi oluşturur.
2012 yılı verilerine göre ilde; 170.000 büyük baş, 60.000 küçükbaş, 19.900.000 kanatlı yetiştirilmektedir. 549 arıcı 47.583 kovanda arıcılık yaparak yaklaşık 1000 ton bal üretmiştir. 22 adet olan Alabalık işletmelerinde üretim kapasitesi 737 ton/yıldır.
Türkiye’de tarımın GSMH’ye katkısı %8.1 iken, Sakarya’da bu oran %17 ile oldukça yüksektir. İl topraklarında güney ilçelerde sebze-meyve, orta kesimlerde mısır gibi tarla üretimi ve sebzecilik, kuzey ilçelerde fındıkçılık yaygındır.
Madencilik[değiştir | kaynağı değiştir] Demir: Karasu, Ferizli ilçeleri sınırları içinde Çam Dağında demir madenine rastlanmıştır. Bu alandan bir miktar üretim yapılmıştır[63].
Kurşun, çinko, bakır: Çam Dağı bu madenler açısından önemli potansiyel barındırır. Osmanlı devletinin son yıllarında Maden Deresinde gümüşlü kurşun üreten Fransız firma ya ait kalıntılar bulunmaktadır[64].
Mermer: Merkez, Sapanca ve Akyazı ilçelerinde mermer yatakları bulunur. Harmantepe köyü çevresindeki maden yataklarında menekşe rengi ve koyu kırmızı mermerler çıkarılır. Akyazı Dokurcun çevresinde siyah mermer yatakları bulunur. Adapazarı Taşkısığı köyünde siyah mermer çıkarılmaktadır[65].
Kum, çakıl: Erenler’de Sakarya Nehri’nden, Akyazı’da Mudurnu Çayı’ndan, Geyve’de Karacasu’dan, Hendek’te Mudurnu Çayı’ndan inşaat ve yol stabilize işlerinde kullanılabilecek kum ve çakıl çıkarılmaktadır. Sakarya nehri kenarlarında kum ocakları doğaya zarar vermesi nedeniyle kapatılmaya çalışılmaktadır[66][67].
Manganez: Alaçam Deresi civarında bulunmaktadır.
Titanyum: Karasu sahillerindeki kumullarda zengin rezervlere ulaşılmıştır.[68]
Termal kaynaklar: Taraklı, Geyve ve Kuzuluk sahalarında jeotermal kaynaklar yer alır. Daha çok sağlık turizminde kullanılan kaynaklardan, Kuzuluk’ta jeotermal enerji ile konut ısıtma projesi hazırlanmıştır.[69][70]
Elektrik üretimi[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya Elektrik Santralleri
Santral adı Tesis türü Kurulu güç
Enka Gebze doğalgaz elektrik santrali Doğalgaz 1.595 MW
Enka Adapazarı Doğalgaz Santrali Doğalgaz 798 MW
Doğançay HES Hidroelektrik 30 MW
Ak Gıda Doğalgaz Sant. Doğalgaz 23 MW
Adapazarı Şeker Fab. Elkt Sant. Kömür, Fueloil, Doğalgaz 10 MW
Adasu HES Hidroelektrik 9,60 MW
Goodyear Sakarya Enerji Santrali LPG 9,60 MW
Pamukova HES Hidroelektrik 9,30 MW
Asaş Alüminyum Doğalgaz Sant. Doğalgaz 8,60 MW
Aydın Örme Akyazı Doğalgaz Santrali Doğalgaz 7,52 MW
Karma Gıda Biyogaz Santrali Biyokütle 1,49 MW
Pamukova Katı Atık Biyogaz Santrali Biyogaz 1,40 MW
Haraklı Hendek HES Hidroelektrik 0,26 MW
Pazarköy Akyazı HES Hidroelektrik 0,18 MW
Bora Memi Usta HES (Yapım aşamasında) Hidroelektrik 1,32 MW
Toplam 2504,19
Sakarya’da Türkiye kurulu gücün %3,64’üne karşılık gelen lisanslı 14 adet elektrik enerji santrali bulunur. Santraller yılda Türkiye tüketiminin %7,07’sine karşılık gelen 18.074 GW elektrik üretirler[71].
Sakarya Türkiye’de elektrik üretiminde İzmir’den sonra ikinci sırada gelir. İzmir yıllık 24.075 GW, Sakarya 18.074 GW üretim, 2.603 GW tüketim yapar. Sakarya bu değerlerle tükettiği elektrikten %629 daha fazla üretim yapar[72].
Kültür[değiştir | kaynağı değiştir] Müzeler[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya Müzesi: Sakarya merkezde, tren garı karşısında yer alır. 1910-1915 yılları arasında üç katlı olarak yapılmış olan binada Mustafa Kemal ile annesi 1922 yılında 3 gün konaklamışlardır. 1993 yılında ziyarete açılan müzede, tarih öncesi çağlar, Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eserleri sergilenmektedir[73].
Deprem Kültür Müzesi: 2004 yılında Sakarya merkezde hizmete girmiştir. 450 m² alana sahip müzede; 1967 ve 1999 depremlerine ait, deprem öncesi ve sonrası fotoğrafları, deprem simülasyonu, sismograf, depremlerde yıkılan binaların inşaat yöntemleri ve depremle ilgili diğer eşyalar sergilenmektedir.
Ali Fuat Paşa Kuvayı Milliye Müzesi: Geyve ilçesi Alifuatpaşa beldesinde bulunur. Belde ve müze Kurtuluş savaşı komutanlarından Ali Fuat Cebesoy’un adını taşımaktadır[74].
Mutfak[değiştir | kaynağı değiştir]
Adapazarının meşhur Islama köftesi.
İlde kültürel olarak Manav, Kafkas, Rumeli ve Karadeniz etkileri görülür. Kafkasya halklarından Sakarya’da yaşayan Abhaz, Çerkes, Gürcü, Hemşin ve Laz halkları; Çerkez tavuğu, sızbal, agudırşışı, abısta, haluja, karalahana çorbası, ısırgan çorbası, mıhlama, hamsili pilav ve laz böreği gibi pek çok yemek türleriyle kültürlerini yaşatmaya devam eder.
Sakarya’da Rumeli yemeklerinden kentin simgesi haline gelen; ıslama köfte ile boza, Boşnak böreği, Pomak pastırması, Arnavut ciğeri, damat paçası, kaçamak, lutuka, çiğer sarma, kaymakçina, preşa, prazenika, gurnik gibi yemekler yapılmaktadır.
Manav meşhur yemekleri ise şunlardır: Tereyağlı keşkek, gözleme, cizleme ve bazlama, uhut tatlısı, kabak tatlıları, incir uyutması, sütlü üzüm.
Turizm[değiştir | kaynağı değiştir] İlde çeşitli turizm faaliyetleri yapılacak alanlar bulunur. Deniz, akarsu, göl, yayla, termal, orman, doğa, flora turizmi kaynakları yer alır.[17]
Deniz turizmi; İlin kuzeyindeki Karasu ve Kocaali ilçelerinde gelişmiştir. Sakarya ilinin yaklaşık 60 km uzunluğundaki Karadeniz kıyısı, bir tek çakıl taşının bulunmadığı ince kum yer aldığı kumsallarla kaplıdır[75]. Bu alan, Türkiye’de kesintisiz uzanan en uzun kumul sistemidir.[76] Yatırımın yapılabileceği her alanda deniz turizmi gelişebilir. Yazlık ikinci konutlar, oteller, pansiyonlarla yaz mevsiminde yoğun bir nüfus ağırlanır.
Göller: Sapanca Gölü, mesire yeri, ve su sporları açısından önemlidir. Acarlar Longozu, mesire yeri ve eko turizm açısından, Poyrazlar Gölü mesire yeri, Akgöl mesire alanı ve balık tutma açısından ilgi çekmektedir.
Akarsular: Sakarya Nehri kıyılarında kır lokantaları, dinlenme tesisleri yer alır. Özellikle denize döküldüğü Karasu Yenimahalle’de yoğunluk daha fazladır. Maden deresi tarihi kalıntıları, şelalesi ,mağaraları, yürüyüş parkurlarıyla ve serin ortamı ile yazın sıcak günlerinde uğrak yeridir. Çark deresi şehir içinde yapılan Mesire alanı ile ilgi çeker. Doğançay ve Aygır deresi doğal yürüyüş alanlarıyla hafta sonları İstanbul ve yakın çevreden ziyaretçi çeker.
Kaplıcalar: Fay hattının geçtiği tüm alanlarda olduğu gibi Sakarya’da da fazla miktarda termal alan yer alır.Kuzuluk kaplıcaları, Marmara bölgesine hitap edecek kadar konaklama tesislerinin bulunduğu turizm alanıdır. Taraklı, Hacıyakup köyündeki kil hamamı, Akyazı’da bulunan Çökek kaplıcası, Geyve Ilıcaköy Gazlı Suyu ile Ahibaba köyündeki Acısu içmesi ziyaretçilerin uğrak yerlerindendir.
Yaylalar: Soğucak, Kırca, Acelle, Çiğdem yaylalarında şenlikler düzenlenir. Bunun yanında ilde ziyaretçi çeken diğer yaylalar şunlardır: Keremali, Katırözü, Kirpiyan, Sultanpınar, Yanık, Sulucaova, Yörükyeri, Çilekli, Akar, Haydarlar-Kuloğlu, Dikmen, Hamzapınar, Belengerme, İnönü, Güzlek, Karagöl ve Turnalı.
İl genelinde 21 turistik işletmede, 3402 yatak kapasitesi bulunur.[77]
Müzik ve halk oyunları[değiştir | kaynağı değiştir] İlde cümbüş, ud, keman, klarnet, davul ve darbuka halk çalgısı olarak kullanılmaktadır. Yörede oynanan başlıca halk oyunları şunlardır; konak getirme, karşılama, ince hava, Geyve-taraklı zeybeği, karagözlüm, ada kasabı, kadın karşılaması, argat sallaması, Geyve-Taraklı çiftetellisi, allı yazma, elmayı top top yapalım, Taraklı karşılaması, Karşıdan gelir sarı, Geyve-Taraklı kasabı, Korudere ve Taraklı zeybeği, kocakarı kocaadam, gelin bindirme, gelin indirme, Türkmen alayı, zöbek[78].
Temcit Geleneği; Taraklıya özgü ilginç bir gelenektir. Ramazan ayında sahura kalkmadan önce erkekleri rahatsız etmeden, kadınların temcit pilavı pişirmeye çağrılmasıdır. Minarelerden genç erkekler ilahi ve kafiyeli güzel sözler söyleyerek bu görevi yerine getirirler. Genç erkekler gönlündeki kızlara seslerini duyurmaları yanında büyüdükleri de kabul edilmiş olur[78].
Şenlikler ve festivaller[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya’da yıl boyunca yapılan geleneksel olarak şenlik ve festivaller şunlardır: Ali Fuat Cebesoy’u anma, Sakarya Üniversitesi bahar bayramı, Adapazarı tiyatro günleri, Taraklı Hıdırlık pilav şenliği, Geyve kiraz festivali, Karapürçek-Akbalık yağlı güreşleri, Sapanca şiir akşamları, Yeşilyurt yaylası şenlikleri, Karasu Turizm ve Fındık festivali, Çiğdem yaylası şenlikleri, Dikmen yaylası şenlikleri, Soğucak yayla şenlikleri, Sünnet Şöleni ve Selman Dede’yi Anma Etkinliği, Şeyhler Köyü Hacet Bayramı, Kocaali Turizm Kültür ve Fındık Festivali, Sakarbaba Etkinlikleri, Pamukova-Karakucak Güreşleri, Pamukova Panayırı.[79]
Spor[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya yüzme havuzu
Sakarya’da 153’ü spor kulübü, 8 gençlik kulübü, 5 okul kulübü, 10 ihtisas spor kulübü olmak üzere toplam 176 spor kulübü yer alır. İl kürek, kano ve su altı hokeyinde milli takıma sporcu vermektedir. İlde 1 stadyum, 106 semt futbol sahası, 14 çim zeminli stat, 13 spor salonu, 5 bireysel çalışma spor salonu, 2 kamp eğitim merkezi olmak üzere 146 spor tesisi yer alır. Olimpik yüzme havuzu ve 5 bin kişilik yeni bir kapalı spor salonu açılmıştır.[80]
Sakaryaspor; ilin futboldaki temsilcisidir. 1965 yılında Türkiye 2. futbol liginin kurulmasıyla Adapazarı’nda bulunan İdman Yurdu, Ada Gençlik, Gençler Birliği, Güneşspor kulüpleri birleşerek kurulmuştur.
1980-81 sezonunda grubunda şampiyon olarak 1. lige çıktı.
1981-82 sezonunda 1. ligdeki ilk yılını 5. sırada tamamladı.
1985-86 sezonunda 2.lige düşmüştür.
1986-87 yılında yeniden 1. lige çıkmıştır.
1987-88 sezonunda Türkiye Kupası şampiyonu oldu.
1989-90 sezonunda Ülkemizi Kupa Galipleri Kupasında temsil etmiş, birinci turu geçen Sakaryaspor ikinci turda elenmiştir.
1989-90 sezonunda 2. Lige düştü.
1998-99 yılında yeniden 1. lige çıktı. Fakat sezonun sonunda yeniden küme düştü.
1999-2000 sezonunda deprem dolayısıyla maçlara çıkamayınca 2. lig A kategorisine alındı.
2002-03 Sivas deplasmanı yolunda kaza yapan kulüp iki futbolcu ve yardımcı antrenörünü kaybetti.
2003-04 yılında Süper lige yeniden döndü. aynı sezon yeniden 2.lige düştü.
2005-06 sezonunda Süper lige çıkmış 2006-07 sezonunda bir yıl oynamış yeniden 1. lige düşmüştür.
2008-09 sezonunu 2. lige düşmüştür.
2011-11 sezonunda çıktığı 1. ligden, sezon sonu 2. lige düşmüştür.
2015-16 sezonunda 3. ligde mücadelesine devam etmektedir.
Sakaryaspor taraftar gurubu Tatangalar’dır. Kulüp maçlarını, 13.500 kişilik, Sakarya Şehir Stadında oynamaktadır.
Söğütlü Yağlı Pehlivan Güreşleri uzun yıllardır devam eden bir spor etkinliğidir[81].
Olimpiyat Hazırlık Merkezi Kano ve Kürek alanlarında Sapanca Gölü kıyısında faaliyetlerini sürdürmektedir.[82]
Yönetim[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana maddeler: Sakarya’nın ilçeleri ve Sakarya milletvekilleri
Sakarya’nın on altı ilçesi vardır.
Eğitim[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya Üniversitesi.
Sakarya’da 889 okul, 6.456 derslik, 9.242 öğretmen ile 181.301 öğrenciye hizmet verilmektedir. Derslik başına ilköğretimde 28, ortaöğretimde 26, Mesleki eğitimde 38 öğrenci düşmektedir[83].
2013 yılı verilerine göre açıköğretime yerleşenler; %3,2, ön lisansa yerleşenler; %25,8, lisans programına yerleştirilen öğrenciler;%24,9 olmak üzere toplamda sınava giren öğrencilerin %53,97’si üniversiteye yerleşmiştir[84].
Sakarya Üniversitesi; 1992 yılında kurulmuştur, ilin tek yükseköğretim kurumudur. 13 fakülte, 4 enstitü, 4 yüksekokul, 14 meslek yüksekokulu ve Devlet Konservatuvarı yer alır. Yarısı lisans (41.651), 26526 ön lisans, 9835 yüksek lisans ve 1673 doktora öğrencisi olmak üzere, yaklaşık 80.000 öğrencisi bulunmaktadır.[85].
Medya[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya’da ilk gazete Teorik adlı Ermeni vatandaşın çıkardığı Ermenice olan Yergir (Memleket) gazetesidir. 1919 yılında Adapazarı gazetesi yayın hayatına başlamıştır. 1916 yılında Zurna adlı bir mizah gazetesinin yayınlandığı söylenir. Halkevi gazetesi 1943’te, Bize Göre 1947’de, Yeni Sakarya gazetesi 1950 yılında yayınlanmaya başlanmıştır. 1954 yılında ise Sakarya Postası ile Demokrat Sakarya yayınlanmaya başlanmıştır. 1986’da Sakarya Gün (Yenigün) yayına başlamıştır[86]. Günümüzde Sakarya’da yayın hayatına devam eden gazeteler şunlardır:
Adapazarı
Yenigün
Yenisakarya
Bizim Sakarya
Yeni Haber
Yeniada
Adapostası
Anadolu
Sakarya Halk
Sakarya Olay
www.sakaryarehberim.com
Akşam Haberleri
www.sakaryahaber.com
İlçelerde ise şu gazeteler yayınlanmaktadır: Hendek şafak gazetesi, Sakarya Kuzey (Karasu), Güncel Sapanca, Yeni Ses (Sapanca) Ferizli’de Gündem[87]. Sakaryada aylık yayınlanan dergiler şunlardır: Zafer, Irmak, Çark, Nabız, Haber Kokteyl. Sakarya’da ayrıca 13 radyo ve iki televizyon kanalı yayın yapmaktadır. Sakarya Radyoları:
Radyo Aktif (92.6)
Radro Mega (102.2)
Romantik Ses (92.7)
Radyo Net (89.3)
Kemençe FM (96.9)
Ada FM (90.0)
Hilal Radyo (104.2)
Hür FM (92.1)
Radyo Eylül (99.1)
İmparator FM 102.3
Altyapı[değiştir | kaynağı değiştir]
Ulaşım[değiştir | kaynağı değiştir]
Demiryolu[değiştir | kaynağı değiştir]
Almanlara yaptırılan İzmit-Ankara arası 486 km’lik demiryolu inşaatı 1888-1890 arasında bitirilmiştir. Bu demiryolundan 9 kilometrelik hatla Arifiye’den Adapazarı’na bağlantı sağlanmıştır (1899)[88]. Günümüzdeki İstanbul’u Anadoluya bağlayan demiryolu Sakarya topraklarından geçer. Arifiye’den Türkiye’nin demiryolu ulaşımı olan her noktasına gidilebilmektedir. YHT’den önce her gün Haydarpaşa-Adapazarı karşılıklı tren seferleri yapılırdı. Hızlı tren inşaatı gerekçesiyle seferler durduruldu. YHT çalışmaya başladığında ise Adapazarı istasyonu kaldırılmış oldu. Sakarya’dan Anadolu’ya gitmek için artık Arifiye istasyonu kullanılacak. Arifiye-Sakarya merkez arasında kalan hat Sakarya Büyükşehir Belediyesine bırakıldı. Bu hatta ADARAY adıyla şehir içi raylı sistem kuruldu. Demiryolundan Sakarya-İstanbul’a arası 141 km, Sakarya-Ankara arası 436 km’dir.
ADARAY: Ankara-İstanbul yüksek hızlı demiryolu Adapazarı’nın dışından Arifiye’den geçtiği için boşta kalan hat üzerine kurulmuştur. Adapazarı Arifiye arasında yedi istasyonda, sabah 06:40 ile 22.15 arasında hizmet vermektedir. Sefer süresi 16-17 dakika sefer sayısı günlük 42 adettir. Belediye otobüsleri ve Özel Halk Otobüslerinde kullanılan Kart54, Adaray’da da kullanılmaktadır.
Adapazarı-Karasu Demiryolu: Adapazarı’nda sona eren demiryolunun Karasu’ya kadar uzatılması projesidir. Proje ile Yapılmakta olan Karasu Limanı[89] iç hatlara bağlanacaktır[90]. Yapımına başlandıktan bir süre sonra çalışmalar durmuştur.
Karasu-Bartın Demiryolu: Adapazarı-Karasu Demiryolunun bitiminden sonra yapılması planlanmaktadır. Bu demiryolu ile Bartın, Zonguldak, Ereğli ve Karasu limanları ve Kardemir ve Erdemir sanayi tesisleri Sakarya üzerinden ülke demiryollarına bağlanacaktır.
Karayolu[değiştir | kaynağı değiştir]
TEM: İstanbul ile Ankara’yı birbirine bağlayan otoyol, Sakarya’yı batı-doğu ekseninde geçer. Otoyol Sapanca Gölünün ve Sakarya merkezin güneyinden geçmektedir. Yol üzerinde Sakarya merkez, Hendek ve Akyazı çıkışları yer alır.
E-5 (D 100): Eski adı E-5 yeni adı D 100 olan, Ankara-İstanbul yolu Sakarya merkezin güneyinden, Sapanca Gölünün kuzeyinden geçer.
İlin kuzey ilçelerini merkeze devlet yolları bağlamaktadır.Şile, Kandıra istikametinden gelen yol Kaynarca’yı merkeze bağlar. Zonguldak, Ereğli, Akçakoca, istikametinden gelen yol ise önce Kocaali’ye sonra Karasu’ya ulaşır, Ferizli ile Söğütlü üzerinden merkeze varır. Bu yolun 2014 yılında Kocaali-Sakarya arası bölünmüş yol haline getirilmiştir.
D 650 (Karasu-Antalya bölünmüş yolu): Yolun bölünmüş hale getirilmesinde iki temel amaç vardır. Birincisi yapılmakta olan Karasu Limanını ulusal karayolu ağına bağlanması. İkincisi ise Karadeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlanması. Bu yol Türkiye’nin kuzeyi ile güneyini bağlayacak 18 yol projesinden dördüncüsüdür.[91].
Kuzey Marmara Otoyolu: Yapılmakta olan Yavuz Sultan Selim Köprüsünün bağlantı yolu olarak planlanan yol, Sakarya merkezin kuzeyinden geçerek Akyazı’da TEM ile birleşecektir.[92][93].
Karadeniz Sahil yolu: Zonguldak- İstanbul kısmı yapılmaya çalışılan yol Sakarya’nın kuzeyinden geçmektedir. Karadeniz sahilindeki Kocaali, Karasu, Kaynarca ilçeleri arasında çalışmalar devam etmektedir.
Sakarya’daki 3.657 km uzunluğundaki karayolu şu sınıflara aittir; 372 km devlet yolu, 70 km TEM, 197 km il yolu, 3.016 km il yolu[94].
Denizyolu[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya halen deniz yolu için olarak 40 km uzaklıktaki İzmit körfezi limanlarını kullanmaktadır.
Karasu Limanı: Balıkçı barınağı olarak başlanan yapı büyütülerek limana çevrilmiştir. İstanbul’daki imalat sanayinin il dışına kaydırılması düşüncesi yapımında temel etkendir. Limanın karayolu ve demiryolu bağlantıları projeleri de yapım aşamasındadır. Liman bitirilince; İstanbul’a Karadeniz’den gelen trafiği azaltıp, Marmara bölgesinin Karadeniz’e açılan kapısı olacaktır[95].
Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi’nin hedefi Sakarya nehrini ve Sapanca Gölünü kullanarak Karadeniz ve Marmara denizini birleştirmektir. Sakarya nehri ile Sapanca gölü açılacak bir kanal ile birleştirilecek. Sapanca Gölü İle İzmit körfezi arasında kanal açılacaktı. Böylece Sakarya nehri ağzından, Karadeniz’den giren gemiler İzmit körfezine geçebileceklerdi.
Osmanlılardan önce Roma ve Bizans zamanında da düşünülmüş bir projedir. Bölgeden getirilecek mermer ve kerestenin kolay taşınması hedeflenmişti[96]. Proje Osmanlılar zamanında yedi kez gündeme gelmiştir. Her birinde ortaya çıkan engellerle sonuca ulaşmamıştır.[97] Kanal İstanbul kararı alınmadan önce Sakarya nehri projesi hala gündemde tazeliğini koruyordu[98].
Havayolu[değiştir | kaynağı değiştir] Sakarya’ya 30 km mesafe uzaklıkta olan Cengiz Topel Havalimanı en yakın havaalanıdır. Sabiha Gökçen Havalimanı 110 km, Yeşilköy Atatürk Havalimanı 170 km uzaklıktadır.
Kardeş şehirler[değiştir | kaynağı değiştir]
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Rize ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları
Rize ÇATI, Rize ÇATI YAPIMI, Rize çatı tamiri, Rize çatı aktarma, Rize çatı fiyatları, Rize çatı firmaları,
Rize çatı firması, Rize çatı ustası, Rize çatı ustaları, Rize çatı yapımı ustası, Rize çatı tamir ustası, Rize çatı montaj,
Rize membran çatı, Rize şıngıl çatı, Rize kiremit çatı, Rize pergole çatı, Rize sundurma çatı, Rize teras çatı,
Rize ahşap çatı, Rize demir çatı, Rize profil çatı, Rize çatı izolasyon, Rize çatı firması,
UYGUN Çatı Kiremit aktarma Ustası
Rize ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları Önce Bölgeye uygulanacak çalışma için Rize ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI Alanında uzman ustalarımız keşif yaparak proje hazırlarlar.Rize ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI ustalarımız Analiz yapılan bölgeye gerekli duyulan malzemeyi saptarlar.
Rize ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI çalışma yapılacak alanlarda nelere ve İhtiyaç duyulduğu müşteriye paylaşılır,Rize Kiremit çattı ustalarımız Tarafından Uygulamaya konulur.
Öncelik olarak Rize geneline tüm bölgelerine Türkiye Geneline Rize ilinde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI uygulamaları Rize ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI sistemleri profesyonel Rize vermektedirler.BİZE ULAŞIN
Talep oluşturmak için bize ulaşın. 0530 153 78 60
Rize (il)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Tarafsız Bakış Açısı Bu maddenin tarafsızlığı konusunda kuşkular bulunmaktadır.
Ayrıntılar için lütfen maddenin tartışma sayfasına bakınız.
Şablonu maddeden çıkarmadan önce lütfen şablonun yardım sayfasını inceleyiniz. (Kasım 2016)
Bu madde Vikipedi standartlarına uygun değildir. Sayfayı Vikipedi standartlarına uygun biçimde düzenleyerek Vikipedi’ye katkıda bulunabilirsiniz. Gerekli düzenleme yapılmadan bu şablon kaldırılmamalıdır. (Nisan 2011)
Bu madde Rize il sınırları içindeki tüm bölgeyi kapsamaktadır. Başlığın diğer anlamları için Rize (anlam ayrımı) sayfasına gidiniz.
Rize
— İl —
Ülke Türkiye
Coğrafi bölge Karadeniz
Yönetim
– Vali Erdoğan Bektaş[1]
Yüzölçümü
– Toplam 3,920 km2 (1,5 mi2)
Nüfus (2015)[2]
– Toplam 329.779
– Kır 118.284
– Şehir 211.495
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İl alan kodu 464
İl plaka kodu 53
İnternet sitesi: Rize Valiliği
Rize
Rize, Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan ve Karadeniz’e sahili olan bir il. Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Rize’nin batısında Trabzon doğusunda Artvin, Güneybatısında Bayburt, güneyinde Erzurum illeri bulunur. Türkiye’nin en çok yağış alan ilidir. En önemli ürünü çay olan Rize’de kivi meyvesi yetiştiriciliği de başlamış durumdadır. Fakat kivi üretimi fazla olmadığı için ancak şehrin kendi ihtiyacını karşılar.
Rize’de yaz mevsimi ılık geçer. Sonbahar ve kış mevsimleri ise yağışlı geçer. Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan Rize, bölgenin en karakteristik özelliklerini gösterir. Anadolu’nun diğer bölgelerinden coğrafi yapısıyla olduğu gibi kültürel yapısı ile de ayrılır. Dik yamaçlı vadileri, zirvelere ulaşılabilir dağları, buzul gölleri, zümrüt yeşili yaylaları, tarihi kemer köprüleri ve kaleleri, coşkun akan dereleri ile çok özel bir turizm beldesidir.
Osmanlı döneminde liman, nahiye ve kaza merkezi olarak önemini korumuştur. 1640 yılında buraya gelen Evliya Çelebi Rize’den şöyle söz etmiştir: “ Trabzon’a bağlı deniz kıyısında bahçeli güzel bir yerdir”. Osmanlı döneminde Batum Kalesi muhafızı Tuzcuoğlu Memiş Ağa (1814-1817) ve Trabzon ağalarının isyanı (1835) gibi isyanlar olmuş ve bastırılmıştır. Rize 19. yüzyılda önemli bir kaza merkezidir. Berlin Antlaşması ile (1878) Lazistan sancağının merkezi olan Batum Rusya’ya bırakılınca Rize Trabzon Vilayetine bağlı sancağın merkezi olmuştur.
İçindekiler [gizle]
1 Tarihçe
2 Coğrafya
2.1 Yeryüzü şekilleri
2.1.1 Dağlar
2.1.2 Akarsular
2.2 Jeolojik özellikleri
2.3 İklim
2.4 Yaylalar
3 Nüfus
4 Ulaşım
5 İlin milletvekilleri
6 Fotoğraflar
7 Ayrıca bakınız
8 Kaynakça
9 Dış bağlantılar
Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
Rize’nin tarihi öncesi hakkında bilgilerimiz sınırlıdır. Yöreye hakim olan orman dokusu nedeniyle, Rize’nin tarih çağları ile ilgili bilgilere ışık tutacak arkeolojik bulgular da bu güne kadar ortaya çıkarılamamıştır. Rize’nin tarihi ancak komşu illerin ve bölgelerin tarihleri ile bağlantılı olarak ele alınabilmiştir. Rize ilinin adı ile ilgili olarak değişik görüşler ileri sürülmüştür; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos, Rumca’da “RIZA” olarak dağ eteği anlamında kullanılmıştır. Osmanlıca’da ise “RİZE” ufak kırıntı, döküntü anlamındadır. Ayrıca Erzincan’ın Sakalar dönemindeki “Eriza” olan adının başındaki “e” sesinin düşmesi ile adaş olarak Rize için de kullanıldığı ifade edilmektedir.
Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir] Yeryüzü şekilleri[değiştir | kaynağı değiştir] Doğu Karadeniz kıyı sıradağları yayının kuzey yamacında yer alan Rize toprakları genel ifade ile dağlık ve engebelidir.
Dağlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Kaçkar (3.937 m)
Barut (3.251 m)
Ziglat (3.511 m)
Verçenik (3.711 m)
Hipot (3.560 m)
Akarsular[değiştir | kaynağı değiştir]
Doğudan Batıya:
Fırtına Deresi
Fındıklı Deresi
Büyükdere
Pazar Suyu
Karadere
İyidere
Jeolojik özellikleri[değiştir | kaynağı değiştir]
Doğu Karadeniz dağlık sistemine dahil olan Rize arazisi esas itibariyle Paleozoik zaman (I. zaman) bir temel üzerinde ve Kretase’de (III. zaman ara devresi) başlayan büyük orojenezle (Dağ oluşumu) yüzeye çıkmış Granodiorit ve kertase flişlerinden ibaret olmakla birlikte yer yer Neojen depolarına da rastlanır.
Bütün kıyı kesimi yüzeyde üst Kretase serisi volkanik örtü ve tüflerin fazlalığı ile dikkati çeker. Kıyıya yakın yamaçlarda ise Kretase sedimanları yaygın olmakla beraber, bu sedimanların üzeri yer yer Eosen fliş serileri tarafından örtülmüştür.
Yüksek dağlık sahada ise daha çok magmatik elemanlar hakim durumdadır. Granit, andezit ve bazalt kütleleri yüksekliği 3000 m’yi aşan hemen her yerde hakim durumdadır.
Yörede alüvyonlara, büyük akarsu vadilerinin denizden itibaren en çok 10 km’ye kadar olan kesimlerinde rastlanır.
İklim[değiştir | kaynağı değiştir] Rize’de yazları serin, kışları ılıman ve her mevsimi yağışlı bir iklim görülür. Elli yıl boyunca yapılan rasat sonuçlarına göre Rize’nin yıllık sıcaklık ortalaması 14 °C’yi biraz geçer. Bu süre içinde kaydedilen en düşük sıcaklık -7 °C derece olup, en yüksek sıcaklık ise 38 C° derecedir. En soğuk ay olan Ocak ayının sıcaklık ortalaması 6,7 C° derece, en sıcak ay olan Temmuz ayının sıcaklık ortalaması ise 22,2 C° derecedir. Ocak en az -5,6 C° derece, Temmuz en fazla 32,5 °C derece olduğu Rize’de yıllık sıcaklık salınımı 25,8 °C derecedir.Bu haliyle Rize, denizsel iklimlerin karakteristik özelliğini taşır.
Rize’de aylık ortalama sıcaklık eğrisi bütün yıl 5 °C derecenin üzerinde seyretmekte olup, sadece 4 ayın sıcaklık ortalaması 10 °C derecenin altındadır ve Rize çok nemli bir şehirdir.
Yaylalar[değiştir | kaynağı değiştir] Rize’nin iç kesimlerinde, zengin orman dokusu civarında yer alan yaylalarda mevcut altyapıyı kullanarak yapılabilecek fazla yatırım gerektirmeyen bir turizm çeşididir. Bu aktivite için gerekli potansiyel tüm yaylalarımızda mevcut olup, halen Ayder, Anzer, Çat, Elevit, Handüzü gibi yaylalarımızda yapılmaktadır.
Rize’nin güneyindeki Kaçkar Dağları ile yüksek dağların eteklerinde birbiriyle bağlantılı birçok güzel yayla vardır. Bütün bu yaylalar yaz mevsiminde insanlarla dolup taşar. Olağanüstü güzellikteki bu yaylaların hemen hemen hepsinde de ot biçme şenlikleri yapılmaktadır. Bu şenliklere katılmak mümkün olduğu gibi yayla eteklerindeki yamaçlarda rehberlerle birlikte doğa yürüyüşü yapma imkânı da bulunmaktadır.
Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir]
Rize il nüfus bilgileri
Yıl Toplam Sıra Fark Şehir – Kır
1965[3] 281.099 46
%23 63.554217.545 %77
1970[4] 315.700 46 %12Dark Green Arrow Up.svg
%23 72.714242.986 %77
1975[5] 336.278 49 %7Dark Green Arrow Up.svg
%25 82.708253.570 %75
1980[6] 361.258 48 %7Dark Green Arrow Up.svg
%27 96.152265.106 %73
1985[7] 374.206 50 %4Dark Green Arrow Up.svg
%30 111.368262.838 %70
1990[8] 348.776 51 -%7Red Arrow Down.svg
%38 133.370215.406 %62
2000[9] 365.938 52 %5Dark Green Arrow Up.svg
%56 205.245160.693 %44
2007[10] 316.252 57 -%14Red Arrow Down.svg
%62 197.167119.085 %38
2008 319.410 57 %1Dark Green Arrow Up.svg
%59 189.704129.706 %41
2009[11] 319.569 57 %0Dark Green Arrow Up.svg
%61 195.569124.000 %39
2010[12] 319.637 57 %0Dark Green Arrow Up.svg
%62 197.520122.117 %38
2011[13] 323.012 57 %1Dark Green Arrow Up.svg
%63 202.636120.376 %37
2012[14] 324.152 56 %0Dark Green Arrow Up.svg
%64 207.631116.521 %36
2013[15] 328.205 56 %1Dark Green Arrow Up.svg
%62 204.194124.011 %38
2014[16] 329.779 56 %0Dark Green Arrow Up.svg
%64 211.495118.284 %36
2015[17] 328.979 56 -%0Red Arrow Down.svg
%66 215.596113.383 %34
Ulaşım[değiştir | kaynağı değiştir]
Türkiye’nin her tarafından Rize’ye karayolu bağlantısı vardır. Doğu Karadeniz sahil şeridi üzerinde yer alan Rize’de ulaşım karayolu ile sağlanmaktadır. Liman bağlantısı tamamiyle endüstriyel amaçlar için kullanılır. Turistik amaçlı geziler dışında denizyolu ile sivil taşıma yapılmamaktadır. Demiryolu ağı ve hava limanı şehirde mevcut değildir. Hava yolu ile ulaşım, Rize’ye en yakın il olan Trabzon havalimanından sağlanmaktadır. Sivil havayolu sektöründe yaşanan gelişmeler neticesinde kentin göç vermiş olduğu büyük şehirlerle olan ulaşım bağlantısı karayolu ulaşımından çok havayolu ulaşımına kaymıştır.
Batıda 76 km ile Trabzon’a, güneyde İkizdere ilçesi üzerinden 251 km ile Erzurum’a, doğuda ise 159 km. ile Artvin’e ve 109 km. ile de Sarp Sınır Kapısı’na kara yolu ile bağlantılıdır. Kış mevsiminde Erzurum bağlantısı hariç yıl boyu ülkenin her tarafına kolayca ulaşım olanağı mevcuttur.
Doğu Karadeniz limanları içerisinde gelişmeye en müsait topoğrafik konumda olan liman, Rize limanıdır. Liman, konumu itibari ile karayolu hatlarına bağlı olup; Trabzon, Hopa, Rusya limanları ve İkizdere-Erzurum üzerinden İran bağlantısı ile Karadeniz Bölgesinin en kestirme transit yol merkezidir.
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Ordu ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları
Ordu ÇATI, Ordu ÇATI YAPIMI, Ordu çatı tamiri, Ordu çatı aktarma, Ordu çatı fiyatları, Ordu çatı firmaları,
Ordu çatı firması, Ordu çatı ustası, Ordu çatı ustaları, Ordu çatı yapımı ustası, Ordu çatı tamir ustası, Ordu çatı montaj,
Ordu membran çatı, Ordu şıngıl çatı, Ordu kiremit çatı, Ordu pergole çatı, Ordu sundurma çatı, Ordu teras çatı,
Ordu ahşap çatı, Ordu demir çatı, Ordu profil çatı, Ordu çatı izolasyon, Ordu çatı firması,
UYGUN Çatı Kiremit aktarma Ustası
Ordu ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları Önce Bölgeye uygulanacak çalışma için Ordu ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI Alanında uzman ustalarımız keşif yaparak proje hazırlarlar.Ordu ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI ustalarımız Analiz yapılan bölgeye gerekli duyulan malzemeyi saptarlar.
Ordu ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI çalışma yapılacak alanlarda nelere ve İhtiyaç duyulduğu müşteriye paylaşılır,Ordu Kiremit çattı ustalarımız Tarafından Uygulamaya konulur.
Öncelik olarak Ordu geneline tüm bölgelerine Türkiye Geneline Ordu ilinde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI uygulamaları Ordu ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI sistemleri profesyonel Ordu çatı ustalarımız tarafında güven ve kalite ilkelerini siz değerli müşterilerinine en ekonomik fiyatlar ile sunmaktadır.Ordu Kiremit Çatı Ustalarımız Türkiye genelinede hizmet vermektedirler.BİZE ULAŞIN
Talep oluşturmak için bize ulaşın. 0530 153 78 60
Ordu (il)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bu, bu sayfanın kontrol edilmiş bir sürümüdürayrıntıları göster/gizle
Bu madde Vikipedi standartlarına uygun değildir. Sayfayı Vikipedi standartlarına uygun biçimde düzenleyerek Vikipedi’ye katkıda bulunabilirsiniz. Gerekli düzenleme yapılmadan bu şablon kaldırılmamalıdır. (Ocak 2011)
Bu maddedeki bazı bilgilerin kaynağı belirtilmemiştir. Ayrıntılar için maddenin tartışma sayfasına bakabilirsiniz. Maddeye uygun biçimde kaynaklar ekleyerek Vikipedi’ye katkıda bulunabilirsiniz.
Başlığın diğer anlamları için Ordu sayfasına bakınız.
Ordu
— İl & Büyükşehir —
Ordu’nun Türkiye’deki konumu
Ordu’nun Türkiye’deki konumu
Ordu haritası
Ordu haritası
Ülke Türkiye
Bölge Karadeniz Bölgesi
İdari birimler 19 ilçe
Yönetim
– Belediye Başkanı Enver Yılmaz (AK Parti)
– Vali İrfan Balkanlıoğlu
Yüzölçümü
– Toplam 5,952 km2 (2,3 mi2)
Nüfus (2015)
– Toplam 728,949[1]
– Yoğunluk 122,47/km² (317,2/sq mi)
Zaman dilimi DAZD (+2)
– Yaz (YSU) DAZD (+3)
Alan kodu 452
Plaka kodu 52
İnternet sitesi: www.ordu.bel.tr
Ordu, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık otuzuncu şehri. 2015 itibarıyla 728.949 nüfusa sahiptir. Karadeniz Bölgesinde yer alan ilin kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Tokat ve Sivas illeri, batısında Samsun, doğusunda Giresun ili vardır. Büyükşehir statüsünde olan Ordu ili, 19 ilçeden oluşmaktadır. Yüz ölçümü bakımından en büyük 57. ildir.
Osmanlı döneminde, 1920 yılında, bağlı olduğu Trabzon Vilayeti’nden ayrılmış, 4 Nisan 1920 tarihinde il statüsüne kavuşmuştur. 2010 TÜİK verilerine göre ilde 19 ilçe ve 481 mahalle vardır. İl merkezinden doğuya gidildikçe Gülyalı, batıya sahil kara yolundan gidildikçe Perşembe, otobandan gidildikçe Fatsa ilçelerine ulaşılır.
İçindekiler [gizle]
1 Tarihçe
2 Coğrafya
2.1 İklim
3 Nüfus
4 Ekonomi
5 Kültür
5.1 Mutfak
5.2 Turizm
6 Yönetim
7 Eğitim
8 Medya
8.1 Gazeteler
8.2 Radyolar
8.3 TV kanalları
9 Kardeş şehirler
10 Kaynakça
11 Dış bağlantılar
Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
Ordu ili MÖ 400 yılından önce şehir merkezinin 5 kilometre dışında olan halk arasında Bozukkale olarak bilinen bölgede ‘Kotyora’ (Kut Yöresi) adıyla kurulmuştur. Kotyora (Cotyora), “Kut Yöresi” anlamına gelmektedir.[2]
Karadenizli Yazar Özhan Öztürk’e göre ise Kotyora adı bölgenin eski sakinleri olan Kolhislilerden (Tzan/Lazlardan) mirastır. Kotyora kelime anlamı itibariyle Koto (Eski Lazca: Çanak, çömlek) + uri (Lazcada aidiyet belirtir) Kotoyuri, “çömlekçi; çanak, çömlek yapılan yer” anlamına gelir.[3] Bölgenin eski sakinleri olan Tzan/Can/Zan (Lazların) Antik ve Orta Çağ kaynaklarıyla sabit varlığı ve bölgeye Canik (Tzanika/Zanik: Tzan/Can/Zan: Lazların eski ulusal isimleri + ika bölge, ülke, toprak = Tzan/Laz Bölgesi) ismini ve başka pek çok toponim bırakmaları şehre de Kotyora ismini verdiklerini destekler niteliktedir.[4]
Ayrıca 1831’de ise Fatsa sınırlarından itibaren Ordu, Ulubey, Gölköy yöreleri tamamen Mesudiye ve Aybastı ilçeleri Erzurum eyaletine bağlı Şarkikarahisar livasına, Fatsa’nın iç ve batı kısımlarıyla Ünye, Canik (Samsun) livasına bağlanmıştır.
2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun[5] ve akabinde 2013 yılında çıkarılan 6447[6] sayılı kanun ile Ordu’da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kuruldu ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başladı.[7]
Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir] Ordu il merkezi 41° kuzey paraleli ve 37° ve 38° doğu meridyenleri arasında, Karadeniz Bölgesi’nin, Orta ve Doğu Karadeniz bölümünde yer almaktadır. İlin kuzeyini Kuzey Anadolu dağlarının kıyı sıraları kaplamaktadır. Kıyılara yakın tepelerle başlayan bu dağlar içeri doğru gitikce yükselir. Ordu, Giresun ve Sivas ilinin birbirlerine komşu olduğu kesimde 3.000 m yi bulmaktadır. İlin en yüksek tepesi Giresun sınırına yakın olan Aşut Obası’ndaki Gönderiç Tepesi’dir.
Ulugöl, Gölköy ilçe merkezine 17 km. mesafede bulunan bir krater gölüdür. 26.5 hektar büyüklüğündeki alan, Tabiat Parkı’dır. Doğal yapısı itibarıyla yüksek peyzaj değerine sahiptir Özellikle güz mevsiminde yaprakların sararmasıyla oluşan renk armonisi görenleri büyülemektedir. Alan içerisinde üç adet heyelan set gölü bulunmakta; göllerden birisi büyük diğer ikisi ise sazlıkla kaplı küçük yapıda göllerdir. Büyük gölde Abant Alası türü balık yaşamaktadır.
Ordu’daki diğer doğal varlıklar; Perşembe Yaylası, Hoynat Adası, Ohtamış Şelalesi, Fatsa Gaga Gölü, Çambaşı Yaylası, Kabadüz Ablak Taşı, Şiseli Şelalesi ve Geçilmez Kanyonu ile Boztepe’dir.
İklim[değiştir | kaynağı değiştir] Ordu ilinde Karadeniz iklimi görülmektedir. Ancak arkadan geçen dağ yükseltilerinin azalmasıyla kışın soğuk günlerin sayısı bir iki günle sınırlıdır. İlin iç kesimdeki ilçelerine yükseltinin artmasıyla beraber soğuk bu bölgelerde daha şiddetlidir. Kışın iç kesimlerdeki ilçelerde 6 ay boyunca kar yağar. Bunlara Çambaşı yaylası, Beşiktaşı yaylası ve Sarı obası yaylası örnek olarak gösterilir; kar buralarda mayıs ayına kadar erimez.
[gizle]Nuvola apps kweather.svg Ordu iklimi Weather-rain-thunderstorm.svgAylar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Yıl
En yüksek sıcaklık rekoru, °C 25,8 28,3 32,8 36,5 35,6 37,3 37,1 36,3 36,4 34,2 32,4 29,7 37,3
Ortalama en yüksek sıcaklık, °C 10,8 10,9 12,0 15,2 19,2 24,0 26,7 27,3 24,3 20,2 16,4 13,0 18,3
Ortalama sıcaklık, °C 6,8 6,8 8,0 11,4 15,7 20,4 23,0 23,2 20,0 15,9 11,8 8,8 14,3
Ortalama en düşük sıcaklık, °C 3,8 3,8 5,1 8,3 12,4 16,5 19,4 19,8 16,7 12,9 8,7 5,8 11,1
En düşük sıcaklık rekoru, °C −7,2 −6,7 −4,7 −1,4 3,4 8,4 12,6 13,0 8,2 2,5 −1,5 −3,2 −7,2
Ortalama yağış, mm 94,8 78,7 77,9 69,6 54,6 75,9 63,2 68,5 79,4 133,4 127,0 112,1 1.035,1
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü[8] Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir] Ordu il nüfus bilgileri
Yıl Toplam Sıra Fark Şehir – Kır
1965[9] 543.863 15
%15 83.585460.278 %85
1970[10] 608.721 15 %12Dark Green Arrow Up.svg
%19 118.041490.680 %81
1975[11] 664.290 20 %9Dark Green Arrow Up.svg
%22 148.737515.553 %78
1980[12] 713.535 21 %7Dark Green Arrow Up.svg
%24 169.820543.715 %76
1985[13] 763.857 22 %7Dark Green Arrow Up.svg
%29 220.067543.790 %71
1990[14] 830.105 21 %9Dark Green Arrow Up.svg
%41 336.820493.285 %59
2000[15] 887.765 22 %7Dark Green Arrow Up.svg
%47 416.631471.134 %53
2007[16] 715.409 30 -%19Red Arrow Down.svg
%55 395.283320.126 %45
2008 719.278 30 %1Dark Green Arrow Up.svg
%53 384.066335.212 %47
2009[17] 723.507 30 %1Dark Green Arrow Up.svg
%55 399.035324.472 %45
2010[18] 719.183 30 -%1Red Arrow Down.svg
%56 404.390314.793 %44
2011[19] 714.390 30 -%1Red Arrow Down.svg
%57 409.288305.102 %43
2012[20] 741.371 30 %4Dark Green Arrow Up.svg
%57 423.295318.076 %43
2013[21] 731.452 30 -%1Red Arrow Down.svg
%100 %0
2014[22] 724.268 30 -%1Red Arrow Down.svg
%100 %0
2015[23] 728.949 30 %1Dark Green Arrow Up.svg
%100 %0
Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir]
Ordu’nun Altınordu ilçesinden sonra en gelişmiş ilçesi Ünyedir.
Ordu ilinin ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır. İl Türkiye fındık üretiminin %51’ini sağlamaktadır. Nüfusun %70’inin geliri ise fındıktan karşılanır. Son zamanlarda fındık fiyatlarının 2000 li yılların bile altına düşmesinden dolayı alternatif tarım ürünü arayışları başlamıştır. Bu bağlamda kivi, soya gibi ekonomik değeri yüksek tarım ürünlerine yönelim başlamıştır.
Sanayi bakımından fazla gelişmemiş olsa da Türkiye’de alternatifi bulunmayan ve dalında tek olan ÇAMSAN POYRAZ Laminant Parke Fabrikası bugün evlerde kullanılan laminant parkenin ve diğer ahşap içerikli ürünlerin büyük bir çoğunluğunu tek başına karşılar. Ayrıca SAGRA Çikolata ve Fındık Fabrikası çikolata sanayiinde tek sayılabilir. Bugün evlerimizde yediğimiz Sarelle,Sagra,Tadelle ve birçok çikolata ürünü burada üretilir. Ayrıca fabrikada fındık yağı da üretilmektedir. İlde irili ufaklı fındık fabrikaları dağınık bir şekilde istihdama katkıda bulunmaktadır. Az da olsa çimento ve kağıt sanayii de istihdama katkıda bulunur.
Fabrikalar:
Sagra Çikolata Fabrikası – Dünyaya dağıtılan Sarelle, Tadelle, Gol, Gofy ve Sagra ürünleri burada üretilmektedir.
Çamsan Poyraz Laminant Parke
Altaş Yağ Sanayi A.Ş. – Çotanak markalı fındık, mısır, kanola, ayçiçeği, soya ve ideal yağı üretilmektedir. Fabrika ayrıca temizlik ürünleri de üretmektedir.
Doğus Çay
Şenocak Fındık
Gürsoy Fındık
Kültür[değiştir | kaynağı değiştir]
İlde birçok tiyatro ve sinema bulunmakta ve düzenli kültürel etkinlikler düzenlenmektedir. Ordu her ne kadar coğrafya kitaplarında Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerinde toprağı olan ve her iki bölgeye ait bir il olarak geçmekteyse de hemen hemen bütün kültürel özellikleriyle Doğu Karadeniz Bölgesi’ne ait bir ildir. İlde Türkmen/Çepni kültürü hakimdir.
Ordu halk müziği ve geleneksel halk oyunları çevre illerle benzerlikler göstermektedir. Bağlama ,kemençe, davul-zurna,davul-klarnet (yöresel tabirle gırnata) gibi çalgıların bir arada kullanıldığı yörede oyunlar ilçeden ilçeye değişmekle birlikte karşılama ve horon ağırlıklıdır.
Klarnet yani gırnata çalgısı davul ile birlikte daha çok Vona (Perşembe), Ordu Merkez, Gülyalı, Kabadüz, Ulubey ilçelerinde daha çok Ordu Karşılaması, Giresun Karşılaması, Giresun Sallaması, Gürcü Horonu, Perşembe Erkek Horonu, Sarhoş Karşılaması gibi oyunlara eşlik etmektedir. Kültürel özellikler açısından Ordu ve ilçeleri benzer özellikler gösterse de pek çok farklılıklar da içermektedir.
Horon daha çok kıyı ilçelerinin ve Ordu Merkez ilçenin güneyinde kalan Ulubey, Kabadüz, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye ilçelerinin halk oyunudur. Kıyı ilçeleri olarak da Ünye’nin bazı köyleri, Fatsa, Vona (Perşembe), Gülyalı ilçelerinde icra edilir. Karşılama oyunları Ordu ilinde en çok oynanan oyun türlerinden biridir. Bu oyunda da daha çok Bolaman, Vona(Perşembe), Ordu Merkez, Gülyalı, Kabadüz, Ulubey, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye (kısmen) ilçelerinde çokça icra edilir. Karşılama ad olarak Ordu Karşılaması olarak bilinir ve figürleri Giresun karşılaması’ndan farklıdır. Ancak yörede Giresun Karşılaması da icra edilmektedir. Karşılama müzikleri genellikle Giresun ile aynı özelliklere sahiptir. Ordu’da Oy Gemici Gemici, Fındık Toplayan Kızlar, Bağlamam Perde Perde gibi türkülerle karşılama oyunları bolca icra edilir. İç ilçelerde ise Tokat kültürü hakimdir. En çok etkilenmiş ilçe Akkuş’tur, ancak Korgan, Kumru, Çatalpınar, Kabataş ve Aybastı’da da Tokat yöresinin kültürü görülmektedir. Bu nedenle halk oyunu olarak halay oynanmaktadır, kemençe ve diğer Doğu Karadeniz kültür unsurları bulunmamaktadır.[24]
Yöre Ordu-Giresun ağzının etkilediği bölge içerisindedir. Ünye-Beşikdüzü (Vilayeti Çepni) arasında kullanılan ağız ortak bir ağızdır. Bu ağız Trabzon, Rize ve Artvin ağızlarıyla karıştırılmamalıdır.
Mutfak[değiştir | kaynağı değiştir] 33 ürün için coğrafi tescil başvurusunda bulunulmuştur. Türk Patent Enstitüsü’nde incelenmekte olan 22 adet ürünler ise şöyle:[25]
Ordu Çakıldak Fındığı, Ordu Kestane Balı, Ordu Perşembe Ceviz Helvası, Ordu Kokulu Üzüm Şerbeti, Ordu Tostu, Ordu Melocan Kavurması, Ordu Sakarca Kavurması, Ordu Galdirik Kavurması, Fatsa Yalıköy Köftesi, Ordu Fırın Fasulyesi, Ordu İncir Reçeli, Ordu Kuru Yufkası, Ordu Kabağı Kavurması, Ordu Kivisi, Ordu Dut Pekmezi, Kumru Fındık Macunu, Ünye Taşı, Ünye Beyaz Bentoniti, Kabataş Helvası, Kabataş Köy Peyniri, Ordu Su Böreği, Ünye Pidesi.
Turizm[değiştir | kaynağı değiştir]
Ordu sahil yolu
Zengin turizm potansiyeline sahip ilde, kıyı, yayla turizmi, trekking, yamaç paraşütü gibi etkinliklere imkân sağlayacak unsurlar mevcuttur. Yason Burnu’nun yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağıdır.
Zengin yöresel mutfağını tanımak ve Karadeniz’in lezzetli balıklarını tatmak için bu yöreyi mutlaka gezerek görmelisiniz.
Eski adı Grekçe: “Κοτύωρα” Cotyora, Kotyora olan şehir, tarihte sırasıyla Kaşkaların, Medlerin, Perslerin, Pontus Krallığı’nın, Roma İmparatorluğu’nun, Doğu Roma İmparatorluğu’nun, Danişment Beyliği’nin, tekrar Doğu Roma İmparatorluğu’nun, Trabzon İmparatorluğu’nun, Anadolu Selçuklu Devleti’nin, tekrar Trabzon İmparatorluğu’nun, Hacıemiroğlu Beyliği’nin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde olmuştur. Osmanlı Döneminin büyük bölümünde önce Rum Eyaletine bağlı Karahisar-ı Şarkı sancağına, daha sonra Erzurum Vilayetine bağlı Karahisar-ı Şarkı sancağına bağlı kaza olarak yönetilen yöre, 16. yüzyılın 2. yarısında Trabzon Eyaletine bağlı bir kaza, 19. yüzyılın 2. yarısında kısa bir süre sancak oldu. 1920’de Trabzon Merkez sancağından ayrılan Giresun sancağına bağlanan kent, 1921’de ayrı bir sancağın merkezi, 1924’te Ordu ilinin merkezi oldu.
Boztepe
Boztepe, bir tarafında Ordu manzarası bir tarafında uçsuz bucaksız Karadeniz manzarasına sahip, bir tarafında yemyeşil tepelere hakim, ziyaret edenleri büyüleyen bir yerdir. Her yıl binlerce turist ağırlar. Özellikle yaz aylarında insanlar sırf manzarayı görmek için bu tepeye çıkarlar. Boztepe’de yiyecek içecek gibi ihtiyaçları karşılayacak restoran vs. bulunmaktadır. Ayrıca çam ormanları arasında piknik alanları mevcuttur. Kış aylarında yağan kar Boztepe’ye güzel bir görünüm verir. Boztepe’de çoğunlukla yamaç paraşütü gibi aktiviteler yapılmaktadır. Yakın tarihte turizm açısından çok önemli yerlere geleceğine inanılıyor. Ayrıca Boztepe-Ordu arasında yapılmış bir teleferik de bulunmaktadır. Bu sayede Boztepe’ye teleferik ile çıkıp inilebiliyor.
Teleferik
20 Mart 2010 tarihinde bu projenin temeli atılmış ve 8 Temmuz 2011 tarihinde hizmete açılmıştır. Teleferik kalkış istasyonu çevre düzenlemesi; 317 araç kapasiteli otopark alanı ve insanların sürekli sirkülasyon yaptığı sokak şeklinde tasarlanmıştır. Bu alanda Teleferik istasyonu ve kabin depolama yapıları hemen deniz kenarında yer almaktadır. Bu alanda sokak şeklinde yapılan tasarımın deniz tarafında kafeterya, ana yol tarafında ise Turizm Danışma Bürosu, Kafeterya ve ürün satışı bölümlerini içeren bir yapı daha yer almaktadır. Yine bu alan içinde 6 adet el sanatları dükkanı, oturma grupları, çocuk oyun alanı ve deniz kenarında iskele de yer almaktadır. Arazi eğimine göre Boztepe varış istasyonunda yapılacak tesis tamamen coğrafi ve yöresel mimari anlayışla tasarlanmıştır. Burada 2 bölümlü olarak düşünülen tesisin 200 m²’lik Pide Salonu bölümü sol tarafta yer almaktadır. Sağ tarafta ana restoran bulunmaktadır. Ana restoranın alt katı 232 m² , üst katı ise 371 m² olarak 2 katlı olarak tasarlanmıştır. Maliyeti toplam 9 milyon 100 bin TL. Alt istasyon ile üst istasyon arasındaki yükseklik toplam 500 m. Teleferik, alt istasyondan üst istasyona kadar toplam 2350 m. hat uzunluğu ile 7 adet direkle geçilir. Proje, 8’er kişilik oturaklı kabinlerle, saatte çıkışta 900 kişi, inişte de 900 kişi olmak üzere toplam 1800 kişiyi taşıyabilme kapasitesine sahip.
Kaleler
Ünye Kalesi
Gölköy Kalesi
Bolaman Kalesi
Meletios Kalesi[26]
Cotyora Kalesi
Kurul Kalesi
Fatsa Cıngırt Kaya Mezarları
Göller Kalesi
Kiliseler
Perşembe Yason Kilisesi
Taşbaşı Kilisesi [27]
Mesudiye Yason Rum kilisesi[27]
Mesudiye Rum Ortodoks Klisesi
Mesudiye Samuga Ermeni kilisesi[28]
Ordu Düz Mahalle Kilisesi [27]
Mesudiye Topçam Muzadere Rum Kilisesi[29]
Mesudiye Şaphane Klisesi [29]
Müze ve tarihî yapılar
Paşaoğlu Konağı (Etnografya Müzesi)
Paşaoğlu Konağı
Osman Paşa Şadırvanı
Bolaman Hazinedaroğlu Konağı
Fatsa Hacı Hulusi Baba Camii
Bolaman Yeni Pazar Camii
Parklar ve mesire alanları
Boztepe
Yasonburnu Yarımadası
Çaka Kumsalı ve Mesire Yeri
Efirli Plajı
Yönetim[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Ordu’nun ilçeleri
Nüfusları ile birlikte Ordu’nun ilçelerini gösteren harita
Ordu’nun 19 ilçesi bulunmaktadır.
Eğitim[değiştir | kaynağı değiştir] İldeki tek üniversite olan Ordu Üniversitesi, 2006 yılında kuruldu.
Medya[değiştir | kaynağı değiştir]
Gazeteler[değiştir | kaynağı değiştir]
Ordu Hayat
Karadeniz Bayrak
Ordu Değişim
Ordu Gerçek
Ordu Haberci
Ordu İstikbal
Ordu Kent
Ordu Olay
Ordu Vizyon
Mesudiye 52[30]
Radyolar[değiştir | kaynağı değiştir]
Ordu FM
Radyo Frekans
Radyo Net
Radyo 52
Ulus FM
Enerji FM
Ort FM
TV kanalları[değiştir | kaynağı değiştir]
Ordu TV
TV 52
Altaş TV
Boztepe TV
Altınordu TV
Kardeş şehirler[değiştir | kaynağı değiştir]
Gürcistan Batum (Gürcistan) (2010)
Türkiye Marmaris (Türkiye) (2011)
Azerbaycan Bakü (Azerbaycan) (2011)
Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]
^ 2015 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Sonuçları
^ http://www.turkishstudies.net/sayilar/sayi4/demirnecati.pdf
^ Özhan Öztürk. Pontus, Antikçağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi, Genesis Yayınları. Ankara 2011, S.492
^ Özhan Öztürk. Pontus, Antikçağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi. Genesis Yayınları. Ankara 2011. S.566
^ 6360 – Resmi Gazete
^ 6447 – Resmi Gazete
^ “Kanun No. 6447”. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Nisan 2015.
^ “Resmî İstatistikler – Ordu”. Meteoroloji Genel Müdürlüğü. 1 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Haziran 2016.
^ “1965 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1970 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1975 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1980 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1985 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1990 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2000 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2007 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2009 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2010 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2011 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2012 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2013.
^ “2013 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 15 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2014.
^ “2014 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
^ “2015 genel nüfus sayımı verileri” (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA
Niğde ÇATI Aktarma Çatı Yapım USTASI Fiyatları
Niğde ÇATI, Niğde ÇATI YAPIMI, Niğde çatı tamiri, Niğde çatı aktarma, Niğde çatı fiyatları, Niğde çatı firmaları,
Niğde çatı firması, Niğde çatı ustası, Niğde çatı ustaları, Niğde çatı yapımı ustası, Niğde çatı tamir ustası, Niğde çatı montaj,
Niğde membran çatı, Niğde şıngıl çatı, Niğde kiremit çatı, Niğde pergole çatı, Niğde sundurma çatı, Niğde teras çatı,
Niğde ahşap çatı, Niğde demir çatı, Niğde profil çatı, Niğde çatı izolasyon, Niğde çatı firması,
UYGUN Çatı Kiremit aktarma Ustası
Önce Bölgeye uygulanacak çalışma için Niğde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI Alanında uzman ustalarımız keşif yaparak proje hazırlarlar.Niğde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI ustalarımız Analiz yapılan bölgeye gerekli duyulan malzemeyi saptarlar.
Niğde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI çalışma yapılacak alanlarda nelere ve İhtiyaç duyulduğu müşteriye paylaşılır,Niğde Kiremit çattı ustalarımız Tarafından Uygulamaya konulur.
Öncelik olarak Niğde geneline tüm bölgelerine Türkiye Geneline Niğde ilinde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI uygulamaları Niğde ÇAtı Aktarma Çatı Yapımı USTASI sistemleri profesyonel Niğde çatı ustalarımız tarafında güven ve kalite ilkelerini siz değerli müşterilerinine en ekonomik fiyatlar ile sunmaktadır.Niğde Kiremit Çatı Ustalarımız Türkiye genelinede hizmet vermektedirler.BİZE ULAŞIN
Talep oluşturmak için bize ulaşın. 0530 153 78 60
Niğde (il)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Başlığın diğer anlamları için Niğde (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
Niğde
— İl —
Ülke Türkiye
Coğrafi bölge İç Anadolu
Yönetim
– Vali Ertan Peynircioğlu[1]
Yüzölçümü
– Toplam 7.312 km2 (2.823,2 mi2)
Rakım 1.229 m (4.032 ft)
Nüfus (2015)[2]
– Toplam 343.898
– Yoğunluk 23,20/km² (60,1/sq mi)
– Kır 158.114
– Şehir 185.784
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İl alan kodu 388
İl plaka kodu 51
İnternet sitesi: nigde.gov.tr
Niğde, Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesinin güneydoğusunda ve Kapadokya bölgesinde yer alan merkezi Niğde kenti olan idari birimdir. Rakımı 1.229 m olan Niğde ilinin 2016 nüfusu 346.114’tür. Aksaray, Nevşehir, Kayseri ve Konya illerine komşu olan Niğde, güneyde Bolkar Dağları ile Mersin ilinden, güneydoğu ve doğudan Aladağlar’ın oluşturduğu doğal sınırlar ile de Adana ilinden ayrılır. Çamardı ve Ulukışla ilçeleri Akdeniz bölgesinde kalmaktadır.
Termal kaynakları, ören yerleri, zengin tarihi dokusu, doğal güzellikleri, dağ ve kış turizm olanakları kenti turizm merkezi yapan önemli unsurlardır.
Halkın esas geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Elma ağacı sayısında Niğde ili ülke sıralamasında ilk sırada yer alır. Ülke genelinde patates üretiminin ise % 25’lik bölümü bu ilde üretilir. Ancak Niğde Merkez Organize Sanayi, Bor Deri Organize Sanayi, halı fabrikası ve diğer küçük sanayi kolları Niğde halkı için önemli istihdam alanlarıdır. Geleneksel el sanatları bakımından Niğde önemli bir ildir. Niğde ilinde üretilen halılar dünyanın birçok ülkesinde müşteri bulmaktadır.
İçindekiler [gizle]
1 Tarihçe
1.1 İlk dönemler
1.2 Osmanlı Devleti
1.3 Milli Mücadele dönemi
1.4 Cumhuriyet donemi
2 İlçeleri
3 Nüfus
4 Coğrafya
4.1 Konum
4.2 Dağlar
4.3 Ovalar
4.4 Akarsular
4.5 Göller
4.6 İklim
5 Ekonomi
5.1 Termal
5.2 Tarım
5.3 Hayvancılık
5.4 Ormancılık
5.5 Mâdencilik
5.6 Sanâyi
5.7 Ulaşım
5.8 Niğde Gazozu
6 Turizm
6.1 Niğde Etnografya ve Arkeoloji Müzesi
6.2 Türkler öncesi eserler
6.2.1 Tyana Harabeleri
6.2.2 Göllüdağ Harabeleri
6.2.3 Kaya Kilise ve Manastırlar
6.2.4 Tyana Su Kemerleri
6.2.5 Roma Havuzu
6.2.6 Eski Gümüşler Manastırı
6.3 Selçuklu ve Anadolu Beylikleri eserleri
6.3.1 Niğde Kalesi
6.3.2 Alâaddin Camii
6.3.3 Sungur Bey Câmii ve Türbesi
6.3.4 Şah Mescidi
6.3.5 Hanım Camii
6.3.6 Ulu Cami (Bor)
6.3.7 Ak Medrese
6.3.8 Hüdâvend Hatun Türbesi
6.3.9 Gündoğdu Türbesi
6.3.10 Sungurbey Kütüphanesi
6.4 Osmanlı Devleti eserleri
6.4.1 Paşa Camii
6.4.2 Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı
6.4.3 Dışarı Camii
6.4.4 Nigde Kalesi Saat Kulesi
6.4.5 Kiliseler
6.5 Doğal turistik yerler
6.5.1 Demirkazık Tepesi
6.5.2 Köşk
6.5.3 Keten Çimeni
6.5.4 Değirmenli Damlataş Mağarası
6.5.5 Çiftehan Kaplıcaları
7 Kültür
7.1 Mahallî Kıyâfet
7.2 Mahallî Oyunlar
7.3 Niğde yemekleri
7.3.1 Tatlılar
7.4 Şive
8 Kronoloji
9 Kaynaklar
10 Dış bağlantılar
Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]
Niğde İli’nin en eski adının Nahita ya da Nakita olduğu öne sürülmektedir. Bu ada ilk kez İbn Bidi’de rastlanmıştır.
Nakida adı kimi zaman Nekide olarak da kullanılmış, 14. yüzyılda aynı sözcük arap harfleriyle Nîkde, daha sonrada nîkde olarak okunacak biçimde yazılmıştır. Cumhuriyet’ten sonra bu ad, Niğde’ye dönüştürülmüştür.
İlk dönemler[değiştir | kaynağı değiştir]
Roma devri eseri Gümüşler Manastırında Gülümseyen Meryem Ana
Niğde’nin antik tarihine ait bilgileri bölgede yapılan Bahçeli Köşk Höyüğü, Altunhisar Pınarbaşı Höyüğü, Çamardı Cellaler Höyüğü, Güllüdağ Örenye ve Divaralı Höyüğü kazılarından elde edebiliyoruz. Bu bilgilere dayanarak Niğde Tarihi MÖ 7000-5500’lü yıllardan itibaren başlatmamız mümkün olabilmektedir.
Niğde yöresi, Hititlerin döneminde Tabal Konfederasyonu içinde bulunması nedeniyle, Tabal Toprakları diye anılıyordu. Tabal’ın geç Hititler dönemi merkezi Tuvanuva’da (Tyana) bugünkü Kemerhisar’dı.
Osmanlı Devleti[değiştir | kaynağı değiştir]
Niğde ili merkez ilçesinin eski bir görünümü
19. yüzyılda Niğde sancağı olaysı bir siyasal yaşam geçirmiş İç Anadolu’da daha çok kuzeyde etkili olan yerel ayaklanmalar’dan zarar görmemiştir.
Ürgüp’ün Muşkara adlı köyünden çıkıp Osmanlı devletine sadrazam olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa doğum yerine ve çevresine bayındırlaştırıken Niğde kalelerinin muhafızlarına ait haklarıda Nevşehir’e verdi. Böylece yörede ağırlık Ürgüp ve Nevşehir’e doğru kaydı.
Niğde yöresi, Osmanlı Devleti’nin klasik döneminde eyaleti Karaman Nevşehir Livası içinde yer almaktaydı. Niğde 1849’da sancak merkezi oldu. 1860’da Niğde’nin 6 kazası vardı: Merkez, Kırşehir, Ürgüp, Nevşehir, Aksaray ve Yahyalı. 1867’de vilayet nizam namesinde de Niğde, Konya Vilayeti’ne bağlı bir sancak gözükmektedir. Konya Vilayetinin Niğde’den başka bir Konya Merkez İçel, Hamidabad (Isparta) ve Tekke (Antalya) olmak üzere toplam 5 sancağı vardı. Niğde sancağının toplam 5 kazası ise Niğde Merkez kaza , Nevşehir, Kırşehir, Ürgüp (Nahiye olan Yahyalı Ürgüp’e bağlıydı) ve Aksaray’dan oluşmaktaydı.
1877’deki kayıtlarda Niğde Sancağı’nın 1867 deki durumunu koruduğu görülüyor. Bu dönemde Niğde sancağının ‘da kaza sayısında bir değişikli olmamakla birlikte Kırşehir’in yerine Bor kazasını sancağa bağlandığı görülmektedir.
Niğde Sancağı, 1892 ve 1903 te yine Konya Vilayetine bağlı kaldı.Ne varki sancağın toplam kaza sayısı 5’ten 8’e yükseldi. Bu kazalar şunlardır: 1- Niğde Merkez Kaza 2-Bor 3- Nevşehir 4- Ürgüp 5- Aksaray 6-Maden( Çamardı) 7-Şücaeddin(Ulukışla) 8-Arapsun (Gülşehir)
Niğde İkinci Meşrutiyetten sonra bağımsız sancak durumuna getirildi. Bu dönemde Niğde ,bağımsız sancağın kazaları Maden dışında aynı kaldı.
Milli Mücadele dönemi[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde Milli Mücadele yılarının oldukça dingin illerindedi. Yöre yabancı güçlerinin işgaline uğramadığı gibi, bir iki cılız gösterinin, Kuva-i Milliye karşıtı güçlü bir eylemede tanık olmamıştı.Yöredeki başlıca askeri etkinlik Adana Kuva-i Milliysi’ne verilen lojistik destekle sınırlıydı. İlçelerden Ulukışla’da ise Fransızlar işgal teşebbüsünde bulunmuş ama yerel örgüt tarafından püskürtülmüşlerdir.
30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi günlerinde Niğde aynı adlı bağımsız sancağın merkeziydi. Merkez kaza ile birlikte 7 kazası vardı. Bunlar: Aksaray, Bor ve Ulukışla ile bu gün Nevşehir İline bağlı olan Gülşehir (Arapsun) Nevşehir ve Ürgüp idi. Toplam nüfusu 290.000 dolayında olan sancağın nüfusça en büyük 2 kazası Merkez kaza ile Aksaray’dı.
Cumhuriyet donemi[değiştir | kaynağı değiştir]
Niğde Kale Parkından Niğde ili merkez ilçesinin batı kesiminin görünümü (sağda Saat Kulesi görünmektedir)
Cumhuriyetin İlanı ile Niğde Konya Vilayetinden ayrılarak müstakil vilayet statüsüne kavuşması en önemli gelişmedir.
Milli mücadele ile başlayarak, Cumhuriyetle devam eden dönem ve istikrar bütün Türkiye’de gibi Niğde’de bayındırlık, eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel alanlarda büyük gelişmeleri beraberinde getirmiştir.
Atatürk ve onun kurduğu Cumhuriyeti gönülden benimseyen, her zaman onun devamını destekleyen ve desteğinin devam ettiren illerin başında gelen Niğde ili, Cumhuriyetin ilanın top atışıyla kutlayan ilk ilidir.
1923 yılında Niğde il olarak cumhuriyet idaresine bağlanmıştır. Nevşehir İlçesi 1954’de il olarak Niğde’den ayrılmıştır. Aksaray ilçesi 15.06.1989 gün ve 3578 sayılı kanun ile Niğde’den ayrılarak il statüsü kazanmıştır. Aynı kanunla Çiftlik ve Altunhisar bucakları da ilçe statüsü alarak Niğde iline bağlanmıştır.
1992 yılında, daha önce Selçuk Üniversitesine bağlı, Niğde’deki fakültelerin ayrılmasıyla Niğde Üniversitesi kurulmuştur.
İlçeleri[değiştir | kaynağı değiştir]
Niğde’nin Çamardı ilçesinden bir görünüm
Niğde ili 6 ilçe’den oluşmaktadır.
Altunhisar
Bor
Çamardı
Çiftlik
Niğde (merkez ilçe)
Ulukışla
Nüfus[değiştir | kaynağı değiştir]
Niğde il nüfus bilgileri
Yıl Toplam Sıra Fark Şehir – Kır
1965[3] 362.444 38
%19 69.956292.488 %81
1970[4] 408.441 37 %13Dark Green Arrow Up.svg
%21 85.772322.669 %79
1975[5] 463.121 37 %13Dark Green Arrow Up.svg
%24 109.094354.027 %76
1980[6] 512.071 34 %11Dark Green Arrow Up.svg
%27 140.415371.656 %73
1985[7] 560.386 34 %9Dark Green Arrow Up.svg
%31 172.556387.830 %69
1990[8] 305.861 56 -%45Red Arrow Down.svg
%32 97.286208.575 %68
2000[9] 348.081 55 %14Dark Green Arrow Up.svg
%36 126.812221.269 %64
2007[10] 331.677 53 -%5Red Arrow Down.svg
%45 149.696181.981 %55
2008[11] 338.447 51 %2Dark Green Arrow Up.svg
%45 151.924186.523 %55
2009[12] 339.921 51 %0Dark Green Arrow Up.svg
%47 158.398181.523 %53
2010[13] 337.931 53 -%1Red Arrow Down.svg
%48 163.237174.694 %52
2011[14] 337.553 54 -%0Red Arrow Down.svg
%50 168.596168.957 %50
2012[15] 340.270 54 %1Dark Green Arrow Up.svg
%51 173.480166.790 %49
2013[16] 343.658 53 %1Dark Green Arrow Up.svg
%53 182.097161.561 %47
2014[17] 343.898 53 %0Dark Green Arrow Up.svg
%54 185.784158.114 %46
2015[18] 346.114 54 %1Dark Green Arrow Up.svg
%55 189.670156.444 %45
2011 ADNKS verilerine dayanarak Niğde ilinin ilçelerine göre nüfus dağılımı ise şu şekildedir[19]:
İlçe İlçe merkezinin nüfusu Belde ve köylerin nüfusu Toplam nüfusu
Merkez İlçe 114.376 83.712 198.088
Altunhisar 2.909 11.572 14.481
Bor 39.309 21.095 60.404
Çamardı 3.409 11.330 14.739
Çiftlik 3.373 25.629 29.002
Ulukışla 5.220 15.619 20.839
TOPLAM 168.596 168.957 337.553
Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]
Konum[değiştir | kaynağı değiştir]
Compass rose pale.svg Aksaray Nevşehir Kayseri
g t d
Compass rose pale.svg
Konya Kuzey Kayseri
Batı Niğde Doğu
Güney
Konya Mersin Adana
Niğde İç Anadolu bölgesi ‘nin güney doğusundadir. Üç tarafı Toroslar’ın genç kıvrım dağları ile çevrilidir. Güneyi Orta Toroslar içerisinde yer alan Bolkarlar ve Aladağlar’ ın kuzeye doğru kıvrımlanarak sokuldukları alan ile batısı ise Konya ovası ile birleşik Emen ovası sınırlanır. Matematiksel olarak 37 derece 25 dakika güney (S), 38 derece 58 dakika kuzey (N) paralelleri ile; 33 derece 10 dakika batı (W) ve 35 derece 25 dakika doğu (E) meridyenleri arasında yer alır.
Kuzeybatıda Aksaray, kuzeyde Nevşehir, kuzeydoğuda Kayseri, batı ve güneybatıda Konya illeri ile komşu olan Niğde ili, güneyde Bolkar dağları ile Mersin, güneydoğu ve doğuda Aladağlar’ın oluşturduğu doğal sınırlar ile Adana illerinden ayrılır.
Bu sınırlar içinde yaklaşık 779,522 hm² yüzölçümüne sahiptir. Kuzeyde Misli Ovası ve güneyde Bor Ovası bir kenara bırakıldığında, son derece yüksek, dağlık ve akarsularca yarılmış arızalı bir görünüme sahiptir. Deniz seviyesinden olan yükselti Bor Ovası’nda 1000 metreyi bulurken, bu değer Misli Ovası kuzeyinde 1350 metreye ulaşır.
İlin güneybatısıAladağlar ile sınırlanmıştır.
Dağlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Aladağlar’da Demirkazık Tepesi (3756 m) en yüksek noktadır.
Niğde’ye yüksek bir görünüm kazandıran yüksek dağlık ve tepelikleri, oluşum ve gelişimleri itibariyle üç grupta değerlendirilebilir.
Orta Torosları oluşturan ve Bolkar Dağları kuzeydoğu uzantıları ile,Aladağlar’ın güneybatı uzantıları arasında bulunan Ecemiş Koridoru ile birbirinden ayrılırlar. Bolkar Dağları’nda Medetsiz Tepesi (3524 m) ve Aladağlar’da Demirkazık Tepesi (3756 m) en yüksek noktaları oluştururlar.
İç Anadolu volkanizması içinde Aksaray ile Niğde arasında yer alan Hasandağı (3268 m), Keçeboyduran (2727 m), Niğde’nin yaslandığı Melendiz Dağı (2936 m) ve kuzeybatıda Göllüdağ (2143 m) başlıca volkanik dağlardır.
Ovalık alanların ortasında yükselen flüvial erozyon ile çevresinin aşındırılması sonucunda tek başına yüksek bir görünüm sunan farklı aşınma ile oluşan Misli ovası’nda görülen yassı Tumba tepe , Yumru tepe farklı aşınılma oluşup, Bor ovası Çukurkuyu – Altunhisar hattının bastısında görülen tepelikler volkanik kökenli olurken ; Karahöyük , Köşkhöyük , Kınıkören höyüğü, Misli ovasında Höyükhan höyüğü de tepelik alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ovalar[değiştir | kaynağı değiştir]
Niğde’de meyvecilik ve elma bahceleri yaygındır. Çamardı-Pozantı yolu üzerindeki bahçeler
Niğde İlinin kuzeydoğusunda geniş yer kaplayan Misli Ovası ile, güneybatıda yer alan Bor Ovası iki büyük birimi oluşturur. Her iki ova içinde Niğde merkezinin yer aldığı kuzeydoğu- güneybatı doğrultulu bir depresyonla birbirlerine bağlanır. Tektonik çöküntü ile oluşan bu ovalar, önce volkanik alanlardan çıkan piroklastik metaryellerle sonradan dağlık alanlardan gelen alüvial dolgularla doldurularak, alüviel dolgu ovaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Pleistosen’den itibaren akarsularca yarılan bu alanlar, dağlık alanların kenar kesimlerinde plato karakterini almıştır. Kenarlarında geniş alanlar boyunca uzanan birikinti koni ve yelpazeleri dikkat çekicidir.
Kuzeybatıda Melendiz Dağı ve Göllüdağ ile çevrili olan Melendiz Ovası, geriye aşınılma batıdan bölgeye sokulan Melendiz suyu ve kolları ile yarılarak boşaltılmış geniş bir düzlük alandır.
Diğer taraftan dağlık alanlar arasında akarsu vadileri boyunca uzanan akarsu boyu ovaları da görülmektedir. Güneyde Tabur Dağı önlerinde bulunan Kılan Ovası, doğuda Hanağzı dere boyunca uzanan ova ile Kemerhisar güneyindeki Ovacık Ovası başlıcalarıdır.
Akarsular[değiştir | kaynağı değiştir] Karasu Deresi, Çiftehan çayı, Ecemiş Suyu, Uluırmak başlıca ana akarsuları oluştururlar.
Karasu : Aktaş yakınlarından doğarak, kuzey-güney doğrultusunda uzanırken Gümüşler’den Kereci Deresi ni, Niğde Şehir merkezini geçtikten sonra uzantı deresi ni alır. Yer altı ve kaynak sularıylada beslenen Karasu’da Bor ovasında kaybolur. Üzerinde Akaya barajı yer alır.
Çiftehan Çayı: Seyhan Nehri’nin kollarından biri olan Çiftehan Çayı, Adana – Ankara karayolu ve demiryolunun kenarından akarak ili terk etmektedir. Çaya Torosların eteklerinden yüzeye çıkan Şekerpınarı kaynak suyu ve birçok dere katkida bulunur. Bunlardan bazılarının suları yazın tamamen kurur. Çay bir süre sonra Ömerli ve Kırkgeçit derelerini bünyesine alarak Çakıt Suyu adını alır.
Çakıt Suyu Ulukışla Pozantı arasında Çakıt Vadisi’ni meydana getirerek Orta Toros Dağları’nı kuzey – güney doğrultusunda yarmıştır.
Ecemiş Suyu: Kaynağını Aladağ‘dan alır. Kuzeydoğu –Güneybatı doğrultusunda ilerlerken, Çamardı yakınlarında İçkuyu Deresini alarak Yelatan Güneyinde İl sınırlarından çıkarak, Seyhan kolu Güngör Deresine karışır.
Uluırmak: Melendiz dağlarında doğduktan sonra, Asmasız ve Ramat kısımlarından gelen kaynak suları ile beslenir. Çiftlik ve Melendiz Ovasını geçerek Ihlara Vadisine ulaşır.
Göller[değiştir | kaynağı değiştir]
Niğde’de karasal iklim bitki örtüsü hakimdir. Melendiz Dağı’nda geven bitki örtüsü
Niğde ilindeki, göller bakımından zengin olmamakla birlikte oluşum ve gelişimleri birbirinde farklı göllere de sahiptir.
Aladağlar ve Bolkarlar üzerinde buzul aşılımıyla oluşmuş sirk gölleri yer almaktadır. Akgöl, Alagöl, Çinigöl, Yedi Göller, Karagöl başlıcalarıdır. Hasandağı, Göllüdağ üzerinde volkanik krater gölleri yer alırken kuzeydeki Narlıgöl ise volkanik çöküntü maar gölü olarak oluşturulmuştur. Narlıgöl yer altından sıcak su kaynaklarıyla beslenmesi nedeniyle minarelce zengin, suları acı bir göldür.
Diğer taraftan akarsu yatakları önünde sulama amacıyla inşa edilen setlerin gerisinde da suların toplanmasıyla baraj göller oluşmuştur. Melendiz Dağlarından gelen Kırkpınar ve Baldıra dereleriyle beslenen Gebere Barajı 1939 -1941 yılları arasında inşa edilmiş. Gümüşler Barajı’na, hemen gerisindeki dağlık alanlarda inen sular toplandığı içinde bol miktarda aynalı sazan balığı yaşamaktadır. Karasunun aşağı mecrası üzerine kurulu olan Akkaya Barajı, Koyunlu, Dikilitaş, Azatlı, Hacıbeyli ve Murtaza Gölleri de sulama amacıyla yapılmış diğer göllerdir.
İklim[değiştir | kaynağı değiştir]
İklim diyagramı: Niğde
O Ş M N M H T A E E K A
30.7 5-5
29.5 6-4
32.7 110
47 175
44.8 218
25.6 2612
5.2 2915
4.5 2915
8.1 2611
29.1 206
33.5 131
39 7-3
sıcaklık (°C) • yağış (mm)
kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü
Niğde’de Orta Anadolu’nun tipik kara iklimi görülür. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır. Yağışların kar hali kışın, yağmur haline ise ilkbaharda rastlanmaktadır.
Sıcaklık: En sıcak ay ortalaması temmuz ayına, en soğuk ay ortalaması ise ocak ayına rastlanır. Gerek mevsimler arasındaki sıcaklık farkı, gerekse gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı, kara ikliminin en karakteristik örneğidir.
Niğde’de yapılan gözlemlere göre en yüksek ortalama sıcaklık 29,4 derece ile Temmuz ayına, en düşük ortalama sıcaklık ise -4,6 derece ile Ocak ayına rastlar.
Yağışlar: Niğde de yıllık yağış ortalaması 330 mm’dir. Yağışın en fazla olduğu ay ortalam 47 mm ile nisan, en az olduğu ay ise ortalama 4,5 mm ile Ağustos ayıdır.
Nemlilik: Niğde de ortalama nispi nem %56’dır. Nemin en fazla olduğu ay %80 ile şubat, en düşük ay %28 ile ağustos ayıdır.
[gizle]Nuvola apps kweather.svg Niğde iklimi Weather-rain-thunderstorm.svgAylar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Yıl
En yüksek sıcaklık rekoru, °C 18,6 19,6 26,2 30,8 32 34 37,8 37,8 34,6 30,6 23,5 20,9 37,8
Ortalama en yüksek sıcaklık, °C 4,6 6,1 11,2 16,7 21,3 25,7 29,4 29,3 25,7 19,6 12,5 6,7 17,4
Ortalama sıcaklık, °C −0,5 0,8 5,3 10,6 15,1 19,4 22,8 22,3 17,9 12,1 5,9 1,3 12,1
Ortalama en düşük sıcaklık, °C −-4,6 −3,6 0,1 4,7 8,4 12,0 15 14,6 10,5 6,1 1 −2,8 5,1
En düşük sıcaklık rekoru, °C −21,7 −24,2 −23,9 −6,9 −0,3 3,8 7,1 6,9 1,7 −5,2 −14,7 −20,6 −24,2
Ortalama yağış, mm 30,7 29,5 32,7 47 44,8 25,6 5,2 4,5 8,1 29,1 33,5 39 330
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü [20] Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde ilinin ekonomisi tarıma dayanır. Faal nüfûsun %70’i tarımla geçinir. Sanâyileşme son senelerde gelişmeye başlamıştır.
Termal[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde’nin Çiftehan beldesi kaplıcalarıyla tanınan turizm merkezidir.
Tarım[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde, Anadolu’nun buğday ambarı sayılan 10 il arasında yer alır. Türkiye’de en çok elma bu ilde sazlıca kasabasında yetişir. Elmadan sonra patetesi meşhurdur Niğde ili beyaz baş lahana üretiminde 2. sıradadır. Niğde’de Bor İlçesi’nde Kaynarca lahanası üretilmektedir. Lahana tarımı Kaynarca Köyü civarında yoğunlaşmıştır. Bunlara ilâveten baklagiller, ayçiçeği, patates, buğday, arpa, çavdar, fasulye, nohut, sarımsak ve şekerpancarı da yetişir.
Sebzecilik önemli değildir. Fakat meyvecilikte ileri durumdadır. Merkez ilçe, Bor, Çamardı ve Kemerhisar’da geniş elma bahçeleri vardır. Misket elması meşhurdur.
Bağcılık da önemli yer tutar. İç Anadolu’da üzüm yetiştirmede en önde gelen illerdendir. Gübreleme, sulama, modern tarım araçlarının kullanılması ve ilâçlama hızla artmaktadır. Her çeşit üründe verim seneden seneye artmaktadır.
Hayvancılık[değiştir | kaynağı değiştir] Küçükbaş hayvancılığı önemlidir. Büyükbaş hayvan sayısı da artmaktadır.
Ormancılık[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde ilinde orman varlığı çok azdır. Orman ve fundalıklar il topraklarının %3’ünü kaplar. En çok rastlanan ağaç türü kayın, meşe, çam, dışbudak ve köknardır. Daha çok Aladağların eteklerinde olan ormanlar 2400 hektar arâziyi kaplar. Senede 4 bin m³ sanâyi odunu ile 5 bin ster yakacak odun elde edilir.
Mâdencilik[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde ili mâden bakımından oldukça zengin sayılır. Başlıca mâden rezervleri demir, çinko, kurşun, civa, volfram, bakır, kükürt, gümüş, altın, antimon, kaolin ve alçıtaşıdır. Fakat işletilen mâden yatakları demir, çinko, antimon, kaolin ve alçıtaşıdır. Ulukışla’daki alçıtaşını Azot Sanâyi A.Ş. işletir. Senede yaklaşık 100 bin ton alçıtaşı çıkarılmaktadır.
Sanâyi[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde ilinde sanâyi 1980 senesinden sonra ve bilhassa son senelerde gelişmeye başlamıştır. 1964’te 10 kişiden fazla işçi çalıştıran sanâyi işyeri 3 iken, günümüzde bu sayı 50’yi aşmıştır.
Başlıca sanâyi kuruluşları; çimento fabrikası, Bor şeker Fabrikası, un fabrikaları, peynir-tereyağ fabrikası, Niğde Meyve suyu ve Gıdâ Sanâyii A.ş., beton direk fabrikası, biriket-tuğla fabrikaları, Ulukışla Alçıtaşı ışletmesi, otomobil yedek parça (rotbaşı, rotel ve rot çubuğu) îmâl eden fabrika ve Birko Halı Fabrikası. Ayrıca Niğde’de Tekir markalı su fabrikası da mevcuttur. Aynı marka adı altında doğal maden suyu üretim tesisi inşaatı da son hızla sürmektedir.
Ulaşım[değiştir | kaynağı değiştir]
Ulukışla ilçesinden bir görünüm, Ulukışla demir ve kara yollarının bir kavşak noktasıdır.
Niğde ili ıç Anadolu ile Kuzey ve Batı Anadolu’yu güney ve doğuya bağlayan önemli demiryolu ve karayollarının kavşak noktasıdır. Türkiye’nin dörtyanı ile ulaşım irtibatı vardır. Demiryolu bakımından, Batı Anadolu’yu doğu ve güney illerimize, Suriye ve Irak’a bağlayan demiryolunun üzerindedir. Konya-Adana demiryolu, Niğde’nin güneyinde Kardeş Gediğinde ikiye ayrılır. Bir kol Adana’ya bir kol Kayseri’ye gider. Ulukışla-Bor-Niğde Kayseri’ye giden demiryolu üzerindedir. Ankara’yı Adana’ya bağlayan E-5 karayolu Ulukışla’dan geçer. Burada ikiye ayrılıp, biri İçel’e diğeri Niğde’ye gider.
Niğde Gazozu[değiştir | kaynağı değiştir] Türkiye’de üretilen en eski gazlı içeceklerdendir.
Üretimine 1962 yılında İsmet Olcay tarafından 44 metrekarelik bir dükkânda başlandı. Niğde gazozu bugün Niğde Meşrubat ve Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından yıllık 8 milyon şişenin üzerinde bir kapasiteye sahip fabrikada üretilmektedir. Az şekerlidir ve ahududu aroması içerir.
Turizm[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde doğal güzellikleri, kültürel varlıkları ve termal kaynakları ile turizm açısından önemli cazibelere sahiptir.
Niğde Etnografya ve Arkeoloji Müzesi[değiştir | kaynağı değiştir] 1976’da yapılmıştır. Antik Çağa ait eserlerle, Selçuklu ve Osmanlı devrine ait 12 bin eser sergilenir. Akmedrese de müze olarak kullanılmaktadır.
Türkler öncesi eserler[değiştir | kaynağı değiştir] Tyana Harabeleri[değiştir | kaynağı değiştir] Bor ilçesinin Kemerhisar bucağı yakınındaki şehir kalıntıları, Hititlere ait ve MÖ 2000 yılında önemli bir merkez olan Tuvana şehrine aittir.
Göllüdağ Harabeleri[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde’nin 40 km kuzeyinde Bozköy ve Kömürcü köyleri arasında Göllüdağ’da bir Hitit şehridir. Şehir kalıntıları 3 km²’dir ve surlarla çevrilidir. MÖ 8. asırda yangın neticesi yıkılmış ve bir daha yapılmamıştır. Savaş ve tapınak kalıntıları vardır.
Kaya Kilise ve Manastırlar[değiştir | kaynağı değiştir] Roma ve Bizans devrinde Ihlara Vadisinde kayalara oyulmuş kilise ve manastırlar olup, bâzısı bir saatte gezilecek kadar büyüktür.
Tyana Su Kemerleri[değiştir | kaynağı değiştir] Kemerhisar-Bahçeli kasabaları arasında Roma devrinden kalma su kemerleridir.
Roma Havuzu[değiştir | kaynağı değiştir] Bahçeli kasabasındadır. Etrafı mermerle çevrili Roma devrine ait bir havuzdur.
Eski Gümüşler Manastırı[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde’ye 8 km mesafede, Gümüşler kasabasındadır. Roma devrinde yapılmıştır.
Gümüşler Manastırı’nın üstten görünümü
[[Dosya::Gümüşler Manastırı.jpg|250px|thumb|right| Gümüşler Manastırı’nın dıştan görünümü]]
Selçuklu ve Anadolu Beylikleri eserleri[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde Kalesi[değiştir | kaynağı değiştir] Selçuklu Sultanı Birinci Alâaddin Keykubat yaptırmıştır. Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde onarım gördüğü kitabe ve motiflerden anlaşılmaktadır. En son Fatih devrinde İshak Paşanın emriyle tâmir ettirilmiştir. Safevî ve Akkoyunlu tehlikesi sona erince kale tamir ettirilmemiştir.
Kale üç surla çevrilmiştir. Fakat birçok yeri yıkılmış olan kalenin bedenlerinin bir kısmı evlerin duvarı olmuştur. Bugün tepenin kuzeydoğusunda bir hisarı içine alan kısım ayakta kalabilmiştir.
Alâaddin Camii[değiştir | kaynağı değiştir]
Alâaddin Camii
Birinci Alâaddin Keykubâd zamânında Niğde Sancakbeyi Zeyneddin Başara tarafından 1233’te yaptırılmıştır. Selçuklu sanatının günümüze kadar en iyi korunmuş eserlerinden olup, mihrap ve minberi çok güzel bir sanat âbidesidir.
Niğde’nin en eski camisi olup Mîmar Sıddık bin Mahmud ve kardeşi Gazi yapmıştır. Sarı ve kül renkli kesme taştan yapılan câminin doğu kapısı son derece güzel geometrik motiflerle süslüdür. Cami süslemeleri bakımından Selçuklu devrinin en kıymetli eserlerinden biridir. Damalı minaresi camiye ayrı bir güzellik katmaktadır. Caminin kapısı yılın belli bir zamanında sabahın ilk ışıklarının kapıya vurmasıyla kapıda bir kız silüeti görülür. Rivayete göre caminin mimarı hükümdarın kızına aşık olur ve kızın güzelliğini motiflere işler.
Sungur Bey Câmii ve Türbesi[değiştir | kaynağı değiştir] Moğol asıllı Sungur Bey tarafından 1335’te yaptırılmıştır. On sekizinci asırda geçirdiği yangından sonra yeniden yapılmıştır. Mîmarî özelliği ve taş işçiliği şahane olan caminin süslemeleri çok zengindir. İlk yapıldığında iki minareliydi. Caminin yanında Sungur Bey’e ait sekiz köşeli bir türbe vardır.
Şah Mescidi[değiştir | kaynağı değiştir] Sungur Bey Camii yakınında olup 1413’te yaptırılmıştır. Kare plânlı bir camidir.
Hanım Camii[değiştir | kaynağı değiştir] Alâaddin Tepesi’nin doğusunda olup 1452’de yapılmıştır. Arife Hanım tarafından tamir ettirildiği için Hanım Camii olarak bilinir. Karamanoğulları devri eseridir.
Ulu Cami (Bor)[değiştir | kaynağı değiştir] Bor ilçesindedir. Karamanoğlu Alâaddin Bey tarafından 1410’da yaptırılmıştır. Cami dikdörtgen biçimindedir.
Ak Medrese[değiştir | kaynağı değiştir] Karamanoğlu Alâaddin Ali Bey tarafından 1409’da yaptırılmıştır. Adını kapısındaki beyaz mermerden alır. Selçuklu mîmarî tarzının çok güzel bir örneğidir. Ali Bey Medresesi de denir. 1936’da restore edildikten sonra arkeoloji müzesi olarak kullanılmaktadır. Geometrik motiflerle süslü giriş kapısı çok güzeldir.
Hüdâvend Hatun Türbesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Hüdâvend Hatun Türbesi Niğde’nin en önemli simgelerinden biridir
Hüdâvend Hatun Türbesi
Hüdâvend Hatun Türbesi Niğde
Moğol İlhanlı valisi Sungur Bey zamânında, Dördüncü Kılıç Arslan’ın kızı Hüdavend Hâtun tarafından 1312 senesinde yaptırılmıştır. Sekizgen plânlı yapı içten kubbe, dıştan piramit çatı ile örtülüdür. Doğusunda bulunan taçkapı yıldız geçmeler ve çeşitli motiflerle süslenmiştir.
Gündoğdu Türbesi[değiştir | kaynağı değiştir] Hüdavend Hatun Kümbetinin yanındadır. 1344’te ölen Hakkı Besvap için yaptırılmıştır. Kare plânlı yapı içten kubbe, dıştan piramit çatı ile örtülüdür. Türbenin kapısı geometrik, bitki ve örgü motiflerinden meydana gelen kuşaklarla çevrilidir.
Sungurbey Kütüphanesi[değiştir | kaynağı değiştir] Emîr-ül-ümerâ Seyfeddîn Sungur Ağa tarafından 1335 senesinde yaptırılmıştır. Günümüzde İl Halk Kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.
Osmanlı Devleti eserleri[değiştir | kaynağı değiştir] Paşa Camii[değiştir | kaynağı değiştir] On beşinci asra ait Osmanlı eseridir. Ali Paşa tarafından yaptırılan camiyi oğlu Murad Paşa genişletmiştir. 1909’da tamir gören caminin yanında türbe ve çeşme vardır.
Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı[değiştir | kaynağı değiştir] Ulukışla ilçesinde yer almaktadır. 1615-1616 yıllarında Osmanlı sadrazamlarından Mehmet Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğundan günümüze kadar yaşayan en büyük kervansaraylardan olma özelliğini taşımaktadır. 2006-2007 yıllarında Kayseri Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.
Dışarı Camii[değiştir | kaynağı değiştir] On altıncı asır Osmanlı eseridir. Tek kubbelidir. İnce işçilikli ve sedef kakmalı minber Sungur Bey Camiinden getirilmiştir.
Nigde Kalesi Saat Kulesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Nigde Saat Kulesi 19. yüzyıl Osmanlı eseridir.
Kalenin eski batı burcu üzerine yapılmış bulunan saat kulesi 19. yüzyıla tarihlenir. Niğde’nin sembolü olarakda kabul edilir. Kitabesi olmadığı icin hakkında fazla bilgi yoktur.
Kiliseler[değiştir | kaynağı değiştir] Nigde’de, 1800’lü yılların başlarında yapılmış il, ilçe ve köylerde birçok kilise bulunmaktadır. Mimari yapı tarzları birbirine çok yakındır. Dikdörtgen, basit haç planlı, üç nefl i, üç apsisli, yarı açık narteksli,kırma çatılı ve yontu taştan yapılmış bazilikalardır. Mimarisine büyük önem verilen çatı kaplamaları çeşitlilik arz eder. İç bezemelerindeki kalem işlerinde geç dönem Türk-Barok üslubunun izleri görülür. Bugün bir kısmı sosyal amaçlı kullanılan kiliselerin, bulundukları yerler; Yukarı Kayabaşı, Sungurbey Mahallesi Rum kilisesi, Eski saray mahahallesi. Ermeni Kilisesi, Kumluca, Hamamlı, Konaklı, Fertek, Küçükköy, Yeşilburç, Ballıköy, Hançerli, Hasaköy ve Dikilitaş, Altunhisar, Ovacık, Uluağaç, Kiçağaç, Tırhan, vb. yerlerde geç Osmanlı döneminde yapılmış kiliseler mevcuttur.
Doğal turistik yerler[değiştir | kaynağı değiştir]
Aladağların en yüksek noktası Demirkazık Tepesi
Demirkazık Tepesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Çok güzel manzaraları olan bu dağ yaz ve kış ayrı güzelliklere sahiptir. Kayakevinin bulunduğu bu dağ, kış sporlarına müsâittir. Dağcılık tesisleri ve alabalık üretme çiftliği vardır.
Köşk[değiştir | kaynağı değiştir] Bor ilçesinin Bahçeli kasabasında yeşillik ve sulak bir mesire yeridir.
Keten Çimeni[değiştir | kaynağı değiştir] Suyu bol, manzarası güzel ve yeşil bir yayladır. Fağda bulunur ama yüksek değildir. Çok büyük bir yayla olup düzlüğü de türkülere ilham kaynağı olmuştur. Niğde’de bulunan en büyük yüz ölçümüne sahip yayladır.
Değirmenli Damlataş Mağarası[değiştir | kaynağı değiştir] Sulardan oluşan sarkıtlarla ve elektrikli aydınlatmasıyla Görülmeye değer bir tarihi eserdir.
Çiftehan Kaplıcaları[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Çiftehan köyündedir.
Kültür[değiştir | kaynağı değiştir] Niğdekültürü, iç anadolu bölgesinin Konya ve Kayseri illerinden ve Doğu Akdeniz bölgesinin Adana ve Mersin illeri kültürlerinden etkilenmiştir.
Mahallî Kıyâfet[değiştir | kaynağı değiştir] Kadınlar biri günlük ev elbisesi diğeri kişilik denen husûsî günlerde giymek üzere bulundurdukları iki türlü elbise giyerler. Eskiden başlarına yazma örter, boyunlarına değirme alır, üzerlerine bindallı giyerlerdi. Ayağa ise kaloş kundura giyilirdi.
Erkekler başlarına püsküllü fes giyerlerdi. Gövdeye yakasız mintan ve bunun üzerine cepken giyilirdi. Cepken kolsuzdur. Omuz başları kol gibi uzanır. Göğsü işlemelidir. Şalvarın cep ağızları ve yanları işlemelidir. Çoraplar yünden ve ayağa ise kaloş ayakkabı, yemeni veya çarık giyilirdi.
Mahallî Oyunlar[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde ili halk oyunları ve halk türküleri bakımından da çok zengindir. Müzik; yumuşak, içli ve coşkuludur. Niğde’de “Halay”a Alay denir ve en çok tutunan oyundur. Diğer oyunları ise; Niğde Bağları, Çekin Alay Düzülsün, Hop Cilveli, Hop Dündarlı, Develi, Ansam, Hora, Tombili, Ufacık, Menberli, Sarıyıldız, Naciye, Kanacak, 3 Ayak ve Topal Koşma’dır.
Niğde yemekleri[değiştir | kaynağı değiştir] Niğde yöresine özgü bazı yemek ve tatlılar aşağıda listelenmiştir:
Niğde tavası, söğürme, soğan çoğanı, cevizli erişte, tandır ve çanak fasulyesi, zomu, mangır çorbası, oğma çorbası, öfeleme çorbası, düğcük çorbası, yoğurtlu çorba, sütlü çorba, nohutlu çorba, pancar çorbası, erişte pilâvı (Kesme Pilavı) ve çorbası, tarhana çorbası, kuskus pilavı ve çorbası, üzüm baranası, kabak köftesi, kabak musakkası, ditme, tirit, söğürme, valu söğürme, tatlı havu, ayvan baranası, soğan yahnisi, ekkabağı, papara, yumurtalı taze fasulye, kaygana, maklube ve püresi en meşhur yemeklerindendir.
Tatlılar[değiştir | kaynağı değiştir] Paluza, Aşı çorbası, Kaşık Kayganası, Kuru kayısı tatlısı, köfter tatlısı, cimcik tatlısı, sarı kiraz reçeli.[21]
Şive[değiştir | kaynağı değiştir] Prof. Dr. Leyla Karahan’ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışmasına göre Türkçenin Niğde ilinde kullanılan şivesi Batı Anadolu ağızları içindedir ve Ankara, Haymana, Balâ, Şereflikoçhisar, Çubuk, Kalecik, Kırıkkale, Kızılırmak, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri, Şarkışla, Gemerek bölgelerinde konuşulan ağız ile aynı alt sınıftadır.[22].
Niğde ili merkez ilçesinin eski bir görünümü
Kronoloji[değiştir | kaynağı değiştir]
MÖ 7000-5000 Neolitik Dönem
MÖ 3000-2000 İlk Tunç Çağ
MÖ 2001-1750 Hitit Krallık Dönemi
MÖ 1650-1460 Hitit İmparatorluk Dönemi
MÖ 1170-710 Tabal Geç Hitit Prensliği Dönemi
MÖ 710-620 Asur Egemenliği
MÖ 612-590 Kilikya Krallığı Dönemi
MÖ 590-550 Medler dönemi
MÖ 550-532 Persler Dönemi
MÖ 332-İS.17 Kağadokya krallığı dönemi
MS 17-395 Roma dönemi
395 Bizans Egemenliğinin başlaması
699 Araplar’ın Aksaray’ı Bizanslıların Elinden alması
707 Arapların Niğde’yi ele geçirmesi
729 Arapların Aksarayın yeniden alması
805 Harunü ‘r Reşid’in Aksarayı alması
832 Abbasi halifesi El-Memun döneminde Niğdenin Onarılması
965 Bizanslıların Niğde ve Aksarayı ele geçirmesi
1097 Niğde ve Aksarayın haçlıların eline geçmesi
1155 2. Kılıç Arslanın ile Danişmetli Yağı Basan’ın Aksaray önlerinde karşılaşması ve çatışmanın araya giren din adamları tarafından önlenmesi
1186 2. Kılıç Arslan’ın ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırması ve Niğde Arslan şahın payına düşmesi
1211 1. İzzeddin Keykavusun Niğde vağliliğine Zeyneddin Başarıyı atması
1249 2. İzzedin Keykavus ile VI. Kılıç Arslan’ın Aksaray önlerinde savaşması ve 5. Kılıç Arslan’ın yenilmesi
1256 İlhanlı ordusunun Aksaray’ı yağma ve yıkıma uğratması
1276 Niğde valisi Hatiroğlu Şerefeddin’in ayaklanarak Memluk Sultanı Baybars’ı Anadolu’ya çağırması
1277 Karamanoğulları’nın Aksaray’ı kuşatması
1300 Şiddetli kuraklık ve kıtlıktan Aksaray Niğde halkının büyük zarar görmesi
1365 Karamanoğulları‘nın Eretna Beliği’nden Niğde ve Aksarayı almaları
1398 Niğde ve Aksarayın Osmanlı Ülkesine katılması
1402 Timur‘un Niğde ve Aksarayı Karamanoğullarına geri vermesi
1420 Memluklar‘ın Niğde’yi ele geçirmeleri
1421 Karamanoğlu Ali bey‘in Niğde’ye çekilmesi ile Karamanoğlu Beylik topraklarının 2‘ye bölünmesi
1466 Niğde ve Aksaray‘ın kesin olarak Osmanlıların eline geçmesi
1574 Suhtilerin Niğde’de saldırı düzenlenmesi
1584 Celali elebaşısı Kiziroğlu Mustafa’nın adamlarının Niğde Yöresini talan etmesi
1603 Celali elebaşısı Tavil Mehmedin Niğdeyi yagmalaması
1849 Niğde’nin sancak merkezi olması
Kaynaklar[değiştir | kaynağı değiştir]
^ Ntv.com.tr, Valiler Kararnamesi Yayımlandı, Erişim:01 Haziran 2016
^ “2014 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
^ “1965 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1970 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1975 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1980 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1985 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “1990 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2000 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2007 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2008 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 20 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2014.
^ “2009 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2010 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2011 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 3 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2012.
^ “2012 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2013.
^ “2013 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 15 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2014.
^ “2014 genel nüfus sayımı verileri” (html). Türkiye İstatistik Kurumu. 10 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2015.
^ “2015 genel nüfus sayımı verileri” (html) (Doğrudan bir kaynak olmayıp ilgili veriye ulaşmak için sorgulama yapılmalıdır). Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim tarihi: 13 Nisan 2016.
^ TUIK ADNKS
^ [1]
^ Niğde Mutfağı
^ [[Türk Dil Kurumu yayınları: 63
- Published in ÇATI YAPIMI HAKKINDA